TÜRKİYE’DE BATICI, İŞ BİRLİKÇİ, YEMLİ, İSRAİL GÜDÜMÜNDE AYDIN TİPİ

Batılıların iki yüzlü olduklarını artık aklı başında olan, vicdanı kararmamış herkes bilir. Mavi Marmara, Doğu Akdeniz ve Azerbaycan olaylarındaki davranışları, Cumhurbaşkanımızın Siyonizm ile ilgili açıklamalarına karşı ABD tutumu da bu iki yüzlülüğün açık bir göstergesidir. Allah Kuran’da belirttiği gibi biz ne yaparsak yapalım onlar, yani Hristiyanlarla Museviler birbirlerinin dostu. Siyonist İsrail de, bu dostluğa güvenerek bu güne kadar dünya ile alay edercesine davranıyor. Batılılar buna hep açık veya örtülü destek verdiler. İçimizdeki adı Ali, Veli, Ayşe, Fatma olanlar da Batılılara ve Siyonist İsrail’e destek veriyorlar. İkiyüzlü, sömürgeci Batı ve Batıcılar budur işte. İsviçre ve bazı ülkelerin parlamentoları Ermeni soykırımı yoktur, demenin suç sayılacağı yasalar çıkardı. Soykırım yoktur, diyen Türk veya Müslümanlar bu ülkelerde sorgulanacak. Ne soracaklar, ‘Neden soykırım yok dedin?’ diyecekler. Biz, böyle bir soykırım yok, buyurun tüm arşivlerimizi açıyoruz, siz de arşivlerinizi açın, bilim adamları araştırsın, varsa kabul diyoruz. Hayır diyorlar. Böyle araştırmaya falan gerek yok. Soykırım var, diyorlar. Dertleri başka. Soykırım yalanı da bahane, gözleri Doğu Anadolu topraklarında… Sonuçta Ermenilere toprak isteyecekler. Zaten hazırladıkları haritalarda, şu andaki Ermenistan, Doğu Ermenistan, batısı neresi? Doğu Anadolu. Ermenistan’daki halk ile yapılan röportajda da bu açıkça söyleniyor. Batı hala hesap peşinde, biz eksikliklerine karşın Lozan bizim devletimizin tapusu desek dahi, Batı bunu kabul etmiyor. Haç hala Hilal’in peşinde, kavga Haç ile Hilal’in kavgası… Ölen Papa Jean Paul, birinci bin yılda Avrupa’yı, ikinci bin yılda Afrika’yı Hristiyanlaştırdık. Üçüncü bin yılda da Asya’yı Hristiyanlaştıracağız diyerek Haç'ın genel hedefini açıklamıştır. Üçüncü bin yıl girdi. Hedef bellidir. Hedef Hilal, yani İslam coğrafyasıdır. Haçlı'nın bu hedefi bilinir iken, bizim kendini Cumhuriyet aydını diye isimlendiren aydın tipimiz vardır. Tanzimat’tan beri ülke yönetimine hakim olan, bu tip aydınlar. Genelde dünya vatandaşıdırlar. Çok kimlikli ve pasaportludurlar. Kendileri baskın batı kültürü ile yetişmiş ülke değerlerini küçümseyen hatta halkını yok sayan, olayları, olguları, kavramları kendine göre, ama halkın düşüncesi aleyhine yorumlayan aydın tipi… Halkımız bu aydın tipinden çok çekmiştir, hala da çekmektedir. Kendini bu aydınlardan sayan birkaç tanesi de, soykırım yalanını tanıyalım ne çıkar, biz bunu yaptık diyor. Adamın aslını araştırıyorsun ya Mason ya da Sebatayist ( Musevi dönmesi). Ya da dedesinin, büyük dedesin adı Ermeni Artin, Rum Dimitri ( Prf. Dr. Yalçın Küçük) Mesela, rektör olmuş böyle bir dedenin torununun, Türkiye Cumhuriyeti üniversitelerinden birinin bahçesini Haç heykelleri ile süslediğini, basın deşifre etmiştir. (Yeni Akit Gazetesi). Bu aydınların can simidi de M. Kemal ve Cumhuriyet. Bu değerleri koruyucu kalkan yaparlar. Sanki Türk milletinin bu değerlerle bir sorunu varmış gibi. Aslında M. Kemal’in can düşmanları bunlardı. M. Kemal cephe gerisinde bunlarla mücadele ederek, Türk halkı ile omuz omuza bu cumhuriyeti kurdu. Ama gel de anlat.