Konya
°C
Yeni Meram

Prof. Dr. İhsan Doğramacı

Prof. Dr. İhsan Doğramacı- Abdurrahman KUTLU- Yeni Meram Gazetesi

A+
A-
11.11.2021 01:19
11.11.2021 08:50
12
2539
ABONE OL

Ülkemizde herkes onu kurduğu Hacettepe Üniversitesi (H.Ü.) ve Hacettepe Hastanesiyle tanıdı. Kurduğu bu müesseseler adını sadece ülkemizde değil, kısa sürede dünyaya da duyurmuştu. Hacettepe Üniversitesi ile ülkemize birçok alanda, yeni modern bir üniversite anlayışı getirmişti. Açılan her Fakülte ve Bölüm çoğu yurtdışı deneyimli, genç akademisyenlerle modern eğitim-öğretim programları ile modern binalarda ve mekanlarda yer almışlardır. Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi ve Hacettepe Hastanesi ile çoğunluğu Amerika’da yetişmiş genç akademik kadrolarla ülkemize modern tıbbın, hasta yaklaşımlarını ve tedavi prensiplerini ülkemize kazandırmış; aynı zamanda öğrencilere ve asistanlara bunların eğitim-öğretim ortamlarını hazırlamıştır. Bunları sadece Hacettepe Üniversitesinde yapmakla kalmamış, H.Ü. ne bağlı olarak, Kayseri, Sivas, Trabzon, Samsun, Eskişehir Tıp Fakültelerini kurmuş; 1962 yılında kurulmuş, ancak faaliyete geçirilememiş Erzurum Tıp Fakültesine akademik kadro desteği vererek faaliyete geçmesini sağlamıştır. Bütün bu tıp fakültelerinin akademik kadroları Hacettepe Tıp Fakültesi ve Hacettepe Hastanesinde yetiştirilmişlerdir. Bu şekilde modern tıp prensiplerinin ve anlayışının bütün Anadolu’ya yayılmasını sağlamıştır. Bugün Hacettepe Tıp Fakültesi ve Hastanesi başta olmak üzere; bu tıp fakülteleri ülkemize çok sayıda hekim ve uzman yetiştirirken, büyük hastaneleri ile binlerce hastaya da şifa vermektedir.
Hazırladığı Yüksek Öğretim Kanunu (YÖK) ile Anadolu şehirlerinde çeşitli bakanlıklara bağlı, Yüksek Öğretim niteliği taşıyan çeşitli vasıflardaki okulları Yüksek Öğretim çatısı altında toplamış; yeni üniversiteler kurmuş, önceden kurulmuş olan bazılarını da büyütmüştür. Selçuk Üniversitesi de büyütülenlerden biridir. Böylece üniversitelerin Anadolu’ya dağılımını sağlamış ve Anadolu çocuklarına üniversite kapıları açmış, üniversitede okuyan öğrenci sayısı artmıştır. Bu kanunla; ülkemizde akademisyen sayısı ve uluslararası rekabette önemli yeri olan, uluslararası dergilerde yayın sayısı artmıştır. Aynı zamanda bu kanunla, yüksek öğretimde kâr amacı gütmeyen kurumların kurulmalarını hedeflenmiş ve Vakıf Üniversitelerinin kurulmalarının kapısı açılmıştır. İlk olarak da kendisi bir vakıf üniversitesi olan Bilkent Üniversitesini kurmuştur, 1984. Bugün ülkemizde 100’e yakın vakıf üniversitesi bulunmaktadır.
Ne yazık ki YÖK kanununun getirdiği yenilikler, ülkeye sağladığı faydalar yeterince anlaşılamamıştır. Eleştiriler, ya ayrıntılarda olmuş veya kanunu tam bilmeden yapılmıştır. Bugün kanun çıkalı 40 sene olmuş, o zamandan bu yana, değişen şartlara ve ihtiyaçlara göre çok değişikliklere uğramıştır.
Merhum Doğramacı 95 yıllık ömrünün büyük çoğunluğunu sağlığa, eğitime ve insanlığın hayrına olan çalışmalara harcamıştır. Dünyada tanınmışlığı, ülkemizden daha fazla dersek yanlış olmaz. O sadece ülkemizde değil, dünyanın birçok ülkesinde eğitim ve sağlık kuruluşlarına danışmanlık yapmış, kurulmalarına yardımcı olmuştur. Birçok ülkeden, devlet adamından ödüller, nişanlar almıştır. Vefatına kadar Dünya Pediatri Derneği Onursal Başkanlığını yürütmüştür. Dünya Sağlık Örgütü (WHO) anayasasını hazırlayanlardan ve o anayasada imzası olanlardandır. 2001 yılında Üniversitemizde düzenlediğimiz bir toplantıda, Dünya Sağlık Örgütü kurucularından sadece ben hayattayım demişti.
Merhum Doğramacı, o zaman bir Osmanlı kenti olan Erbil’de 1915 yılında varlıklı ve hatırlı bir Türkmen ailenin çocuğu olarak dünyaya gelmiştir. Babası Erbil Belediye Başkanı Doğramacızade Ali Paşadır. Annesi İsmet Hanım, Osmanlı Mebuslar Meclisinin Kerkük Mebusu Kırdarzade Mehmet Ali Beyin kızıdır. Eşi merhume Ayser hanımefendi Mahmut Şevket Paşanın yeğeni ve Irak Başbakanlarından Süleyman Bey’in kızıdır.

