PEYGAMBERİMİZİN ALDIĞI HAC HEDİYELERİ
PEYGAMBERİMİZİN ALDIĞI HAC HEDİYELERİ- Lütfi AYHAN- Yeni Meram Gazetesi
(“En iyi “hac hediyesi” ne acaba? Hurma mı, zemzem mi, takke mi tespih mi, değişik giyecekler veya elektronik araçlar mı…?)
Müslümanlar 1444 yıldır Hacca giderler. Peygamberimiz zamanında yüz bin civarında sahabe hac yapmış. Bu gün bu sayı 4-5 milyondan fazla diyorlar. Buna bir de Suud’dan katılan hacıları eklersek sayı bayağı artar. Konu ile ilgili daha önce bir yazı kaleme almıştım. Yazının başlığı “Peygamberimiz bu gün hacca gitse nerede konaklardı, Zemzem Tavırda mı? ” idi galiba. O yazıda artan hacı sayısına karşılık alınan tedbirlerin yerinde olup olmadığına dair sualleri dile getirmiş, Suud Yönetiminin bu konuda aldığı tedbirler yeterli mi, bu tedbirler İslam’ın ruhuna uygun mu, Peygamberimiz, sahabe efendilerimiz hayatta olsa bu işe nasıl bir çare bulurlardı…? Sorularına cevap aramıştım. O günden bu güne bu mevzuda birçok gelişme oldu. Suud Yönetiminin bu konuda yaptığı genişletme ve kat çıkma tedbirleri konunun uzmanlarınca nasıl karşılandı? O gün, “Keşke kat çıkılmasa da etraf genişçe yıkılıp çok büyük bir meydan oluşturulsa daha iyi olurdu” diyenlerin görüşleri bugün bile hala geçerli mi? Öyle görünüyor. Çünkü çıkılan katların yeterli olmadığı anlaşılmış olmalı ki bu gün Kâbe’nin etrafına yine çok büyük, pek şatafatlı çok katlı ek binalar yapılıyor. Niyet iyi olsa da bu çalışmaların (yapılan binaların) haccın/ Kâbe’nin ruhuna aykırı olduğu aşikâr. Çünkü en başta Kâbe sadeliği, mütevazılığı ile öne çıkarken bu çok katlı, ihtişamlı, pahalı yapılar buna zıt. Düşünebiliyor musunuz Allah Teâlâ kendi adına yapılan yeryüzündeki bu ilk yapıya (Ali İmran 96) , “Kâinatın merkezine” BEYTULLAH adını vermiş. “Allah’ın Evi”. Allah’ın Sarayı, Allah’ın Köşkü, Allah’ın Kasrı…” değil, “Allah’ın Evi” demiş. Bu evin maddi değeri ne? Mütevazı, süsten gösterişten uzak bir bina. Kara taşlardan örülmüş dört duvar. Madden bir değeri yok yani. Burada bizlere verilen önemli bir mesaj var: “Geçici şu dünyada barınak bir ihtiyaç. Lakin bu barınaklar mümkün olduğunca sade, küçük, gösterişten ırak olmalı…”
HACCIN ANA MEKANI BEYTULLAH
İhtiyacı karşılamak için yapılan ek binalar, hacıları fiziken Kâbe’den koparıp uzaklaştırıyor. İnşallah İslam Dünyası Suudla birlikte bu işe bir çare bulur. En iyi çare hala (galiba) şu: “Kâbe’nin etrafını yüksek binalardan (ek binalardan ve otellerden) arındırmak. Mümkün olduğunca çok geniş düz bir alan oluşturmak. Böylece Kâbe’nin görünürlüğü kaybolmadığı gibi ‘Allah’ın Evi’ olan bu yapı, etrafına dikilen ve onu adeta bir kuyuya, kale içine hapseden binalardan/görüntüden kurtarılmış olacak.
ÇARŞI TAVAFI! VEYA EN İYİ HAC HEDİYESİ
Bu giriş ve hatırlatmadan sonra değişik bir mevzuya girmek istiyorum. Hacılar, haccın temel şartlarını (ihram, Tavaf, Sa’y, Arafat, taş, baş, traş…) yerine getirdikten sonra, bunların dışında nafile olarak bol bol tavaf yaparlar, Kâbe’de namaz kılıp büyük sevaplar kazanmaya çalışırlar. Bu sevap kazanma işinde Medine’de Ravza’da namaz kılmakta vardır. Bunlar Haccın ibadet kısmıyla ilgili bölümler. Bunun dışında insanlar değişik yerleri gidip görmek isterler. Bunların başında Medine'deki kabirler, Uhud Savaşının yaşandığı bölge, Bedir Savaşının yapıldığı yer ve buralarda şehit düşen sahabelerin mezarları/ mescitler gelir. Mekke'de ise Hira ve Sevr Mağaraları başta olmak üzere peygamberimizin evi, Cin ve İcabe mescidleri, Cenneti Mualla, Taif… Vardır. Hacılar buraları da ziyaret ederler.
“ÇARŞI TAVAFI!”
Bunlarda tamamlandıktan sonra artık dönüş günü yaklaştıkça hacıların deyimi ile “Çarşı tavafları” başlıyor. Hacılar, çoluk çocukları başta olmak üzere hısım akrabaya, eşe dosta, “hoşgeldin”e gelecek ziyaretçilere… Hediye alma telaşına düşüyorlar. Bu eylem de direk hac ile ilgili değil ama İslam’ın hediyeleşme mevzuu ile ilgili bir gelenektir. Görebildiğim kadarı ile hacılar bu konuda hem zorlanıyorlar hem de ciddi bir zaman harcıyorlar. Onun için Mekke’de hepsi pek değerli, çok gayretli genç hacı arkadaşlarıma yarı espri yarı ciddi bir öneride bulundum. Onlara dedim ki, “Peygamberimiz ömründe bir kez yaptığı hacdan sonra Mekke’den Medine ye dönerken yakınları için ne gibi hediyeler aldı? Onları öğrenip uygulasak nasıl olur?” Doğrusu bu sorunun cevabını ben de bilmiyorum. Araştırmaya değer bir soru değil mi? “Hediyeleşmek sünnettir” geleneğine uyarak insanlar hediyeler alıyorlar normal, makul bir eylem. Peki, en iyi “hac hediyesi” ne acaba? Hurma mı, zemzem mi, takke mi tespih mi, değişik giyecekler veya elektronik araçlar mı? Bence en iyi hediye “Hacı olmuş bir insan anasından doğmuş” gibi günahlardan hatalardan arındığına, “Allah’ın ve peygamberin misafiri olma” şerefine erdiğine göre O’nun yapacağı dualardır. Bu sebeple hacı olmuş kardeşlerimizin sevdiklerine yakınlarına, çoluğuna çocuğuna verebileceği en kıymetli, en değerli hediye, onlara sağlık, sıhhat, afiyet dilemesi; onların Salih ve Salihalardan olmaları için yakarması. Sevdiklerinin, bir “gölgelik” hükmünde olan bu dünyadan imanla göçüp cennete ve cemale kavuşmaları için yaptığı dualardır.
-
Harun Gözütok2023-07-26 11:02:13Teşekkürler
-
Ali Dal2023-07-26 12:24:58O en iyi hediyeden bende istiyorum hocam
-
Mehmet Eroğlu2023-07-26 15:36:25Dua, dua, dua. Çok haklısınız Hocam