Dünya nimetleri insanların kalplerini etkiler
Eğer bütün insanlar (kâfirlere verdiğimiz nimetlere bakıp küfürde birleşen) bir tek ümmet olacak olmasalardı, Rahmân’ı inkâr edenlerin evlerine gümüşten tavanlar ve üzerine çıkacakları merdivenler yapardık.
Evlerine (gümüşten) kapılar ve üzerine yaslanacakları koltuklar ve altın süslemeler yapardık. Bütün bunlar, sadece dünya hayatının geçimliğidir. Rabbinin katında ahiret ise, O’na karşı gelmekten sakınanlarındır.
Kim, Rahmân’ın Zikri’ni görmezlikten gelirse, biz onun başına bir şeytan sararız. Artık o, onun ayrılmaz dostudur.
Şüphesiz bu şeytanlar onları doğru yoldan saptırırlar. Onlar ise doğru yolda olduklarını sanırlar.
Sonunda bize geldiğinde, arkadaşına, “Keşke benimle senin aranda doğu ile batı arası kadar uzaklık olsaydı! Ne kötü arkadaşmışsın!” der.
Onlara, “(Bu temenniniz) bugün size asla fayda vermez. Çünkü zulmettiniz. Hepiniz azapta ortaksınız” denir.” (1)
Firavunun kavmine tahakkümü
“Firavun, kavmine seslenerek dedi ki: “Ey kavmim! Mısır hükümdarlığı benim değil mi? Şu nehirler de benim altımdan akıyor (değil mi?) Hâlâ görmüyor musunuz?”
“Yoksa ben, şu zavallı, nerede ise maksadını anlatamayacak durumda olan bu adamdan daha hayırlı değil miyim?”
“(Eğer doğru söylüyorsa) ona altın bilezikler atılmalı, yahut onunla beraber bulunmak üzere melekler gelmeli değil miydi?”
Firavun, kavmini küçük düşürdü (ezdi). Onlar da kendisine itaat ettiler. Çünkü onlar yoldan çıkmış bir toplumdu.
Onlar bizi bu şekilde öfkelendirince biz de onlardan öç aldık, hepsini suda boğduk.” (2)
Kıyamet günü dostlar birbirine düşman olurlar
“Elem dolu bir günün azâbından vay o zulmedenlerin hâline!
Onlar (bu tavırlarıyla) ancak, kıyamet gününün kendilerine ansızın gelmesini beklemektedirler, hâlbuki bunun farkında değillerdir.
O gün Allah’a karşı gelmekten sakınanlar dışında, dostlar birbirine düşman olurlar. (Allah, şöyle der:) “Ey âyetlerimize iman eden ve müslüman olan kullarım! Bugün size korku yoktur, siz üzülmeyeceksiniz de.”
“Siz ve eşleriniz sevinç ve mutluluk içinde cennete giriniz.” (3)
“Şüphesiz suçlular cehennem azabında devamlı kalacaklardır.
Azapları hafifletilmeyecektir. Onlar azap içinde ümitsizdirler.
Biz onlara zulmetmedik. Fakat onlar, kendileri zâlim idiler.
(Görevli meleğe şöyle seslenirler:) “Ey Mâlik! Rabbin bizim işimizi bitirsin.” O da, “Siz hep böyle kalacaksınız” der.” (4)
Günahkârların yemeği ve içeceği
“Şüphesiz, hüküm günü, hepsinin bir arada buluşacağı zamandır.
O gün dostun dosta hiçbir faydası olmaz. Kendilerine yardım da edilmez.
Yalnız, Allah’ın yardım ettiği kimseler bunların dışındadır. Şüphesiz O, mutlak güç sahibidir, çok merhamet edendir.
Şüphesiz, zakkum ağacı, günahkârların yemeğidir. O, maden eriyiği gibidir. Kaynar suyun kaynaması gibi karınlarda kaynar.
(Allah, görevli meleklere şöyle der:) “Tutun onu, cehennemin ortasına sürükleyin.” “Sonra başının üstüne kaynar su azabından dökün.”
(Deyin ki:) “Tat bakalım! Hani sen güçlüydün, şerefliydin!?” “İşte bu, şüphelenip durduğunuz şeydir!”
Allah’a karşı gelmekten sakınanlar ise güvenli bir yerdedirler. Bahçelerde ve pınar başlarındadırlar.
İnce ipekten ve parlak atlastan elbiseler giyinerek karşılıklı otururlar.” (5)
Kur’an’ı anlamak ve onunla amel etmek temennisi ile…
-----
1) Zuhruf 31-39
2) Zuhruf 51-55
3) Zuhruf 65-70
4) Zuhruf 74-77
5) Duhân 40-53
HABER KAYNAĞI : HABER MERKEZİ