Konya
°C
Yeni Meram

Ya Yeni Hal veya İzmihlal!

Ya Yeni Hal veya İzmihlal!- Nevzat TARHAN- Yeni Meram Gazetesi

A+
A-
27.05.2020 01:08
26.05.2020 14:10
0
5761
ABONE OL
Covid-19 salgınıyla mücadelede alınan tedbirlerin aşama aşama kaldırılmasıyla “yeni normal” ifade edilen bir döneme giriyoruz. Artık, sosyal ilişkilerden aile ilişkilerine kadar her ilişkide yeni bir davranış şekli oluşturulması gerekiyor. Önceki alışkanlıklarımızı değiştirmemiz gerekiyor… Daha önceki alışkanlıklarımız vardı, rutinlerimiz vardı daha önceki otomatik yaptığımız işler vardı. Bunların hepsini şu anda durup, düşünüp değiştirmemiz gerekiyor. Şu andaki sosyal ilişkilerimiz de kendimizle olan ilişkimiz de ailemizde olan ilişkiler, yani ikili ilişkilerde de yeni bir normal stil, davranış oluşturmamız gerekiyor. Ya uyum sağlayacağız ya yok olacağız… Geçenlerde basına yansıyan bir haber vardı. Amerika’da bir kilisenin düzenlediği iki buçuk saat süren bir konserde şarkılar, ilahiler söyleniyor. Altmış kişilik bir grup. O kişilerin 51’inde Koronavirüs çıkıyor ve aralarından üçü vefat ediyor. Hiçbir şey yok gibi, kendi aralarında her zamanki yaptığı rutin işi yaptıkları için. Onun için yeni normalde kesin zorunluluk var, bunu bilmemiz gerekiyor. Harvard Üniversitesi’nin verdiği raporda sosyal mesafe kuralı 2022’ye kadar sürmeli gibi tavsiye var ve haklı bir öngörü. Bu nedenle yeni duruma alışacağız. Atalarımızın, büyüklerimiz söylediği söz vardır; ‘Ya yeni hal veya izmihlal’ diye. Yani yeni duruma ya uyum sağlayacağız ya da yok olacağız. Burada yeni durumu kabullenmemiz gerekiyor. İnsanın doğasında mevcudu korumaya göre yaşama eğilimi vardır. Alışkanlıkları değiştirmek biraz çaba istiyor, zahmet istiyor, konforu değiştiriyorsun. Yani insan beyninde yeni yollar açmak demek alışkanlıkları değiştirmek. Çünkü insan bazı alıştığı şeyleri otomatik yapıyor. Aynı yoldan gidiyor, aynı şeyleri yapıyor ama pozisyon ve yöntem değiştirmek demek beyinde yeni bağlantılar oluşturmak demek. Bu biraz gayret çaba gerektiriyor. Ama bu adaptasyon yeteneği olan uyum yeteneği insanda var ona kolay uyum sağlıyor. Yeni durumlar için liste çıkarılmalı! Bazı insanlar bu uyum yeteneğini devreye sokmaz, bu onların kolaycı ve benmerkezci olmalarından kaynaklanır. Herkes eline bir kâğıt alıp bu yeni durumda liste çıkaracak, birincisi bu. İkincisi, bunları yazdıktan sonra içinden boş ver ya bir şey olmaz diye bir dürtü geldiği zaman hemen yazdıklarını okuyacak. Biz bu yöntemi sigara alışkanlığında da kullanıyoruz ya da başka madde bağımlılığı alışkanlığında da. Eski kolay öğrendiği yöntemleri bırakıp yeniye talip olmak biraz çaba istiyor. Sigara içenler, sigarayı bırakıyor fakat sigarayla ilgili düşünce alışkanlıklarını değiştirmezse tekrar başlıyor. Biz onun için sigarayı bırakmak isteyen bir kimseye bırakmadan önce diyoruz ki eline bir kâğıt al ya da cep telefonunda not aç ve oraya neden bırakmak istiyorum diye yaz. İçme isteğin gelince onu oku diyoruz. Öyle olunca