TÜRKİYE’NİN ADALAR SORUNU

Yunanistan, resmi adı ile Elen Cumhuriyeti 1821 yılında Mora isyanı ile Osmanlı’dan ayrılıp bağımsızlığını ilan etmiş, o zamanın güçlü devletleri Rusya, İngiltere ve Fransa’nın desteği ile devletleşmiştir. Kurulduğu zaman yaklaşık 47.000 km2 toprağı vardı, şimdi ise yaklaşık 3 misli toprağı var. Yani sınırlarını 3 kat artırmıştır. Kazandığı topraklarda hep Osmanlı ülkesi topraklarıdır. Çoğunluğunu da Balkan savaşları sırasında kazanmıştır. Şimdi de Ege adaları meselesi yüzünden ülkemiz aleyhine girişimde bulunmaktadır. Esasen bu adalar ve Kıbrıs yüzünden Yunanistan ile 65 yıldır sorun yaşamaktayız. Yunanistan arkasına ABD ve Avrupa’yı alarak bize karşı sürekli şımarıklık yapmaktadır. O halde nedir bu adalar meselesi? Bu meseleyi de maalesef başımıza saran İttihat ve Terakki ile CHP’dir. Cennet mekan 2. Abdülhamid’i 1909’da İttihat ve Terakki Partisi tahtan indirdi. Sadece 2 yıl sonra 1911’de İtalyanlar Trablusgarb’ı yani bugünkü Libya’yı ve Ege adalarını işgal ettiler. Yerli halk ve bazı Osmanlı subayı direnme yaptılar ise de başarılı olunamadı. Nihayet Uşi antlaşması ile Libya tamamen, Ege adaları geçici bir süreliğine İtalyanlara bırakıldı.1912 yılında Balkan 1914 yılında da 1. Dünya Savaşı çıktı. Osmanlı bu savaşları kaybetti. Milli Mücadele 1922 yılında kazanıldı. 1923 yılında da Lozan’da antlaşma için toplanıldı. İtalya 1.Dünya Savaşı'nda galipler yanında bizde milli mücadelemizde galip olmuştuk, maalesef mağlup gibi muamele gördük. Bu nedenle, Uşi antlaşması ile geçici olarak İtalya’ya verilen Ege adaları yani 12 Ada - esasen 12 ada olarak anılsa da aslında 14 büyük 6 da küçük ada ve birçok da kayalık Lozan’da İtalya’ya kesin olarak verildi. Lozan’a giden bizim heyetimiz bu adaları talep bile etmedi. Ancak bu adalara her türlü silahtan ve silahlı faaliyetlerden, askerden arındırılmak şartı getirildi. 2.Dünya Savaşı sonrasına kadar adalar İtalya mülkiyetinde kaldı. 1947 yılında yapılan Paris antlaşması ile de adalar içlerinde yaşayan halkın büyük çoğunluğunun Rum olması gerekçe gösterilerek Yunanistan’a verildi. Oysa bu adalarda Müslümanlar da yaşamakta ve adalar 400 yıl da Osmanlı idaresinde kalmıştı. Paris antlaşmasına Türkiye’de çağrılmıştı. Ancak dönemin hükümeti konferansa katılmama kararı aldı. Kaldı ki İtalyanlar adaları sizden geçici aldık, size verelim diye Türkiye’ye müracaat etti iseler de İsmet İnönü, bu talebi de kabul etmedi. Yunanistan ile Türkiye arasında adalar ve Kıbrıs ile ilgili 1950’li yıllardan itibaren de sorunlar yaşanmaktadır. Yunanistan Kıbrıs’ın tamamını kendine bağlamak istemektedir. MEGOLA İDEA denilen bu düşünceden hiç vazgeçmedi. Türkiye 1974 Barış Harekatı ile bu arzuya engel oldu ise de sorun yine şekil değiştirerek devam ediyor.1950’li yıllardan itibaren de adaların silahsızlaştırma meselesi de gündemde… Yunanistan adaları devamlı silahlandırıyor. Hava alanları bile inşa ediyor. Türkiye’de bu duruma her platformda itiraz ediyor. Özellikle son zamanlarda yine arkasına ABD ve Avrupa’yı alarak adeta meydan okuyor. Türkiye her ne kadar sağduyulu olsa da Türk-Yunan savaşı kaçınılmaz gibi. Özellikle ABD ve Fransa bunu çok istiyor. Ukrayna’yı Rusya’nın önüne attıkları gibi Yunanistan’ı da bizim için hazırlıyorlar. Türkiye’nin yine 7 düvel ile karşı karşıya olduğunu görüyoruz. Ülkemiz bin yıllık devlet aklı ile mutlaka karşı tedbirlerini almıştır. Yeter ki millet olarak birlik ve beraberlik içerisinde olalım. İnşallah sonuç lehimize olacaktır.