TEMMUZDA RAHATLAMA VE KONUTTA KREDİLENDİRME

Son yapılan Kabine toplantısından sonra Sayın Cumhurbaşkanı, bazı açıklamalarda bulundu. Bugün gündemin iki önemli konusunu ele alalım istedik. Üç saat süren toplantının ardından Cumhurbaşkanı, “Vatandaşlarımızın zor günler geçirdiğini biliyoruz. Dar gelirli insanlarımızın alım gücünün düştüğünün farkındayız.” dedi.
Bir taraftan dar gelirli vatandaşlarımıza şu ana kadar destek olarak verilen 5,3 milyar TL’nin artırılacağı müjdesini verdi. Devlet bir taraftan stokçularla, karaborsacılarla mücadele veriyor. Diğer taraftan da “Aile Destek Programı” gibi yeni uygulamalarla vatandaşın ekonomik olarak rahatlaması için uğraş veriyor.
Fiyat istikrarı içinde üretici- tüketici ilişkisini sağlam bir zemine oturtmak için “Hal, Perakende ve Elektronik Ticaret Kanunlarını, çıkarmaya hazırlanıyor. Bazı ürünlerdeki astronomik fiyat artışlarının, izahı mümkün olmayan zamların mücadelesi en üst düzeyde veriliyor.
Sayın Cumhurbaşkanı’nın temmuz ayındaki ekonomik rahatlama, ya da alım gücünün artması ifadesi şu anlama gelse gerektir: Bu ayda emekliye, memura, kamu çalışanlarına, taşeron işçilerine, özel sektörde asgari ücretle çalışan insanlarımızın özlük haklarındaki artıştan bahsedilmektedir.
Bu grubun en dezavantajlı kesimi olup, asgari ücretle çalışan kardeşlerimize yapılan yüzde 50 civarındaki son yılların en büyük zammı şu anda erimiş durumda.
Memleket insanımız bilir, eskiden nisan yağmurları vardı. Kırk ikindi yağmurları da denirdi. Mevsimlerin biraz ötelenmesi neticesinde Rabbim nisan yağmurlarını mayısta vermekte. Teşbihte hata olmasın ama yağmur yağacak gibi oluyor, bazı bölgelere kısmi yağıyor. Ancak nisan ve mayısta zam sağanağı hiç kesilmedi. Gün geçmiyor ki yeni bir zam haberi duymayalım. Hammaddelere yapılan zamlar bütün sektörleri vurdukça vurmakta. Bunların başında enerji, akaryakıt, doğal gaz, elektrik, gıda, hammadde, demir vs. vs.…Listeyi istediğiniz kadar uzatabilirsiniz.
Serbest piyasa ekonomisinde fiyatlarla nasıl mücadele edilecek? Ayrıca bütün girdi fiyatları dünya piyasalarında artmamış, uçmuş. Girdi fiyatları, maliyet, piyasaya arz, komisyon, arz- talep… Bunların hepsi birer handikap.
En tehlikeli olan da zamların kanıksanmış olması. İnsanımız zamları duyduğunda tepkisi belli. Her şeyin fiyatı arttı. İki katına çıktı. Bir diğer konu da konut sektöründeki kredilendirmeler. Bir rivayete göre, inşaat sektörü 3 bine yakın sektöre iş imkânı sağlıyor. Ancak insanımızın durumu ortada. Tıpkı önceki yıllarda yapılan kredilendirmelerde olduğu gibi Sayın Cumhurbaşkanı’nın müjdesi sonrası daire fiyatları derhal revize edildi, hem de asgari yüzde 10. Satış yapılan internet sitelerinde hummalı bir değişiklik çalışması var.
Devletin niyeti sektörün canlanması, insanımızın ev sahibi olması. İş uygulamaya gelince… inşaat maliyet fiyatlarındaki artışları daha önce zikretmiştik. Orada da ana kalemlerde demir, çimento, arsa, fittings malzemesi ve diğer girdi fiyatları 3-4 katına çıkmış durumda.
Devlet ilk defa ev sahibi olacak vatandaşlarımıza 0,99 faizle 2 milyon TL’ye kadar;
Döviz ve altınını Türk lirasına dönüştürerek konut almak isteyen vatandaşlarımıza 0,89 faizle 2 milyon TL’ye kadar;
Ayrıca 1 Mayıs 2022 tarihi itibariyle inşaatının yüzde 40’ı tamamlanmış ancak yüzde 50’si satılmamış firmalara kredi desteği verilecek.
Tüm bu 3 konut projesi için devlet 50 milyar TL ödenek ayırdı. Burada geri ödemelerin 10 yıl içerisinde tamamlanması isteniyor. Asgari ücretle çalışan iki eş için bir hesapla yapıldığında, 3+1 bir dairenin yuvarlak hesapla 1 milyon 200 bin TL olduğunu varsayarsak, hesap şu şekilde çıkmakta:

Ödemenin 10 yıl içerisinde biteceği öngörüldüğünden yılda 120 bin TL ödenmesi gerekiyor. Aylık baza vurduğumuzda ise 10 bin TL’ye geliyor. Asgari ücretle çalışan bir çiftin 3+1 bir ev alması durumunda bugünkü değerle aylık 10 bin TL civarında ödeme yapması gerekiyor.
Yine daha önce arz etmiştik, bundan sonraki gidişata göre devlet ya da yerel yönetimler kiralık sosyal konutlar üretecekler. 1+1’den 3+1’e kadar. İnsanımız bu hesaplı evlerde kira ile oturacak.
Ulusal ve uluslararası boyutta yaşanan bu ekonomik tablonun bir an önce daha güzel günlere dönmesi dilek ve temennisi ile.
Saygılarımı sunuyorum.