Ahirette insanlar 3 sınıf; Aktif iyiler, iyiler ve kötüler
“Kesin gerçekleşecek (olan Kıyamet) koptuğu zaman, onun kopuşunu yalanlayacak kimse olmayacaktır.
Yeryüzü şiddetle sarsıldığı, dağlar parça parça dağılıp saçılmış toz olduğu ve siz de üç sınıf olduğunuz zaman, O, (kimini) yükseltir, (kimini) alçaltır.
Ahiret mutluluğuna erenler var ya; ne mutlu kimselerdir!
Kötülüğe batanlara gelince; ne mutsuz kimselerdir!
(İman ve amelde) öne geçenler ise (Ahirette de) öne geçenlerdir. İşte onlar (Allah’a) yaklaştırılmış kimselerdir
Onlar, Naîm cennetlerindedirler.
Onların çoğu öncekilerden, azı da sonrakilerdendir.” (1)
Sûrede insanlık üçe ayrılır: ahiret mutluluğuna erenler, kötüler, iman ve amelleri ile öne geçenler. Dünya hayatının eğlencelerine kendilerini kaptıranlar, iblisin telkinlerine uyarak inkâr bataklığına saplananlar elbette hesap gününün en mutsuz insanları olacaktır. İman edenler, iblisin telkinlerine uymayarak Rabbin emir ve yasaklarına riayet edenler ise ahiret mutluluğunu elde edeceklerdir. Ahiret mutluluğunu elde edenler de amellerine göre derece derece ödüllendirileceklerdir. Müsabakalarda nasıl yarışı önde bitirenler şampiyonluk kürsüsüne çıkarsa, iman ile birlikte amelleri ile kulluk yarışını önde tamamlayanlar da elbette hesap gününün en kazançlı olanları olacaktır. Bu ayetler, daha büyük mükâfatlara nail olmak için insanları yalnız iman ile yetinmeyerek amel yarışına davet etmektedir.
İçilen su için şükretmek gerekmez mi?
“Ya içtiğiniz suya ne dersiniz? Buluttan onu siz mi indirdiniz, yoksa indiren biz miyiz? Dileseydik onu tuzlu yapardık. Şükretmeniz gerekmez mi?” (2)
Hayatın kaynağı ve vazgeçilmez, yeri doldurulmaz temel unsurlarından biri sudur. Suyun oluşmasında insanın hiçbir rolü yoktur. Suyu var eden, canlıların içmesi için uygun şekilde "tatlı" olarak planlayan yüce Allah'tır. İçtiğimiz suyun acı veya tuzlu olmasını, hijyenden yoksun mikroplar karışmış bir suya sahip olduğumuzu düşünelim böyle bir su hayat kaynağımız olabilir miydi? Doyasıya içebilir miydik? Bunun için sahip olduğumuz su nimetini bizlere veren yüce Allah'a ne kadar şükretsek azdır.
Allah’a yakın olanlar ahiret mutluluğuna ermişlerdir
“Eğer hesaba çekilmeyecekseniz ve doğru söyleyenler iseniz, onu geri döndürsenize! Fakat (ölen kişi) Allah’a yakın kılınmışlardan ise, ona rahatlık, güzel rızık ve Naîm cenneti vardır.
Eğer Ahiret mutluluğuna ermiş kişilerden ise, kendisine, “Selâm sana Ahiret mutluluğuna ermişlerden!” denir.
Ama haktan sapan yalancılardan ise, işte ona da kaynar sudan bir ziyafet vardır.
Bir de cehenneme atılma vardır. Şüphesiz bu, kesin gerçektir. Öyleyse yüce Rabbinin adını tesbih et.” (3)
Allah'a güzel bir ödünç vermek
“Kim Allah'a güzel bir ödünç verecek olursa, Allah da onun karşılığını kat kat verir ve ayrıca onun çok değerli bir mükâfatı da vardır.” (4)
Ayette sözü edilen “Allah'a güzel bir ödünç” mecazdır. Kur’ân-ı Kerîm’in müminleri teşvik ettiği üç yardım ve dayanışma şekli vardır. Bunlar; İnfak, sadaka, karz-ı hasendir.
Karz-ı hasen; Allah rızâsından başka bir menfaat beklenmeden verilen borçtur. Bu borç karşılığında borçludan menfaat beklenmez, yalnızca ödeme imkânına kavuştuğunda borcun aslını ödemesi istenir.
“Kim Allah’a güzel (karşılık beklemeden) bir borç verirse Allah da bunu kat kat fazlasıyla öder. Daraltan da genişleten de Allah’tır ve O’na döndürüleceksiniz.” (5)
“Şüphesiz ki sadaka veren erkeklerle sadaka veren kadınlar ve Allah'a güzel bir borç verenler var ya, (verdikleri) onlara kat kat ödenir. Ayrıca onlara çok değerli bir mükafat da vardır.
