Rantçıların Mevlana’sı… Mevlanacılık…
Rantçıların Mevlana’sı… Mevlanacılık… Mustafa KAPLAN- Yeni Meram Gazetesi
İlimiz Konya’da her yıl Mevlana İhtifalleri yapılır. 17 Aralık günü Şeb-i Arus'la son bulur. Konya’yı ülkemizde hatta dünya ölçeğinde tanınmasını sağlayan şüphesiz Mevlana ve bu törenlerdir. Çok sayıda yerli ve yabancı turist bu nedenle ilimize geliyor. Yıllardır aynı çerçevede düzenlenen törenleri izliyorlar.
Yıllardır aynı çerçevede dedim. Bu organizasyonun içinde olan bazı dostlarımız bize gücenmesinler. Anma törenleri Mevlana felsefesini yansıtmaktan uzak geliyor bana. Hatta biraz daha ileriye gideyim. Bu törenlerin ana temasında Mevlana felsefesinden ziyade Mevlanacılık maddeciliğini görüyorum. Biraz daha ileriye gideyim mi? Ben bu işi Mevlana felsefesi şöyle dursun, onun sırtından rant elde etme düşüncesinin hakim olduğu bir organizasyon gibi anlıyorum.
Mevlana’nın Mesnevi’ye yansıyan zengin felsefesi, ülkemiz dışında anlaşılıp taraftar bulup dünyanın dört bir yanından bu törenlere gelen insanlar varken bu felsefeyi Konya’ya, Konyalıya dahi anlatmamış, anlatamamışız. Aynı şekilde ülkemize, halkımıza da… Günümüzde "Mevlanacılık eşittir turist, turist eşittir para" yani rant oldu. İlimizde bu işle ilgilenenler, bir tören yapılsın da nasıl olursa olsun mu diyorlar? Bilmiyorum.
Bu düşüncemizin ispatını yapmak gayet kolay… Konya sokaklarında insanlara sorsanız Mevlana deyince ne aklınıza geliyor diye? Alacağınız cevap, gelen turist sayısı ve "sema"dır. Zira basında yayında bu törenlerle ilgili çok doyurucu bilgilendirme de yok. Televizyon haberlerinde, beklenen turistin gelmediği, lokantacıların umduğunu bulamadığı gibi haberler var. Mevlana ve lokanta… Garip… Ülkemizin bir başka ilinde de bu soruyu insanlara sorsanız, Konya’da yatan bir yatır, derler ve yine semadan bahsederler. Başka… Başka bir şey yok. Sema üzerine kurulmuş bir tören... Günlük, törenlerin hemen hemen tüm süresi sema yapılarak geçiriliyor. Semaya, ticarete, paraya indirgenmiş bir Mevlana… Daha doğrusu Mevlanacılık…
Oysa incelendiğinde, Mevlana hayatta iken sema hemen hemen yok. Sema, Mevlana’nın, yaşadığı zamanda bakırcılar çarşısından geçerken bakır döven ustaların çıkardıkları müzikal seslerden etkilenerek vecde gelip bugünkü sema hareketini yapıp bir kere olduğu yerde dönmesi esas alınarak oğlu Sultan Veled zamanında başlatılmıştır. Zaman içinde Mevleviliğin esas unsur ritüeli haline gelmiştir. ” Gel, gel, ne olursan ol, yine gel” diyen Mevlana felsefesini ön plana çıkarıp Mevlana’yı anlatan, insanları şuurlandıracak Mevlana’ya yakışır, ranttan uzak Mevlana’yı anma irtifalleri bekliyoruz.
Bir de şuna değinmek isterim. Bu işlerin öncü görünen, bu işten para- pul cukkalayanlar, Mevlanacılık gibi, bir de Yunusçuluk yaparlar. Mevlana şöyle demiş, Yunus böyle demiş. Sanki, İslam eşittir bu kişilerin dediği. Hatta onların konuşulduğu bu ortamlarda Hz Peygamber'den hiç söz edilmez. Bu kişilerin İslam ulusu tasavvuf ehli olduklarını kabul ediyorum ama bunların söyledikleri ne ayet ne de hadistir. Bunlar peygamber değildir. Allah dostu, din ulularıdır. Maddi çıkarlarınız için kullanmayın bu kişileri. Binmeyin bu uluların sırtına. Yozlaştırmayın İslam ahlakını. Bu nedenle ben bu kişilerin öne çıkartılmasından rahatsızım. Benim kitabım Kuran, rehberim Hz Peygamber. Ne Mesnevidir, ne de Yunus’un söyledikleri… Burada bir dış parmak, bir hin oğlu hinlik seziyorum. Bu çeşit İslam ulularını ön plana çıkararak, Hz Peygamber'imizi geri plana alıp Müslümanların kalplerindeki Peygamber sevgisini azaltarak yok etmek, bu şekilde İslam’a darbe vurmak isteniyor. Lütfen şuurlu olalım. Mevlana’yı, Yunus’u elbette sevmeliyiz. Ancak cukkacılara alet olmadan hadleri kadar…Önce Kuran ve iki cihan güneşi Hz. Resul…
-
NUH Dogdu2021-10-31 11:42:47Hollandali Mevlanayı ve felsefesini anlamış. Adamlar Hollandali ya anlatmış. Sen de Konyalı'ya anlat veya Konyalı niye anlamıyor. Niye bilmiyor?Çok saçma bir yazı.