TÜRK’ÜN PETROLLE İMTİHANI
TÜRK’ÜN PETROLLE İMTİHANI- Mustafa KAPLAN- Yeni Meram Gazetesi
Petrol enerjisi 19. yy sonralarına doğru sanayi ve ulaşımda kullanılmaya başlanmıştır. 20.yy başlarında da etkin olmuştur. O yıllarda bazı Avrupalı yabancıların Osmanlı ülkesinde arkeolojik araştırmalar yapmak için izin aldığı halde farklı çalışmalar yaptığını Osmanlı istihbaratı tespit eder. Bu araştırmalar petrol aramasıdır. Bunun üzerine Sultan 2.Abdülhamit ülkesinde petrol araması ve tespiti kararı alır. Yapılan çalışmalarla 1901 tarihinde bir rapor ve harita hazırlanıp sultana sunulur. Ancak kan emici yamyam Batılılar Osmanlı ülkesinde nerede petrol varsa bunu daha önce tespit etmişlerdir. Arabistan ve çevresinde çok fazla miktarda petrol bulunduğunu biliyorlardı. 1877 yılına kadar Osmanlı’yı Rusya karşısında destekleyen İngiltere bu defa Fransa, Rusya, İtalya arasında Malta Adasında yapılan gizli antlaşma ile Osmanlı’yı parçalama ve zenginliklerini paylaşma kararı almıştır. Bu toplantıya Almanya davet edilmemiştir. Zira Almanya ile İngiltere arasında gizlenmeyen bir rekabet vardır. Bu gerginlik 1914 yılında savaşa dönüşür. 1909 yılında yönetime gelen ittihatçılar 1.Dünya Savaşına dönüşen bu savaşta Almanya tarafında savaşa katılır. Savaş 1918’de sonlanır. Ancak 1922’ye kadar Kurtuluş Savaşını veririz. Nihayet 1923 yılında imzalanan Lozan Barış Antlaşması ile Anadolu dışında diğer Osmanlı toprakları ayrı devletler olur. Bu devletlerin güya yöneticileri Batı kuklalarıdır. Batılılar bu topraklardaki zenginlikleri bugün dahi sömürmeye devam etmektedirler. Tabi petrolü de… 1917 yılında Rusya’da ihtilal olur. Rusya savaştan çekilir. Bunun içinde Osmanlı zenginliklerinden pay alamaz. En çokta İngiltere ve sonrasında da ABD pay kapmıştır. Şu sözü çok duymuşuzdur: Irak’ta, Suriye’de, Arabistan’da petrol var da Türkiye’de niye yok? Var hem de çok var. Daha doğrusu varmış. 2.Abdülhamit’in petrol haritasında belirlenen noktalarda petrol tespit edildi, ediliyor. Bugün dahi bu haritadan faydalanılıyor. Ama çıkaramıyormuşuz. Çıkarmak isteyen hükümetlerin, devlet adamlarının başına gelmeyen kalmamış. Yaşanan ihtilallerin, düşen hükümetlerin bir nedeni de buymuş.
Türkiye petrol arama ve bulma teknolojisine sahip olmadığı için petrol arama işini de hep yabancılara yaptırmış. Yabancı şirketler ya az verimi olan kuyularında petrol var demişler ya da zengin petrol buldukları halde yok diyerek kuyunun ağzını betonla kapatmışlar. Bu bölgelerde böylesi çok kuyunun olduğunu yöre halkı ifade etmektedir. Bu hali sadece halk bilmiyor, devlette biliyor. Yukarıda da değindiğimiz gibi bu kuyuları açmak isteyen ya da yeni petrol kuyusu açmak için teknoloji getirmek isteyen hükümetler düşürüldü, devlet adamları da cezalandırıldılar. 1980 İhtilali sonrası Bülent Ulusu hükümetinde Enerji Bakanı olan Serbülent Bingöl ilgili yabancılara: ‘Bizim coğrafyamızda petrolün olduğunu biz ta 1901’den beri biliyoruz, madem bize çıkarttırmıyorsunuz gelin beraber çıkartalım.’ teklifinde bulunmuş aldığı cevap ise : ‘Evet, petrol denizinin üzerinde oturuyorsunuz ancak biz size güvenmiyoruz. İran’da Başbakan Musaddık gibi ekonominizi düzeltir, petrolü millileştirir bizi dışarı çıkarırsınız. Biz de tekrar sizinle uğraşmak zorunda kalırız. Sizin petrolünüzü biz çıkaracağız ama şimdi değil. Zamanı gelince’ cevabını almıştır. Peki o zaman hangi zaman? Türkiye bölünüp parçalandığı ve o bölgeler bizim elimizden çıktığı zamanı bekliyorlar. Alçak Batılılar ve Siyonistler ülkenizi bölme arzularından hiç vazgeçmediler. 1923’te bölmedilerse o zaman halkımızın dinine çok bağlı olduğunu görmelerindendir. Bölselerdi milletimiz buna asla izin vermezdi. Araya laiklik safsatasını sokarak milletimizi dinden uzaklaştırdılar. Neredeyse yarısını seküler yaptılar. Onlar için o güne göre bugün bölünmesi ve zenginliklerimizin elimizden alınması daha kolay. Öyle düşünüyorlar. Ama yine yanıldılar. Hiç beklemedikleri şekilde Erdoğan diye bir lider çıktı karşılarına. 2013’ten beri beton dökülen kuyular açılıyor. Yeni petrol yatakları da bulunuyor. Gazımızı da çıkarıyoruz. Tüm zenginliklerimize kendi imkanlarımız ve teknolojimizle ulaşıyoruz. Şunu da belirteyim ki bu şanlı millet söz konusu vatan olunca gerisi teferruat demesini bilir. Bizim sarhoşumuz dahi yere düşerken Allah der. Sekülerlerimizin çoğunluğu da vatanının bölünmesine izin vermez. 2023 seçimleri bunun tecrübesi olacaktır. İnşaAllah yanılmayız.
-
Henüz yorum yapılmamış.İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.