Değerli okurlarım, İslam’ın özünde demokrasi, yani seçme ve seçilme vardır. İslam bunu “Şura” ve “meşveret”, “biat ve biatlaşma “ kavramları ile izah eder. Asr-ı Saadet’te ilk üç halife de biatlaşma ile yani seçimle halife olmuşlardır. O seçimde, halife seçilenlere oy verenler olduğu gibi vermeyenler de olmuştur. Hatta bu durum aynı ev halkı içindeki fertlerde bile görülmüştür. Belki de demokrasinin, seçimin güzelliği buradadır. Günümüzde de bir aile içinden farklı siyasi görüşler çıkabilmekte ve seçim anında da bu görüşler farklı siyasi partilere oy kazandırmaktadır. Benim ailemde de böylesi bire bir yaşanmış seçim anıları vardır.
12 Eylül 1980 öncesi annem, babam ve kardeşimle yaşadığımız evimizde ben Milli Selamet Partisi, kardeşim Milliyetçi Hareket Partisi, babam da Adalet Partili idi. Annemi sormayın. Seçim zamanlarında, okuma yazma bilmeyen anneme, ben anahtara bas, kardeşim hilale bas, babam da ata bas derdik. Tabi bu işi yalnız kalınca söylerdik. O sanırım hepimize tamam, dermiş. Hiç unutmuyorum bir seçim sonrası, hepimizin olduğu bir ortamda anneme sorduk, mührü kime bastın anne? Annem, bir kardeşimle bana bir de babama baktı. Ata bastım, dedi. Kardeşim, benden önce anneme ne yaptın diye bağırınca… Oğlum siz daha küçüksünüz… Okumuş olsanız da kocamdan iyi bilecek değilsiniz. Uzatmayın kocam nerde ise ben oradayım demez mi? Babamın bize ne haber der gibi bıyık altı gülüşünü hala hatırlarım.
1983 seçimlerinde, Çumra’da öğretmen olarak çalışıyorum. Seçimde görevliyim, evliyim. Eşim oyunu Konya’da kullanacak ben Çumra’da… Eşime oyunu kime vereceksin, dedim. Askerlerin partisi olan Milliyetçi Demokrasi Partisi'ne yani horoza, dedi. Ben de Özal’a vermesini istiyordum. Bir türlü ikna edemedim. Ne söyleyip ettimse hayır, dedi. Sanırım Özal’a vermedi de… Annemle eşimi bu konuda kıyasladığımda ülkemizin kadınlarının da giderek bilinçlendiği ve özgürleştiğini de görmekteyiz. 1987 seçimlerinde tüm aile fertleri Özal’da buluştuk. Özal’dan sonra da buluşma Tayyip Bey'de oldu…
Bazı okurlarım niye AK Parti diye soruyor? Hatta yazılarını severek okuyoruz. Ama siyasi düşünceni sorguluyoruz diye telefon eden okurlarım da var. Özellikle de Saadet Partililer. Olabilir, değerli okurlarım. Yukarıdaki örnekleri de bunun için verdim. Bir aile de bile farklı siyasi düşünceler olabiliyorsa, bir yazarla okuyucusu arasında da siyasi partilerinde farklılaşma olması doğaldır.
Değerli okurlarım, siyasi partiler bir araçtır. Arabalar gibi, atlar gibi… Beni hedefime en güvenli ve en çabuk hangi araç iletebilecekse ben o araca binerim. Şu anda ben Tayip Beyin liderliğindeki bu kadronun bu milletin hedefi olan değerleri ile bezeli, modern, kalkınmış, dünyada söz sahibi olan, muasır medeniyet seviyesine ulaşmış Türkiye’yi kuracağına inanıyorum. Elbette, AK Parti’nin de, Tayyip Bey'in de hataları olmuştur, olacaktır. Bu doğaldır. Çünkü teşkilattakiler de Tayyip Bey de insan…
Şurada hemen şunu belirteyim. 1974’ten beri tanıdığım Tayyip Bey ve ailesinin ümüğünden haramın geçtiğine kesinlikle inanmıyorum. Efendim, ses kayıtları… Onların hepsi montaj… İnanın montaj… Zira Tayyip Bey'in paraya ihtiyacı yok. Türkiye milli gelirini 230 milyar dolardan 820 milyar dolara çıkaran, bunca yatırımlar yapan Tayyip Bey ve geçmişi ile hırsızlık, haram lokma yan yana duramaz. Asla, bu tamamen komplo… Fetullah’ın komplosu…
Şu anda hedefe varmak için en iyi binilecek at bu attır. Onun için AK Partiliyim. Kadroları dağılmış, mensuplarının çoğunluğu yaşlanmış Saadet atının Türkiye yükünü hedefe götüreceğine inanmıyorum. Yoksa… Saadet düşüncesi ile benim düşüncem arasında hiçbir fark yok. Sonra Saadetli siyasilerin, Paralel yapı, CHP, İYİ Parti gibi AK Parti'ye ve Tayip Bey'e saldırılarını da şık bulmuyorum.
Evet… Ben AK Partiliyim. Hiçbir menfaatim, beklentim, talebim, ikbal düşüncem yok. Olmadı. Oldu diyen beri gelsin. Zaten öylesinin, benim karakterime de ters şeyler olduğunu beni tanıyan herkes bilir.
Tarafsız ol diyen okurlarıma sesleniyorum. Ben tarafım. Ben bu milletin değerlerinden yana inananlardan yana tarafım. Ben dürüstlükten, iş bilirlikten, hizmetten yana tarafım. Onun için bu değerleri taşıyanlardan, hedefe en iyi varacak olanlardan yanayım. Siyonizme, emperyalizme, sömürücülüğe karşı burada ben de varım. Ben kimsesizlerin kimsesiyim deyip One Munite diyenlerden, devleti ele geçirip siyonizme peşkeş çekecek olanların inine girip onları yok edeceğiz diyenlerden yanayım. Milletimden yanayım.