Allah'a ve Peygamberlerine iman edenler var ya, işte onlar sıddîklar (sözü özü doğru kimseler) ve Allah katında şahitlerdir. Onların mükafatları ve nurları vardır. İnkar edip âyetlerimizi yalanlayanlara gelince; işte onlar cehennemliklerdir.” (6)
Ahirette Münafıkların Mü’minlerden istekleri
“Mü’min erkeklerle mü’min kadınların nurlarının, önlerinde ve sağlarında koştuğunu göreceğin gün kendilerine şöyle denir: “Bugün size müjdelenen şey içlerinden ırmaklar akan, ebedî olarak kalacağınız cennetlerdir.” İşte bu büyük başarıdır.
Münafık erkeklerle münafık kadınların, iman edenlere, “Bize bakın ki sizin ışığınızdan biz de aydınlanalım” diyecekleri gün kendilerine, “Arkanıza (dünyaya) dönün de bir ışık arayın” denilecektir. Derken aralarına kapısı olan bir sur çekilir. Bunun iç tarafında rahmet, onlar (münafıklar) tarafındaki dış cihetinde ise azap vardır.
(Münafıklar) mü’minlere şöyle seslenirler: “Biz de (dünyada) sizinle beraber değil miydik?” (Mü’minler de) derler ki: “Evet, fakat siz kendinizi yaktınız. Başımıza musibetler gelmesini gözlediniz, şüphe ettiniz. Allah’ın emri gelinceye kadar kuruntular sizi aldattı. O çok aldatıcı ( şeytan) Allah hakkında da sizi aldattı.”
Bugün artık ne sizden, ne de inkâr edenlerden bir fidye alınır. Barınağınız ateştir. Size yaraşan odur. Orası gidilecek ne kötü yerdir!” (7)
Kalplerin ürperme zamanı gelmedi mi?
“İman edenlerin Allah'ı anma ve O'ndan inen Kur'an sebebiyle kalplerinin ürpermesi zamanı daha gelmedi mi? Onlar daha önce kendilerine kitap verilenler gibi olmasınlar. Onların üzerinden uzun zaman geçti de kalpleri katılaştı. Onlardan birçoğu yoldan çıkmış kimselerdir.” (8)
Allah'ın (CC) müminlere yönelttiği bir sitemle karşılaşıyoruz. Bu sitemin gerekçesi; müminlerin, Allah'ın istediği şekilde hayatlarını tanzim etmemeleri, Kur’an’ın tüm uyarılarına rağmen sanki ahiret hayatı yokmuş gibi davranmalarıdır. Kıyamet ve ahiret hayatı ile ilgili ayetleri ve uyarıları okuyanlar bu dehşet sahneleri karşısında nasıl vurdumduymaz olabilirler? Kur’an’ın anlaşılmasına engel kalplerdeki kilitlerin kırılarak Rabbimizin uyarılarına karşı daha duyarlı davranmamız gerekir.
Dünya hayatı karşılıklı bir övünme yarışından ibarettir
“Bilin ki, dünya hayatı ancak bir oyun, bir eğlence, bir süs, aranızda karşılıklı bir övünme, çok mal ve evlat sahibi olma yarışından ibarettir. (Nihayet hepsi yok olur gider). Tıpkı şöyle: Bir yağmur ki, bitirdiği bitki çiftçilerin hoşuna gider. Sonra kurumaya yüz tutar da sen onu sararmış olarak görürsün. Sonra da çer çöp olur. Ahirette ise (dünyadaki amele göre ya) çetin bir azap ve(ya)
Allah'ın mağfiret ve rızası vardır. Dünya hayatı, aldanış metaından başka bir şey değildir.” (9)
“Allah, kendini beğenip böbürlenen kimseleri sevmez.” (10)
“Ey iman edenler; Allah'a karşı gelmekten sakının ve peygamberine iman edin ki, size rahmetinden iki kat pay versin, size kendisiyle yürüyeceğiniz bir nur versin ve sizi bağışlasın. Allah çok bağışlayıcıdır, çok merhamet edicidir.” (11)
Kur’an’ı anlamak ve onunla amel etmek temennisi ile…
-----
1) Vâkıa 1-15
2) Vâkıa 68-70
3) Vâkıa 86-96
4) Hadid 11
5) Bakara 245
6) Hadid 18-19
7) Hadid 12-15
8) Hadid 16
9) Hadid 20
10) Hadid 23
11) Hadid 28
HABER KAYNAĞI : HABER MERKEZİ