NAZAR ETME NE OLUR ÇALIŞ SENİN DE OLUR

Kıymetli dostlar, Allah biz hatunları yaratırken çenemizi sanki yerçekimi kuvvetinde yaratmış.
Halbuki bu dili; Hakk’ı konuşalım, halka güzel konuşalım diye yaratmış.
Hele bir de konuşmaya başlasak aman Allah’ım! Sohbet ederken bir anda “farkında bile olmadan” gaflete düşüp, ucundan kıyısından o dedikodu, gıybet yapılıyor.
Bazen düşünüyorum da, biz hanımlar 40 gün konuşmasak erenlerden oluruz.
Gelin, birlikte Asr-ı Saadete uzanalım. Sevgili Peygamberimiz Hz. Ayşe’ye: “Konuş ya Ayşe beni ferahlat” diyordu. Acaba Hz. Ayşe, Efendimize ne söylüyordu ki Peygamberimiz rahatlıyordu.
Bir de biz hanımların fıtratında, hasetlik, fesatlık, kıskançlık olabildiğince yoğun. Geçenlerde bir arkadaşla sohbet ederken dedi ki: Hem ekrandasın hem radyodasın hem köşe yazarlığı yapıyorsun hem de entelektüel bir Müslümansın. Halbuki saçın açık olsaydı, edepli olmasaydın, giyim kuşamın farklı olsaydı insanlar seni hemen karalarlardı.
Duyduklarıma şoke oldum! Nasıl yani? Dedim. Bu nasıl cahilce bir yaklaşım! Evet entelektüel Müslüman olmak için elimden gelenin en iyisini yapma gayreti içindeyim. Dünya ve ahiretimde bana fayda sağlayacak işler yapma çabasındayım. Fakat bu mukayese hiç adil değil!..
Sonra düşündüm, hasetlik, fesatlık, kıskançlığın temelinde ne var? Ayrıca biz hatunlarda vesvese de ayyuka çıkmış durumda. Onu da başka bir yazıda ele alırız detaylıca inşallah. Bakalım kıskançlık bize kimden miras kalmış?
İblis, şu dünyada gelmiş geçmiş en iyi rehberlerden biridir. Kötülüğüyle rehberlik eder.
Aslında kimseyi öldürmemiştir. Hırsızlık yapmamıştır. Zina etmemiştir. Haram yememiştir. Bilakis hep itaatte, hep ibadettedir.
Ama Kur’an cehennemin dibini boylayacak ilk varlık olarak onun ismini anar. Peki neden?
Çünkü kıskanmıştır. Onca ilmin, meleklere hocalık yapan onca statünün, Allah’ın varlığına bizzat şahitliğin içindeyken, Allah onun kontrol edilmemiş kıskançlık kötülüğünü ortaya çıkaracak bir sınava tabi tutmuş ve kıskançlığın aslında bir varlığı nasıl beş para etmez bir hâle getirdiğini tüm huzurunda bulunanlara ispat etmiştir.
Kıskançlık dünyadaki suçların ilk sebebidir ve son da olmayacaktır.
Ve Allah kıskançlıkla iş tutanların, etrafındaki insanların hayatlarını bu yüzden darmaduman edenlerin ve sırf hasedinden dedikodu çevirenlerin kendi katında beş para etmediğini iblis üzerinden anlatır.
Ve iblis gibi ilim sahibi bir varlığın sırf kıskançlığın açtığı kötülükler silsilesiyle nasıl cennetten mahrum edildiğini gözler.
Kur’an kıssaları öyle hikaye olsun diye anlatılmamıştır. Her birinde kalbin gözüyle okunması gereken hikmetler barındırmaktadır.
Şimdiye kadar ki okumalarım bana şunu söyler:
Her insanda var olan az veya çok ‘kıskançlık duygusunu' terbiye edemeyen insan hiçbir konuda kendini terbiye edemez.
Bir kulda güzel bir haslet mi gördük ya da ona ikram edilen nimetler mi gördük; “Maşallah Allah ne güzel ikramlarda bulunmuş daha da güzelini nasip etsin” sözünü dilimize pelesenk etsek daha güzel olmaz mı?
Ki melekler, gıyabında Müslüman kardeşine yaptığın duada; “Allah sana iki katını versin” diye mukabelede bulunurlar..
Savruluşlarımız, kötülüklerimiz, dedikodularımız aslında hep bu hasede dönüşmüş gizli kıskançlık nedeniyledir.
“Ben senin neyini kıskanacağım?” cümlesi bile kıskançlık içeren bir cümledir.
Tıpkı iblisin, secde etmemesinin altında yatan, onun ne özelliği varmış da ben ona hürmet göstereceğim düşüncesi gibi.
Emin olun İblise, Ademi mi kıskandın şimdi sen, bu yüzden mi onu küçümsedin diye sorulsaydı, “Aman onun neyini kıskanacağım ben?” derdi.
Son zamanlarda pek çok duyduğunuz “Nasıl arınırız?” sorusunun cevabı; işte bu kıskançlık duygusunu kontrol etmekle başlamalısınız, başlamalıyız.
Çocuklarınıza vereceğiniz ilk dini eğitim de bu duygunun kontrol eğitimi olmalı..
O zaman yazımızı güzel bir dua ile bitirelim. Allah’ım dil ile lanetleme, beddua etme, intizar etme, dedikodu, gıybet, haset, fesatlık günahını işlediğimiz ya da soyumuzdan bu günahları işleyen anne babalarımızın ve dahî zürriyetlerimizin adına tövbe ettik.
Amin.