SEVİNCİM TAM OLMADI

23 Mayıs 2023 günü yazdığım ve 24 Mayısta gazetede çıkan son yazımda (https://www.yenimeram.com.tr/kose-yazisi/genclerin-huznu-sevincime-engel-olur-514957.htm) şu satırlara yer vermiştim: “…. Bu şaşkınlıktan olacak Sayın Kılıçdaroğlu, ikinci tura girilirken, finişe çok az kala söylem değişikliğine gitti. (Daha milliyetçi, daha güvenlikçi politikalara yöneldi) Tüm bunlar (tabi yine de Allah bilir ama son bir kaç günde önemli bir hadise olmazsa) Sayın Erdoğan’ın, ikinci turu kazanmasına vesile olacak şeyler. 28 Mayısta Sayın Erdoğan kazanırsa Cumhur İttifakı taraftarları çok sevinecek. Aynı grup içinde yer alan ben de sevineceğim ama bu sevinç biraz buruk olacak. Bunun nedeni Muhalefet Partilerinin yöneticilerinin, batı medyasının, tanınmış bazı kişilerin üzüntüsü, perişan halleri olmayacak, Türk Gençliğinin önemli bir bölümünü oluşturan muhalefet yanlısı gençlerin içine düşeceği olumsuz ruh hali olacak. Geleceğimizi emanet edeceğimiz bu gençlerin artarda yaşadıkları yenilgiler, içine düştükleri hüsran kuyuları onları ye’se, hüzne, karamsarlığa itiyor. Tüm dünya gençliğini olumsuz etkileyen internet kültürü bizim gençlerimizi de tesiri altına almış görünüyor. (en azından önemli bir bölümünü) Gençlerimizi, beslendikleri sanal âlemin temelsiz, yetersiz, eksik bilgileri çıkmaza sokuyor. Örnek olarak son seçimleri ele alalım. Tvitter’a, facebooka buradaki paylaşımların yoğunluğuna bakanlara göre seçimi Millet İttifakı kesinlikle hem de açık ara kazanıyordu. Bu yanılgıya bir de anket şirketlerinin, yanlış tahminleri, dış basının gazlamaları da eklenince şaşkınlık daha da büyüdü. Bu netice büyük hayaller kuran gençlerimizin hayallerinin yıkılmasına, bezgin, yılgın, kızgın, ezik bir ruh haline bürünmelerine sebep olabilir. Böyle bir gençlik hepimiz için tehlikeli bir geleceğin habercisidir. Birilerinin siyasi çıkar uğruna yaptıkları yanlış yönlendirmeler, eksik bilgilendirmeler bu sonucu doğurmuş olabilir. Bunu yapanlar şunu bilmeli ki kısa dönem için elde edilecek bu çıkar ülkenin ve milletin geleceğine ekilmiş hüsran tohumlarıdır….” Bir baba, bir dede olarak şunu derim ki benim tuttuğum parti ve lider seçimi kazandığında, bu ülkenin bu milletin gençleri çok fazla üzülürse, ümitsizliğe düşer ve karamsarlık hastalığına tutulursa benim sevincimin bir anlamı kalmaz…”
Dediklerimiz oldu. Erdoğan kazandı. Cumhur ittifakı yanlıları haklı olarak çok sevindiler, kutlamalar yaptılar. Ben de sevindim lakin bir hafta önce yazdığım satırlardaki gibi bu sevincim biraz buruk oldu. Ve o yazıda dile getirdiğim gerçeklerin iktidarımız tarafından mutlaka göz önüne alınması gerektiğine hala içten inanıyorum. Çünkü hepimiz bir gemideyiz ve bu gemide yolculuk yapan 85 milyon insanın birlikteliği bir limanda bitmeyecek. Kıyamete kadar sürecek. Bu gerçeği hepimizin bilmesi gerekir. Bundan dolayı da birbirimizle olan siyasi, ticari, kültürel, sosyal ilişkilerimizi buna göre ayarlamamız gerekir. Bir gemideki yolcuların dengeli, ahlaklı, kültürlü, akıllı olması tüm yolcuların huzurlu, güvenli ve mutlu olmasını sağlar. Bu nedenden dolayı herkes herkesten mesuldür, birinin yapacağı yanlış başkalarını da zarara sokabilir.
Son yıllarda ülkemizde ve tüm dünyada yaşayan gençlerin önemli bir bolümü, düşüncelerini fikirlerini, siyasi, sosyal, kültürel görüşlerini sanal âlemden elde etmekte. Az bir done (veri) ile elde edilen yetersiz bu bilgiler analiz edilmeden, sentez yapılmadan hükme dönüştüğü için gençleri yanlış yerlere konumlandırmakta. Bizim gibi yaşlı ve tecrübeli insanlar bu durum karşısında çoğu zaman ne yapacağımızı bilemiyoruz. Gençliğin verdiği heyecan ve enerji ile hararetle savunulan bu fikirler bazen de eyleme dönüşerek savunucusunu zora sokacak durumlar oluşturmakta.
Bu gerçeği gören bizler, bu gençlere karşı sakin, merhametli, hoşgörülü olmalıyız. Yoksa maazallah ülkemizin istikbali olan bu gençler en başta kendilerine zarara verecek hale gelirler. “Türkiye Gemisinde” bulunan herkes bu sorumluğu iliklerine kadar hissetmeli. Bu seçimden sonra internette rastladığımız bazı videolar var ki ( tabi bunları genellemiyorum ama bunlar bir gösterge.) maazallah ne akla, ne izana, ne vicdana uyuyor: genellemeci, analizden ırak, mantığa ve akla zıt öyle fikirler dile getiriliyor ki (tanımadığı, bilmediği insanlara, gruplara hakaretler ediyor, tehditler savuruyor) bu durum kendisine hem hukuki, hem vicdani, hem ahlaki çokça sorumluluk yüklüyor.
Bu seçimler gösterdi ki Türkiye artık tüm dünya tarafından önemsenen, atacağı adımlar tüm dünya tarafından takip edilen bir ülke haline geldi. Tıpkı ABD seçimlerinin dünya tarafından takip edilmesi gibi bir netice hâsıl oldu. Bunun sebebi elbette Türkiye’de oluşan tüm olumsuz gelişmelere (enflasyon, alım gücünün düşmesi, deprem….) rağmen, geleceğinin parlak olmasıdır. Gençlerimize bu durumu bile anlatamıyoruz. Namlı dergilerin Erdoğan’ı kapak yapmaları sonra bundan vazgeçmeleri, Mazlum halkların ve Emperyalizme karşı olan devlet ve kurumların Erdoğan’ın başarısına sevinmeleri… İnsanımıza gençlerimize iftihar edecekleri bir belge değil mi?