hemen akıl ve muhakeme devreye giriyor. Muhakeme devreye girince dur diyor içindeki dürtülere. Aynı şey burada da geçerli. Değişmeyen hakikat değişimdir… Hayat bir direniştir… Yanlışlara karşı, haksızlığa karşı bir direniştir. Bunlar faydalı direniş. Ama direnişin olması için kişinin muhakkak haklı gerekçeleri olması lazım. Öyle olursa insan zihni ve bedeni daha kolay uyum sağlar. İlk başta zorlanılır. Kabuk değiştiriyorsun çünkü. Sancılıdır. Doğum sancılıdır. Yeni bir yaşama doğuyorsunuz. Bu sancıyı kabul edeceğiz. Korkarsanız olduğunuz yerde kalırsınız. Hayatta tek değişmeyen hakikat değişim hakikatidir. Onun dışında her şey değişiyor. Mevcut durumu kabullenemezsek değişemeyiz… Psikiyatride yeni üçüncü dalga terapiler var. Bunlar klasik psikoterapiden çok farklı. Akseptans terapi diye geçiyor. Türkçede kabullenme, yeni durumu yönetme tedavisi gibi düşünebiliriz. Mevcut durumu kabullenemezsek değişemeyiz. Kabul edeceğiz böyle bir durum var artık. İnsanın kontrol edebileceği şey var, edemeyeceği şey var. Gücünün yeteceği şey var, yetemeyeceği şey var. Bunu kabulleneceğiz. Kabullendikten sonra yeni durumda neler yapabileceğimize odaklanacağız. İlk başta zor olur ama daha sonra yeni şeyler yapmanın, risk almanın hazzını da yakalamış olur insan. Yeniliğe açık olacağız… Hayat mükâfatını tahammül edene verir, böyle bir psikoloji yasası var. Onun için kabulleneceğiz bunu. Hz. Peygamber’in (SAV) sözü vardır: “Günü gününe denk gelen bizden değildir.” Demek ki insanın her gün farklı bir adımda bulunması gerekiyor. Değişimi teşvik eden bir durum. Burada statükocu olmak bizim inanç sistemimizde tembelliktir ve geri kalmaktır. Asıl irtica budur, hep aynı durumda kalmak. Onun için yeniliğe açık olacağız, zora talip olacağız. İnsanın ‘Hayatta o kadar şey var ki her şeyi bilmiyorum. Henüz keşfedeceğim yeni alanlar var’ diyebilmesi lazım. Newton, “İnsan gerçekler okyanusun kenarında uyuyan çocuklar gibiydi, şuan bulunduğumuz gerçeklik ne ki” demiş. Sokrates’in de yine meşhur bir sözüdür: “Ben bir şey biliyorum o da hiçbir şey bilmediğimdir.” Bu nedenle devamlı yeniliğe açık olmamız kendimizi geliştirmemiz lazım. Yeni durumu kabullenip hedeflerimizi öyle belirlememiz gerekiyor. Bu sürecin üç hediyesi var Bu sürecin insanlığa üç hediyesi oldu: Bol zaman, psikolojik sağlamlık ve bilgelik eğitimi. İnsanlığımızı ihmal etmiştik. Açgözlüydük, doyumsuzduk, yoksulu düşünmüyorduk, insanları düşünmüyorduk. Afrika’da temiz suya ulaşamayan insanlar var. Ekmek parası için Akdeniz’i geçmeye çalışırken boğulan insanlar var. Bütün bunları düşünmüyorduk. Zenginlerin yoksula karşı borçları var onları ödemesi lazım. Yoksa dünyada servet düşmanlığı başlayacak. Borsa ihtilali böyle başlamış. Bunları terbiye etmek için korona virüs bize ders veriyor… Prof. Dr. Nevzat Tarhan Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü/Psikiyatrist
HABER YORUMLARI
  1. Henüz yorum yapılmamış.
    İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.