Konya
°C
Yeni Meram

Şizofreni düzelmez diye etiketleme yapılmamalı! (2)

Şizofreni düzelmez diye etiketleme yapılmamalı! (2)- Nevzat TARHAN- Yeni Meram Gazetesi

A+
A-
18.03.2022 01:24
17.03.2022 15:26
0
7535
ABONE OL


Rehabilitasyon merkezleri, hastanın iyileşmesine çok önemli katkılar sağlıyor. Ülkemizde kurulan ve hizmet veren ruh sağlığı merkezleri çok faydalı oldu ama yetmiyor. Birçok hastalığı kontrol altına almak çok zorlaştı. Özellikle şizofreni hastalarında ilaç reddi çok oluyor. Hastalık bilinci olmadığı için kişi kendi hastalığını kabul etmiyor. Onun için her tedavi yöntemini düşman gibi görüyor. Birçok hekime şiddet olayının arkasında şizofren hastalığı olabiliyor. ‘Beni hastaneye yatıracaklar, bana zarar verecekler, öldürecekler, tecavüz edecekler’ diye düşünüp karşısına beyaz önlüklü kim çıkarsa saldırıyor. Bu nedenle bu hastalara yaklaşım şekli çok farklı ve önemli.

Dopamin artıran ilaçlar dikkatli kullanılmalı!

Bağımlılık yapan maddeler ve dikkat eksikliği tedavisinde kullanılan bazı ilaçlar, kişide genetik yatkınlık varsa şizofreniyi tetikleme riski barındırıyor. Bu nedenle özellikle ilaçların doktor gözetiminde kullanılması çok önemlidir. Özellikle dopamin arttıran ilaçlar çok dikkatli kullanılmalıdır. Beyinde dopaminin fazla artması demek, kişide yatkınlık geni varsa şizofreniyi çıkarıyor. Dopamin beyinde ödül/ceza sisteminin ödül kimyasalı. Beyin şizofrende dopamini aşırı fazla salgılıyor.

Sevgi yatırımını sadece kendine yapıyorlar

Şizofreni hastalığının ana belirtilerinden biri, dereistik düşünce tarzı, otistik yaşam tarzıdır. Dereistik gerçeğe uymayan düşünce tarzı anlamında kullanılıyor. Freud otizm ile ilgili çocukların ilk doğduklarında ilk kendini sevdiklerini ve ilk kendine hayran olduklarını söylüyor. Çocuk hayatı öğrenmeden sadece ‘ben ve annem’ diyor. Sevgi yatırımını kendi egosuna yapıyor. Daha sonra büyüdükçe sevgi yatırımını babasına, ailesine, arkadaşlarına, ülkesine, vatana daha da büyüdükçe ve olgunlaştıkça da evrene, varoluşa, yaratıcıya zihinsel, duygusal yatırımını yapıyor. Şizofrenik kişiler de sevgi yatırımını başkalarına yapmıyor. Sadece kendine döndürüyor.” dedi.

Duygu, düşünce, davranış değişiklikleri olabilir

Şizofreni hastalarında zaman zaman duygu, düşünce, davranış ve yaşam tarzı değişiklikleri de gözlemlenir. Duygu değişiklikleri olabilir. Bazılarında coşku olur, bazı şizofren türlerinde içe kapanma olur, bazı şizofren türlerinde takıntı olur, bazıları kuşkuculuk olur. Bazılarıysa her şeyden kopuktur. Eski tabirle dezorganize şizofreni dediğimiz vakalarda saçma konuşmalar görülebilir. Dünyada çeşitli örnekleri de zaman zaman görülür, toplu intiharlar yaşanabilir.

Şizofreni düzelmez diye etiketleme yapılmamalı!

Günümüzde şizofreni hastalığının tedavisinde de çok ilerlemeler kaydedildi. Tıp bu anlamda önemli aşama kaydetti. Vakaların 3’te 1’i iyileşiyor, 3’te 1’i ne yaparsan yap iyileşmiyor. Diğer 3’te 1’i de sosyal şifa dediğimiz duruma geliyor, yıllarca ilaç kullanıyor. Onun için şizofreni tanısı koymak için zamana ihtiyaç bulunuyor. Vakaya bir görüşte şizofren denilemez. Şizofreni teşhisinde sadece düşünce bozukluğu olması yetmiyor. Duygu, düşünce, davranış bozukluklarının da eşlik etmesi lazım. Kişinin sosyal uyumu bozuluyor. Tedavide bireye yapılacak bireysel psikoterapide çevre desteği de önemli. Mesela birçok şizofreni vakasında çevre yapıcı oluyor. Yapıcı olduğu için şizofreni nüksetmeden seyredebiliyor. Şizofreni tedavisinde tıp eskiye göre daha ilerde. Şimdi beynin birçok sırları anlaşılabiliyor, bu nedenle kimse şizofreni düzelmez diye etiketleme yapmamalı.

Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü, Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan

HABER YORUMLARI
  1. Henüz yorum yapılmamış.
    İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.