OSMANLI’DA VE TÜRKİYE’DE AZINLIK SORUNLARI

Azınlıklar, devletlerin başına her zaman sorun olmuştur. Azınlıklara en hoş görü ile bakan da inançlarının gereği İslam ülkeleridir. Ta peygamberimiz zamanından beri bu böyledir. Tüm İslam ülkeleri azınlıkların can, mal ve ırz güvenliklerini sağlamıştır. Osmanlı’da da durum aynıdır. Sadece azınlıklardan cizye adında bir vergi alınır. Hatta 17.yy ortalarından itibaren bu da yer yer alınmamıştır. Osmanlı’nın güçlü zamanlarında hiçbir sorun olmazken 1820 Mora İsyanından sonra başta Rumlar bağımsızlık hareketlerine başlamışlardır. Nihayet bu isyan sonucu Rumlar 400 yıl bağlı kaldıkları Osmanlı’dan ayrılarak bağımsız olup Yunanistan’ı kurdular. Bu diğer azınlıklara da kötü örnek oldu. Yahudiler bağımsızlık konusunda sessiz ve derinden gidiyordu. 19. yy sonlarına doğru onlarda iyice bağımsız devlet hayali görmeye başladılar. Önce Fransa’da sonra o zaman Osmanlı şehri olan Selanik’te Masonların desteği ile örgütlendiler. Hatta Osmanlı ülkesinde ilk Mason locası da Selanik’te Emanuel Karaso tarafından açıldı. Yahudilere bu hayali kurmaya iten de onların kitabı olan bozulmuş Tevrat’taki arz-ı mevut bölümüdür. Orada güya Allah Fırat ile Nil arasındaki toprakları Yahudilere vaat etmiş. Bu hayalin peşinde olan Yahudiler özellikle İspanya’dan gelen Sefarad Yahudisi Sebataylar Türk ve Müslüman kılığına girip içlerinde kendi dinlerini yaşamışlar. İsimleri Ali, Veli, Ayşe, Fatma… Dışları bizden içleri gavur... Boş durmamışlar. Üst düzey devlet memuru yetiştiren okullara özellikle de Harbiye’ye girip çok sayıda subay olmuşlar. Selanik’te örgütlenip Masonik Yahudi kuruluşu olan İttihat ve Terakki Partisini kurmuşlar. Çeşitli entrikalar çevirmişler, ordu kurup İstanbul’a yürümüşler. 1908’de 2. Meşrutiyeti ilan ettirmişler. 1909’da da ihtilal yapıp 2. Abdülhamid’i iktidardan indirmişler. Arkasından devleti ele geçirip savaşlara sokmuşlar. Nihayet 1.Cihan Harbinde yenilmesini sağlamışlar. Mondros Ateşkes Antlaşmasında da devletin işgalini sağlayan 7. Maddenin antlaşmaya konulmasında da bunlar etkinmiş. Ülke işgal edilmiş. Milli Mücadele de iki buçuk yıl sürmüş. İlk 2 yılda Ankara orduları sürekli çekilmiş. Bursa bir kurşun atılmadan Yunan’a teslim edilmiş. Neden? Oysa Yunan ilk çıktığında onları milis güçleri bile durdurmuştu. Çerkez Ethem vs. Son altı ayda Yunan Ankara’ya yaklaşınca Ankara ordusu Yunan’ın peşine düşmüş. Lozan’da da Yahudi parmağını görüyoruz. Baş haham Haim Naum baş danışmandır. Neden? Başka adam mı yoktu? Nihayet Cumhuriyet kuruldu. Orada da Yahudi etkinliğini görüyoruz. Yani hep ihanet… Hep ihanet…
Osmanlı’nın millet-i sadıka dediği Ermeniler de boş durmamış. Devletin zayıfladığı anda 1877 Osmanlı Rus Savaşından itibaren Batılı devletler ve Rusların desteği ile doğu illerimizde Müslüman katline başlamışlar. Bu durum 1915’te zirve yapmış. On binlerce Müslüman’ı katletmişler. Nihayet devlet Ermeni tehcirini yapmış. Yani belli sayıda Ermeni’nin o zaman Osmanlı’nın toprağı olan Suriye’ye sürgün edilmesi olayı… Bu sayı Ermenilerin iddia ettiği gibi bir buçuk milyon değildir. Bunların çoğunluğu da Cumhuriyet döneminin başında geri gelmiştir. Ermeniler de Yahudiler gibi bizden toprak alma fikirlerinden vazgeçmemiştir. Çeşitli terör örgütleri kurmuşlardır. Osmanlı zamanında Taşnak ve Hınçak, Cumhuriyet döneminde de Asala ve PKK terör örgütleridir. Türkiye Asala’yı zayıflatınca yerine 1978’de PKK kurulmuştur. 1980 ihtilalinden sonra Asala tamamen bitirilmiştir. 1984’te ise PKK terör eylemlerine başlamıştır. 40 yıldır devletimizle savaşıyor. Gayesi ülkemizi bölmek… 1915’te yapamadıkları Doğu Anadolu’yu Ermenistan’a, Güneydoğu Anadolu’yu da İsrail’e bırakmaktır. Bu konuda Yahudiler ile Ermeniler ortak çalışmaktadır. Yahudiler Türk görünür, Ermeniler ise Kürt görünümündedir. Arkalarında terör devleti ABD, terörist İsrail ve AB ülkeleri var. İnşaAllah İslam’ın ve mazlumların son kalesi ülkemizdeki emellerine kavuşamayacaklar. Bunun için birlik ve beraberlik içinde güçlü olmak zorundayız. Bu oyunları bozacağız.