Merhum Doğramacı plan proje insanı olduğu gibi, aynı zamanda hayır, hasenat sahibi biridir. Ancak yaptığı yardımları ve hayır işlerini başkalarıyla paylaşmayı sevmeyen biriydi. Bir gazete röportajında, gazetecinin zorlamasıyla öğrendiği, devletten hiç maaş ve yolluk almadığını okuduğumda çok şaşırmıştım. Maaş zarf içinde gelir, dokunulmadan bir yerlere gider demişti. Altı vakıf kurmuş, bu vakıflardan biri doğduğu Erbil’de kurulmuştu.
Doğramacı Hoca insan yetiştirmeye, başarılı olanların önünü açmaya çok önem vermiştir. Başarılı birçok öğrenciyi Amerika’ya göndermiş, orda yetişip Hacettepe’ye ve ülkemize dönmelerini sağlamıştı. Organ nakli konusunda, herkesin tanıdığı Başkent Üniversitesi kurucusu Sayın Prof. Dr. Mehmet Haberal’ın önünü açmış, Sayın Haberal da ülkemizde ilk olarak; böbrek yetmezliği olan bir çocuğun annesinden böbrek alarak, ilk börek naklini gerçekleştirmiş (1975) ve bu şekilde ülkemizde organ naklinin kapılarını açmıştı.
Doğramacı, iyi bir bilim insanı, iyi bir hekim, iyi bir eğitimci olmasının yanında iyi bir planlamacı ve müteşebbistir. 60’lı yıllarda ülkede kaliteli birçok imalatın sıkıntısının olduğu bir dönemde üniversitenin ve hastanenin ihtiyaçlarına yönelik; inşaat, mobilya (tepe) şirketleri, oksijen üretim tesisini kurmuştur. Onun için her meslek gurubundan, her iş adamının ondan öğreneceği bir şeyler olacağı düşüncesindeyiz. O nadir yetişen ülkemize ve insanlığa büyük hizmetleri olmuş, çok özellikli bir Türk Büyüğüdür. Sağlıkçılar ve eğitimciler başta olmak üzere, her Türk aydını onu tanımalı ve bilmelidir. Çünkü dünya onu tanıyor. 2010 yılında vefat etmiş, Bilkent’te babasının adına yaptırdığı Ali Paşa Camisi’nin avlusuna defnedilmiştir. Ruhu şad olsun.
Dr. Abdurrahman Kutlu

