TÜRK TARIMI KAZANACAK…

2019 mart ayında yapılan 17. Konya Tarım Fuarı'nın ardından pandemi nedeniyle iki yıl ara verilen 18. Konya Tarım Fuarı geçen hafta büyük bir özlemle gerçekleşti.
Aradan koskoca iki yıl geçince haliyle çok şey değişti tabi, mesela yeni ürün ve üretimlerini çitçiye bir şekilde sunan ancak sergileyemeyen firmalar bu fuarda son model ürünlerini sergileme fırsatı buldu. İki yıldır bulunduğu bölgeden çıkamayan çiftçilerimiz, fuarla birlikte yenilikleri ve gelecekte olması gerekenleri görmüş oldu. Özellikle enerji konusundaki gelişmeler çiftçilerimizin ilgisini fazlasıyla çekti.
Dedim ya "özlemle gerçekleşmiş oldu" diye, gerçekten de 5 günlük sürede bunu bizzat yaşayanlardan biri olarak çiftçi-sanayici olmak üzere iki üreticinin bir araya gelmesi bizleri de mutlu etti. Mesleğim itibari ile şehrimizdeki birçok tarım fuarında bulunmuş biri olarak ilk kez bu kadar kalabalık bir fuara şahitlik ettim. En ilginç yanı ise, daha önceki fuarlara oranla yurt dışı ziyaretçilerinin fazlasıyla ilgi göstermesi idi. Dünyanın çeşitli ülkelerinden gelen ziyaretçilerle yaptığımız görüşmelerde daha önce gelenlerden çok ilk kez Konya Tarım Fuarı'na gelenlerin olduğunu görmek -ne yalan söyleyeyim- beni gururlandırdı. Tabi bunda bu önemli buluşmaya yurt içi dahil 20 ülkeden 461 firmanın katılımının olmasının da büyük payı olduğunu belirtmeden geçmek haksızlık olur. Zaten fuar sonrası yapılan açıklamada 5 günde 90 ülkeden ve 81 ilimizden gelen 207 bin 133 ziyaretçi rakamı bu büyük buluşmaya ne denli hasret olunduğunun göstergesi oluyor. Bu mutlulukta emeği olan herkesi kutluyorum. Özellikle TÜYAP Konya Fuarcılık, Konya Ticaret Odası, Türk Tarım Alet ve Makinaları İmalatçıları Birliği TARMAKBİR ve resmi kurumundan özel sektör temsilcilerine kadar herkesin bu mutlulukta payı var. Tabi en çok da katılımcı firmalarımızı kutlamak yerine olacaktır.
Fuar süresi boyunca çiftçilerimizin ve üreticilerimizin dert yandığı, en büyük sorun maliyet artışları oldu haliyle. Tabi durum böyle olunca da yabancı ziyaretçiler daha bir ilgi odağı oldu. Hemen hemen her stantta birkaç yabancı ziyaretçiyi görmek mümkündü. Ülkemiz adına bu, güzel bir gelişme olurken yerli ziyaretçilerin atakları ise son iki günde geldi. Özellikle son gün birçok tarım aletinin üzerinde "Satılmıştır" ibareleriyle bezenmiş notlar gözden kaçmadı. Ayrıca geçtiğimiz yıllara oranla bu yıl ziyaretçi profilinde de büyük bir gelişme yaşandığını gözlemledim. Daha önceki yıllarda eli boş, günlü hoş olan ziyaretçilere oranla, bu yıl neye bakacağını, neyi inceleyeceğini bilen bir ziyaretçi profili görmek önemli bir gelişmeydi. Zaten stant ziyaretlerinden edindiğim bilgiler de bu yönde oldu.
Her ne kadar maliyet artışı gibi konular konuşulsa da, gerçek ihtiyaç sahibi çiftçiler ürünleri almaktan geri durmadı. 2 yıllık ara boyunca AR-GE çalışmasına büyük önem vererek yeni makineler üreten sanayicilerimizin varlığı da stantlarındaki ‘patentli ve ilk’ ürünlerinden belli oldu.
Hatta öyle makineler üretilmiş ki, yurt dışına bağımlı olduğumuz makinelerin daha gelişmişi ve çok fonksiyonlusu çiftçilerimizin hizmetine sunulmuş.
Birçok siyasi parti temsilcisinin de ilgi gösterdiği 18. Konya Tarım Fuarı, son gününde Tarım ve Orman Bakanımız Vahit Kirişçi’yi ağırladı. Stantları tek tek ziyaret ederek bilgi alan Bakan Kirişçi, açıklamalarıyla da memnuniyetini dile getirdi.
Dedim ya her bölümüyle gurur ve mutluluk verici bir tarım fuarını daha geride bıraktık. Artık gelecek yılın planlamasını şimdiden yapmaya başlamak gerek.
Çünkü gördük ki, böylesi bir organizasyona çok yönlü bir destek verilir, sahip çıkılırsa, güzelliklerin olmaması mümkün değil. Uluslararası ibaresini kullanıyorsak böylesi bir etkinlikte, o zaman bunun gerekliliğini yerine getirmek gerekiyor. Bu yıl bizlere gelecek yıllar için bir rehber olsun. Fuar şirketinden en küçük sanayicisine kadar herkesin elini gerçekten taşın altına koyması gerekiyor. Burada Türk Tarım Alet ve Makinaları İmalatçıları Birliği (TARMAKBİR) Başkanı Şenol Önal’ın bu fuarın daha iyi aşamaya gelmesi için uçağından oteline, holünden standına kadar detaylandırdığı haklı sitemlerin de önemli olduğunu düşünüyorum.
Ve o nedenle diyorum ki, bu yıl yaşanan bu heyecan ve mutluluğun gelecek yıl daha da artması adına, kimin üzerine ne düşüyorsa bir bütün olarak yapmak hepimizin boynunun borcudur. Çünkü bu güzellik şehrimize, bölgemize, ülkemize ve daha önemlisi Türk tarımına büyük kazançlar sağlayacaktır.

UNUTMAYIN SAĞLIKCILAR DA İNSAN

Bugün 14 Mart Tıp Bayramı, öncelikle “İnsanı yaşat ki devlet yaşasın” düsturunu kendilerine görev edinmiş gece gündüz demeden, sonsuz sabır ve özveriyle, dünyanın en zorlu ve onurlu görevini yerine getiren başta eşim ve sevgili oğlum olmak üzere tüm sağlık çalışanlarımızın bu güzel gününü kutluyorum. Bu 14 Mart’ın gerek sağlıkta şiddet konusunda gerek ekonomik ve sağlıklı çalışma ortamlarının oluşturulması konusunda beklentileri olan saygıdeğer sağlıkçılarımızın bu sorunlarının çözümüne vesile olmasını diliyorum.
Vatandaş olarak bizler aldığımız sağlık hizmetinde sağlıkçılarımıza yardımcı olmak yerine onları şikâyet ederek veya ‘görevden aldırıp yerlerini değiştirmek gibi’ tehditvari çapsızlıklarla uğraşmayalım. Sonuçta kimse kimsenin ekmeği ile oynama terbiyesizliğinde bulunma hakkına sahip değil. Sağlıkçılarımızın da insan olduğunu unutmadan sağlığımızı emanet ettiğimiz yürekleri küstürmeyelim.
Kalın sağlıcakla...