Münafıkların fitne için yaptığı Mescid-i Dırâr -Hüseyin TOPTAŞ- Yeni Meram Gazetesi
Münafıkların namaz bahanesi ile Müslümanlar arasına fitne sokmak için yaptıkları mescid hakkında Rabbimiz, Allah Rasulünü uyararak şöyle buyuruyor:
“(Münafıklar arasında) bir de (müminlere) zarar vermek, (hakkı) inkâr etmek, müminlerin arasına ayrılık sokmak ve daha önce Allah ve Resûlüne karşı savaşmış olan adamı beklemek için bir mescid kuranlar ve: (Bununla) iyilikten başka birşey istemedik, diye mutlaka yemin edecek olanlar da vardır. Halbuki Allah onların kesinlikle yalancı olduklarına şahitlik eder.
Onun içinde asla namaz kılma! İlk günden takvâ üzerine kurulan mescit (Kuba Mescidi) içinde namaz kılman elbette daha doğrudur. Onda temizlenmeyi seven adamlar vardır. Allah da çok temizlenenleri sever.
Binâsını takva (Allah'a karşı gelmekten sakınmak) ve onun rızasını kazanmak temeli üzerine kuran kimse mi daha hayırlıdır, yoksa binasını çökmeye yüz tutmuş bir yarın kenarına kurup, onunla birlikte kendisi de cehennem ateşine yuvarlanan kimse mi? Allah zalimler topluluğunu doğru yola erdirmez.
Yaptıkları bina, (ölüp de) kalpleri parçalanıncaya kadar yüreklerine devamlı olarak bir kuşku (sebebi) olacaktır. Allah çok iyi bilendir, hikmet sahibidir.” (1)
Münafıklar İslâmiyet’in Medine’de güçlenerek yayılmasından rahatsız oluyor ve bu gelişmeyi önleyemedikleri için hayıflanıyorlardı. Hz. Bilâl’in okuduğu ezanın ardından müminlerin Mescid-i Nebevî’de saf tuttuğunu, birlik ve dayanışmalarının giderek arttığını görüyor, Hz. Peygamber’in sohbetlerine katılan müminlerin sayısının çoğalmasını hüzünle seyretmekten başka ellerinden bir şey gelmediğini söylüyorlardı.
Münafıklar kendi aralarında rahatça toplantılarını yapmak ve karar almak aynı zamanda da tefrika çıkarmak için Müslümanlara zarar vermek amacıyla Kubâ Mescidi’nin karşısına bir mescid inşa ettiler. Hz. Peygamber, Tebük Seferi’nin son hazırlıklarıyla meşgulken münafıklardan beş kişilik bir heyet gelip yağmurlu ve soğuk kış gecelerinde hasta ve özürlü olanların namaz kılması için bir mescid inşa ettiklerini ve kendilerine namaz kıldırarak burayı ibadete açmasını istediler. Resûl-i Ekrem sefere çıkmakta olduğunu, dönüşte orada namaz kıldırabileceğini söyledi. Bu sırada mescid ve onu yapanların niyetleri hakkındaki ayetler nazil oldu. Bu Ayetlerde mescidi inşa edenlerin niyetlerinin müminlere zarar vermek, hakkı inkâr etmek, müminlerin arasına nifak sokmak ve daha önce Allah ve Resulü’ne karşı savaşmış olan bir kişiyi (Ebû Âmir er-Râhib) beklemek olduğu belirtiliyor, bunların gayelerinin iyilik olduğuna dair ye min bile edebilecekleri, halbuki yalancı oldukları vurgulanıyor, Hz. Peygamber’e Mescid-i Dırâr’da asla namaza durmaması, buna karşılık takvâ üzerine kurulmuş mescitte (Mescid-i Kubâ veya Mescid-i Nebevî) namaz kılmasının daha uygun olacağı bildiriliyordu. Bunun üzerine Resûli Ekrem Medine’ye ulaşınca mescidi yıkmaları için emir verdi. Bunun üzerine Mescid-i Dırâr yıkılarak yakılmıştır. (2)
Münafıklar İslam’ın yayıldığı ilk günlerde nasıl, asıl niyetlerini gizlemek için Mescid inşa ederek namaz için inananları oraya davet ederek fitne tohumları ekmeye çalışmışlarsa günümüzde de boş durmamaktadırlar. Mü’min feraset sahibi olmalı, söylemlere ve eylemlere değil samimiyete bakmalıdır.
Münafıkların oyunlarına karşı uyanık olmak temennisi ile…
1)Tevbe Suresi 107-110
2) Hüseyin Algül, İslam ansiklopedisi, Mescidi Dırar md.,cilt 29
HABER KAYNAĞI : HABER MERKEZİ