HABER YORUMLARI
  1. Ahmet Naci Ertaş
    2021-11-11 11:09:49
    Unutulmaması gereken büyüğümüzü yeni nesillere bir kez daha hatırlattığınız için teşekkür ederim hocam. Hayırlı mesailer.
  2. Veli Mavi
    2021-11-11 12:40:08
    Hocam merhaba. Nasılsınız? Yazınız çok güzel olmuş. Çok beğendim.
  3. Mehmet Aydın
    2021-11-11 13:10:53
    Çok güzel bir yazı elinize Sağlık muhterem rektörüm
  4. Tülay Şener
    2021-11-11 14:05:06
    Kendisini ve kendisi gibi kıymetli eşi merhumeyi saygı ve sevgiyle anarım her zaman. Hayatım boyunca tanıdığım en kıymetli, en ender insanlardan her ikisi de, mekanları cennet olsun. Bu dünyaya gelen özel ve seçilmiş insanlardan merhum İhsan Doğramacı. Mütevazi, çalışkan, öğrenme arzusu, yardım etme, birine iyilikle dokunma arzusuyla dolu iyi bir insandı, bildiğini aktarma arzusu hiç bitmeyen ve vasıfları, insani değerleri, yaptıkları sayfaları alır. Her karşılaştığımda kendilerinden örnek almaya çalıştığım özel insanlardı onlar. Bunlardan birisi de bu güzel yazıyı yazan, değerli hocam sayın Abdurrahman Kutludur, kendisine sonsuz saygı ve sevgilerimi iletirim.
  5. Mustafa Sinan Ümit
    2021-11-11 15:46:28
    Konyamızda İhsan Doğramacı ismini taşıyan anaokulu ne oldu ?
  6. H. Tuncay Bilge
    2021-11-11 17:48:34
    Kıymetli hocam, Doğramacı hocamıza gönülümüzdeki minnet ve şükranlarımızı tekrar sunmamıza vesile olduğunuz için sizede çok çok teşekkür ediyorum. Emeklerinize sağlık çok çok teşekkür ediyorum. saygılarımla. Tuncay Bilge
  7. Mehmet Özen
    2021-11-11 18:08:40
    Değeli Hocam.Ülkemize hizmet edenleri unutturmamak ve genç nesillere hatırlatmak ve bu konuda vefa sahibi olan siz büyüklerimizde bizim için çok değerlisiniz.Sizinde Konya Selçuk Üniversitesine katkılarınız unutulmaz.Saygı ve selamlarımla.
  8. Aziz Kahriman
    2021-11-11 20:13:22
    Allah rahmet eylesin mekanı cennet olsun inşallah.
  9. mevlüt mülayim
    2021-11-11 20:45:21
    Sayın Hocam, teşekkür ederim. Yazınızda belirttiğiniz üniversite kapılarını Anadolu çocuklarına açtı cümlesi gerçekten çok doğru ve önemlidir. Bu günlere gelmenizde ve çok kişinin gelmesinde bu açılan kapı sayesinde olmuştur. Farklı bir anlayış, iyi bir yönetici ve aranan bir hoca idi, Allah rahmet eylesin.
  10. mevlüt mülayim
    2021-11-13 12:08:46
    Mustafa Sinan Ümit 2021-11-11 15:46:28 Konya'mızda İhsan Doğramacı ismini taşıyan anaokulu ne oldu ? Sayın M. Sinan Ümit bey bu soruyu hocamın yarasını depreştirmek için sordunuz her halde. O konuda hocam da üzgün. Her halde ilgililerin bir cevabı vardır veya olmalıdır.
  11. Haydar Cesur
    2021-11-16 15:57:48
    12 darbecilerinin işbirlikçisi olduğu için YÖK başkanlığına getirilmiş, özgür düşünce ve bilimi baskı ve dayatmalara kurban olarak seçmiş, tek tip üniversite/ tek tip öğrenci çabası içinde olmuş olan İhsan Doğramacı'yı hatırlamasak bir kahraman zannedeceğiz. Gerçi sizin bir zamanlar temenna çaktığınız isimleri köşenizde kahramanlaştırmanız yeni değil. Yazılarınıza yorum yaza eski çalışma arkadaşlarınızın da çalıştığınız dönemi aratmayan abartılı övgü cümleleri de yeni değil. Evet, biraz unutkan bir milletiz. Ama ne Doğramacı'nın ne sizin ve nede size övgüler düzmeye devam eden eski çalışma arkadaşlarınızın ellerinde imkan olduğu zamanlarda o imkanları nasıl kullandığı, kimlerin ahlarını aldığı, nasıl bir dayatma yanlısı tavırlar içinde oldukları unutulmuş değil bilesiniz. Hiç mi olumlu icraatı/ icraatınız yok derseniz, bozuk saat misali. Nasıl bozuk saatin günde iki defa doğruyu göstermesi onu bozuk olmaktan kurtarmazsa, yanlışları/ yanlışlarınız o kadar çok ki...
  12. Dursun Ali Dinç
    2021-11-18 13:09:58
    Sayın Hocam, bu ülkenin tüm değerlerini sırasıyla gündeme getirip hiç de abartılı olmayan şekilde ve oldukça sade bir dille yazıyor olmanızdan çok memnun olan büyük bir kitle var. Rahatsız olanlar yok mu? Elbette var, ancak onlar da ellerini vicdanlarına koyup değerlendirme yaptıklarında icraatlarınızdan asla rahatsız olmayacaklardır. Yazmaya devam etmenizi diliyor güzel konuları gündeme taşıyacağınızı bekliyorum. Selam ve saygıyla