Okumanın amacı…
Okumanın amacı…- Muhammet GÜMÜŞ- Yeni Meram Gazetesi
En önemli sorunlarımızdan biri olsa da çok dile dökülmeyen konumuzdur aslında okumak. Hep ortamlarda sohbetlerimizde okumamaktan dem vururuz ancak bunla alakalı neler yapılıp yapılmaması gerektiği konusunda söylemler hep havada kalır gider.
Kimimiz eğitim müfredatından yakınırız kimimiz okumaktan çok görmenin tercih edildiğini ve bunda da sosyal medyanın çok büyük etkisi olduğunda hem fikir oluruz.
Kitap, gazete, dergi ve okunmaya dair ne varsa hep ötelediğimizi ifade ederiz.
Ancak bu söylem ve algıların aksine o kadar önemli ve değerli çalışmalar oluyor ki işte bunları görüp birde ilgi alakaya şahit olunca geleceğe daha bir güzel bakabiliyoruz.
Evet şehrimizde geçen hafta 19 Ekim’de başlayan ve dün sona eren mükemmel bir organizasyon yapıldı. Her yıl gerçekleşen ve büyüyerek daha geniş kitlelere ulaşan “Konya Kitap Günleri” bu yıl “Özgürlük İçin Oku” mottosuyla kitapseverlerin ilgisine sunuldu.
1 milyondan fazla kitap, 250 yazar ve 250 yayınevinin katıldığı 11. Konya Kitap Günleri’nde kitap alışverişinin yanında; yazar buluşmaları, imza günleri, söyleşiler, paneller, atölye çalışmaları ve çocuklara yönelik etkinlikler yapıldı.
Her günü ayrı bir heyecan barındıran Kitap günlerine sadece şehrimizden değil çevre illerden de yüksek katılımlar oldu. Şehir olarak birçok fuara ev sahipliği yapıp şehir dışından ziyaretçilerin gelmesine alışık olsak da böylesi bir fuara gelen misafirlerin sayısının fazla olması mutlu etmeye yetti.
Demek ki verilmesi gereken mesaj, güzel ve etkili verilmiş ki kitapseverler bunun için şehrimizde bir araya gelmiş. Konya Büyükşehir Belediyesinin düzenlediği bu etkinlik artık ulusal anlamda da önemli bir marka oldu. Ve geçen her yıl da bu markanın değeri ciddi şekilde artıyor.
Bilmiyorum sizlerin de dikkatini çekti mi ancak benim dikkatimi çeken en önemli unsurlardan biri birbirinden değerli yazarların söyleşilerinde salonların tıklım tıklım olması oldu.
Yani sosyal medya gençliği diye adlandırılan o gençlerimiz söylemden uzat tam tersi olarak yazarların söyleşilerinde yerlerini almış olmalarıydı. Bunun ötesinde henüz ilköğretim sınıflarında eğitim gören miniklerin ilgisi de görülmeye değerdi.
Heyecanları kitaplara ilgileri geleceğe umutla bakılmasına sebep olan güzel bir detay oldu. Okumanın öğrenmenin amacına şimdiden sahip olabilmek için verdikleri mücadele eminim ki gelecekte karşılarına çok önemli bir katkı olarak gelecektir.
Okumanın amacından bahsetmişken bununla alakalı çok sevdiğim bir alıntıyı paylaşmak istiyorum.
“ Bir öğrenci hocasına şöyle bir soru sorar: “Birçok kitap okudum ve çoğunu unuttum; o halde okumanın amacı nedir?”
Öğretmen o an cevap vermez fakat birkaç gün sonra, o ve genç öğrenci bir nehrin kenarında otururken, öğretmen susadığını söyler ve çocuğa yerde duran eski, kirli bir süzgeçle su getirmesini ister.
Öğrenci, bunun mantıksız bir istek olduğunu bildiği için şaşırır.
Ancak hocasına karşı gelemez ve süzgeci alıp bu anlamsız görevi yerine getirmeye başlar.
Her seferinde süzgeci nehre daldırıp hocasına biraz su getirmek istediğinde, daha ona doğru bir adım bile atamadan süzgeçteki su tamamen akıp gitmiştir.
Defalarca denese de ne kadar hızlı koşarsa koşsun, su süzgecin deliklerinden akarak kaybolur.
Bitkin halde hocasının yanına oturur ve şöyle der:
• Bu süzgeçle su getiremiyorum; beni affedin hocam, bu imkânsız ve görevimde başarısız oldum.
• Hayır! diye yanıtlar yaşlı adam gülümseyerek - Başarısız olmadın. Süzgece bak: Şimdi parlıyor, tertemiz, tıpkı yeni gibi. Süzgecin deliklerinden sızan su onu temizledi.
• Kitap okuduğunda da - diye devam eder yaşlı Hoca, - sen bir süzgeç gibisin ve onlar da nehir suyu gibidir. Sayfalar arasında bulacağın fikirler, duygular, hisler, bilgi ve gerçek, onları hafızanda tutamasan bile, zihnini ve ruhunu temizleyecek, seni daha iyi ve yenilenmiş bir insan yapacak.
İşte okumanın amacı budur.”
Kalın sağlıcakla.
-
Henüz yorum yapılmamış.İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.