KÜRESEL KRİZ
KÜRESEL KRİZ- Mehmet HANÇERLİ- Yeni Meram Gazetesi
Yazının başlığını küresel ekonomik kriz olarak atmak istedik ancak kriz sadece ekonomide değil ki. Dünyada sağlık, ekonomi, siyasal ve diğer konuların tamamında bir kriz söz konusu. Kriz, aslında Fransızca bir kelime. Güç dönem, buhran, çöküntü, bunalım ve bir sistemde ortaya çıkan bozukluk vb. manalara geliyor. Dünyayı idare eden belli güçler var. Dünya nüfuzunu, idaresini belli bir düzen içerisinde uygulamakta. Hatırlarsınız, daha önceleri Saddam Hüseyin'e amiyane tabirle “gaz verip” Kuveyt'e sokan belli çevreler, aynı Kuveyt'ten “Seni ben koruyorum” diyerek yüklü miktarlarda savunma gideri almadı mı?
Aynı hakim güçler, “Saddam'ın elinde nükleer silahlar var.” deyip tutuklayıp asmadı mı? Yıllar sonra Irak'ta nükleer silah olmadığı anlaşılmadı mı? Benzer durum Libya'da sergilendi. Lider Kaddafi, halkın arasında linç ettirilmedi mi? Uyduruk senaryolar ile İran- Irak savaşı çıkarılmadı mı?
Şöyle geriye dönüp bir düşünsek, İran- Irak Savaşı hiç çıkmamış olsa, bu iki ülke dinamiklerini kalkınma yolunda harcasa, gelişmişlikleri şu anda ne olurdu?
Türkiye'mize gelirsek, terörle mücadelemizde şu ana kadar harcanan para, 500 milyar dolar. Bu ödenekle kaç ile, kaç fabrika açılır ve Türkiye uçardı. Bütün oyunlarını, hile ve desiselerini, hinliklerini hep Müslüman toplumlara uyguladılar. Müslüman devletler kıt kanaat birikimlerini silaha verdiler. Besmele çekerek tetiğe bastılar ve Müslüman kanı akıttılar. Bu kutsal kan akışı Afganistan'da başladı. Türkiye, Irak, İran, Suriye, Mısır, Libya, Çin Uygur Özerk Bölgesi, Çeçenistan, Bosna, Yemen ve birçok Müslüman ülkede devam etti. Bazılarında da devam ediyor.
İlk defa iki Müslüman olmayan ülke birbirine girdi. Ortodoks Hristiyanların çoğunlukta bulunduğu Rusya ve Ukrayna, savaşa girmiş oldu. Geçenlerde de ifade ettik, Rusya eski itibarını kazanmak adına bir girişimde bulundu.
Türkiye ve Filistin'le ilgili fikirleri ortada olan komedyen Zelenskiy ile doğuştan sportmen ve dövüş sporları ile ziyadesiyle ilgilenen Putin, birbirlerine girdiler. İnsanın aklına gelmiyor da değil, acaba Saddam'ı Kuveyt'e sokan güç ile Putin'i Ukrayna'ya sokan güç odakları aynı mı diye. Bu uzaması muhtemel savaş ile ilgili kim, nerede duruyor; kimin ne çıkarı var? Askeri güçlerin dağılımına bakıyorsunuz Rusya, Ukrayna'nın 10 katı güce sahip. Normalde savaşın tamamlanıp Putin Efendi'nin Kiev'de kahve içmesi lazım!
Aykırı sorular arka arkaya geliyor. ABD ve NATO, Zelenskiy'nin arkasında ise, biz niçin görmedik?
-Acaba ABD elindeki işletmesi daha pahalı konumdaki kaya gazını doğal gazın yerine mi oturtmak istiyor?
-Rusya'nın Urayna'daki ilerleyişini önemsemeyip ekonomik olarak Rusya'yı bitirip dünyanın tek jandarması mı olmak istiyor?
-NATO paktının işleviyle mi oynanıyor?
Maddeler çoğaltılabilir. Ancak Rusya Devlet Başkanı Putin de KGB ajanlığından gelmiş, siyaseti ve hamlelerini iyi bilen biri. Yoksa Ukrayna ve civarındaki ülkeler NATO'ya girecek diye, bir ülkeye saldırmak neyin nesi?
Söylenenlere göre, Rusya polit büro çalışanlar ajanlar “Savaşı kaybettik.” raporu düzenlemişler ama Putin'e veremiyorlar.
Herkes, elindeki bütün kozları oynamakta. Rusya, doğal gaz ve buğday, bakliyat kozunu, karşı taraf da ambargo kozunu oynuyor. 45 dolar civarındaki petrolün varil fiyatı 130 dolarlara kadar çıktı, şu ara 112 dolara gerilemiş durumda. Belki şunu atladık, Avrupa'nın en büyük ordusu da Ukrayna ordusu(!) Bizi AB'ye almada tereddüt yaşayan zevat, Ukrayna ve komşularını acil olarak AB'ye almanın telaşında. Bir de telaşa kapıldılar, AB ordusu kurmanın peşindeler. Türkiye'nin askeri harcamalarının ne kadar haklı olduğunu bir kez daha anladık. Bu ülke tankını, topunu, füzesini, uçağını, denizaltını vs. Hepsini kendisi yapmalı; yapıyor ve yapacaktır.
Kriz tüm dünyayı etkilemedi mi? Önceleri 1,6 € civarında seyreden benzin fiyatları, şu anda Amsterdam'da 2,95 € 'dan satılıyor. Hollandalı, son 15 günde önce yüzde 33, sonra yüzde 16'lık doğal gaz zammı ile boğuşuyor. Avrupa'da yaşayan bir hemşehrimiz, bizim burada tavuk eti Türk parası ile 125 TL oldu, diyor. Hep şunu söylüyoruz, oradaki asgari ücreti alalım biz de burada mazota 50 lira verelim diye. Bin 200- bin 500 Euro arasında asgari ücret alan bir Avrupalı bunun 700, 800 Euro'sunu doğrudan ev kirasına veriyor.
Avrupa'da bir evden bir kişinin çalışmasıyla ev geçindirmek mümkün değil. Bizde de durum ona doğru gidiyor. Farkında olmadan AB'ye girdik mi ne!
Ne olursa olsun, hangi ülkeden, hangi ırktan olursa olsun Cenab-ı Hakk'ın verdiği canı kendisi almalı. Ukraynalı çocukların çaresizliğine yüreklerimiz burkuluyor.
Siyasi ve ekonomik krizlerden nasibini ülkemiz de fazlasıyla alıyor. Türkiye, idari kadrolarıyla, devlet yapısı ile bu krizden çıkacaktır. Hem de tereyağından kıl çeker gibi.
Saygılarımla.
-
Henüz yorum yapılmamış.İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.