TARİKATLAR ŞEFFAF OLMALI VE DENETLENMELİ-Mustafa KAPLAN- Yeni Meram Gazetesi
Selçuklu ve Osmanlı'da tarikatlar önemli yeri olan sivil toplum kuruluşlarıdır. Fiiliyatta ise denetlenirler. İslam’a aykırı davranışları olanlar ayıklanır ve cezalandırılırlar.
Tarikatlar aynı zamanda toplum düzenini sağlarlar. Toplumu eğitirler. Kurdukları vakıflar eli ile de devletin ekonomik yükünü azaltırlar. Ülkemizde tek parti döneminde de tarikatların İslam’a büyük hizmetleri olmuştur.
Cumhuriyetle birlikte tarikatlar resmen kaldırıldı. Ama fiilen kalkmadı. Yer altına inip faaliyetlerini gizli gizli yürüttüler. Bu gizliliğin içinde sahtecilik daha çok olur. Çünkü denetlenmiyorlar. Kafasına esen bir mürit şeyhinden el alamasa dahi ölmüş bir şeyhinin mezarından el alma sahteliğini yapıp bir dergah kurabilir, mürit toplayabilir. Bu kişiye, sen ne yapıyorsun, diyen yok. Ne kanuni ne de toplumsal engel de yok.
Tam da bu noktada bir hatıramı nakledeyim. Yıllar önce bir yakınımın kızının nişan törenine gitmiştim. Beni aldıkları oda büyük bir salon, içi hınca hınç dolu. Beni tanıyanlar çıktı, baş köseye bir koltuğa oturttular. Yanımdaki koltuk da boş, üstünde bir imam sarığı var. Biraz sonra odaya bir kişi girdi. Benim gibi dört beş kişi hariç herkes ayağa kalkıp namazda kıyamda durur gibi durdular. Adam geldi sarığı başına taktı. Ayaktakilere oturun dedi, hepsi de diz üstü oturdular. Adam başladı konuşmaya mevzu İSLAM'DA KADIN. Anlattı, anlattı… Özet olarak şunu anladım, kadın evden dışarıya çıkamaz. Duramadım, itiraz ettim, adamla tartıştık. Boş, bomboş... Referansı ayet hadis değil, kendisinin şeyhi. Adam bana kızdı, odayı terk etti. O çıktı diye odada beş kişi kaldık. Hepsi de bana kin dolu bakışlarla gittiler. Sonradan anladık ki, damat tarafı ehl-i tariklermiş. Bu zat da o tarikatın Konya şeyhiymiş. Bu zat da, bir zanaat erbabıymış. O tarikat içinde yetişmiş ve şeyh olmuş.
Şimdi düşünelim, dini bilgisi olmayan bekli de samimi olan sahtekar olmayan bu adam müritlerine ne öğretecek? Ya sahtekar ise ne olur? Basına yayıma düşen sahtekar şeyhleri millet görüyoruz. Yaptığı gayrı ahlaki işlerden dolayı tutuklanan şeyhler bile var.
Tarikat mensubu olmak kişilerin iç dünyası ile ilgili olduğundan, bunu yasalarla engellemek olmuyor. Adamlar yer altına iniyor, faaliyetlerine devam ediyorlar. O zaman, bunların denetlenmesi gerekir. Nasıl dernekler vakıflar denetleniyorsa, bunlar da denetlenmeli ve şeffaf olmalılar. Tarikata girecek kişiler de asgari bir dini bilgi ile donatılmalı ki şeyhin her söylediğini dinden sanmasın.