RUHEN NE KADAR SAĞLIKLIYIZ?

Dünya Sağlık Örgütü'nün sağlıklı insan tanımında; bedensel, zihinsel ve ruhsal olarak sağlıklı olana ‘sağlıklı insan’ deniliyor. Bize emanet olarak verilen ruhumuzun elbisesi yani bedeninize nasıl bakıyorsunuz? Malum kış geldi. Konya’nın bu çatır çatır soğuğunda hazır mısınız kışa? Doktorların bir kısmı alternatif tıbbı önerirken bir kısmı da klâsik tıbbı savunuyor.. Pandemi sürecinin de etkisiyle bol bol doğal meyve sebzeleri tüketmekte fayda var. Bedensel tedaviyi yaparken zihinsel ve ruhsal tedavimizde hep kendimize geç kalıyoruz. İnsan öyle mucizevi bir varlık ki iç-içe geçmiş alemler gibi katman katman. Zihinsel tedavi için tavsiye edilen ‘bol bol kitap okuyun’ dayatmasına da karşıyım. Okuduğunu anlayıp, kalp beyin süzgecinden geçirip, içselleştiremedikten sonra unutulup giden bilgi çöplüğüne dönüyor insan. Hâl edilemeyen bilgi bilinçaltı hazımsızlığı oluşturur. Çok kitaptan ziyade bir kitabı sindirinceye kadar okumak daha kıymetli. İlimle bilim ışığında harmanlanıyorsa hele bir de tadından yenmez. Kâinatın kitabını, kendi kitabını okuyup hâl edinmişse ‘insanı kamil’ olmuş demektir. Şu gezegende kendini bilip Rabbini bilmektir esas olan. Hepimizin ahir zamanda en çok şikâyeti ‘zaman yetmiyor’ cümlesidir. Kimine göre, zamanın bereketi yok. Ruhuna geç kalan insanın ömrünün ve zamanının bereketi kalmıyor hakikaten. Modern hayatın ‘dalaklarınız şişinceye kadar koşun’ u dikte etmesinden yorulduk. Hayatın yükü ağır geliyor, taşıyamıyoruz. Çünkü kendimizi ruhumuzu çok ihmal ettik. Ruhu imar etmenin yolu Kur-an ve sünnetten geçiyor. Neticeye bakarsak, bizler ‘sağlıklı insan’ grubuna giremiyoruz. Şu güzelim kış aylarında akşamlarında uzunluğundan istifade ederek duralım, durulalım. Demlenelim, dinlenelim. Malumunuz bu hafta Öğretmenler Günü’ydü. Kusurlarımızı bile kusursuzca seven fedakâr öğretmenlerimizin Öğretmenler Günü’nü en içten dileklerimle kutluyorum. Ruh taşıyan tüm canlılar için şükürle dolup taşacağımız bir ömür diliyorum.