ZİHNİYET BU

Yıl 1966… Ortaokul 1. sınıftayım. İzmirli olduğunu sonradan öğrendiğim bir Türkçe öğretmenimiz vardı. Bir gün sınıfa bir soru sordu: Türkler niye gavurlardan geri kaldı? Sınıftaki arkadaşlar çeşitli cevaplar verdiler. Hiç birisini kabul etmedi. Kendisi cevap verdi. Dedi ki: Çocuklar geri kalışımızın sebebi padişahlardır. Güneşe bir kilo et koydu, bir kilo da ot, bir gün sonra halk ile birlikte geldi, et kokmuş, ot ise kokmamıştı. Halka dedi ki: Bakın et kokuyor, ot kokmuyor, o halde et yemeyi size yasaklıyorum. Hep ot yiyeceksiniz. Ot yiyenin kafası çalışır. Et yiyenin ise çalışmaz. Kafası çalışmayan insanlar, milletler ilerleyemez, geri kalır. Çocuk aklımızla hepimiz padişah düşmanı olmuştuk. Akşam eve gittim. Dedeme bu olayı anlattım. Dedem 1904 doğumlu ve 19 yıl padişahlıkta yaşamış, üç padişah görmüştü. Dedem: Oğlum o öğretmen yanlış söylüyor. Köyde, Konya’nın her yerinde insanlar açık açık et yiyorduk. Hatta babamın anlattığına göre Sultan Hamit zamanında çok rahat yaşıyorlarmış, dedi. Sonraki Türkçe dersinde dedemin söylediklerini öğretmene anlattım. Bana çok kızdı. Deden bilmez, benim dediğim doğru, dedi. Mantığa bakar mısınız? Mantık ve zihniyet bu idi. Osmanlı, padişahlar ve değerlerimiz kötü, iyi ne var ise Cumhuriyetle birlikte bu topraklara geldi. Batı kültürü harika… Bu anlayış 2010 yılına kadar tüm şiddeti ile sürdü. Zayıfladığı anda her on yılda bir darbelerle güçlendirildi. Bu milletin çocukları bu zihniyetten çok çekti. Öğrencilik ve öğretmenlik hayatımda hatta avukatlığımda bu zihniyetten ben de çektim. Eğitim enstitüsünü inancım yüzünden Danıştay ile bitirdim. Hukuk son sınıfta bir derste sınavda, hoca laikliği yorumlayın, dedi. Ben de inanç sistemime göre yorumladım diye dönem kaybedip bir sene sonra bitirebildim. Öğretmenliğimde öğrenciler boy abdestini sordu, ben de açıkladım diye soruşturma geçirdim. Oysa ben eğitimciydim, öğrencimin sorusunu cevaplamam görevimdi. Bir duruşmama başörtülü bir avukat hanım arkadaş katıldı diye hakim celse ortasında o arkadaşı dışarıya çıkartmak istedi, ben de itiraz ettim, hakimle tartıştık. Olay oldu. Bu hatıralarımı neden anlatıyorum. Her sene 9 Eylül ‘de İzmir’in kurtuluşu kutlanır. Bu senede kutlandı. Bu kutlamada yine o zihniyet iş başındaydı. Mason olduğu da iddia edilen CHP’li Tunç Soyer Osmanlı’ya hakaret etti. Sultan Vahdettin’i kastederek hain, dedi. Şükür ki bu davranışı çok tepki çekti. Oysa ortaya çıkan son belge ve bilgilere göre Vahdettin’in hain olmadığı söyleniyor. Bunu eski Başbakan Ecevit de ifade etti. Yine eski Başbakan Demirel biz yeni rejimi oturtabilmek için eskiyi kötüledik, dedi. Artık birçok tarihçi gibi ünlü tarihçi Murat Bardakçı’da M.Kemal’i Samsun’a Sultan Vahdettin’in gönderdiğini gidiş planlarını da Osmanlı Genelkurmayının en ince noktasına kadar hazırladığını hatta M.Kemal’in eline bulunduğu yerlerdeki tüm sivil ve askeri birimlere padişah adına emir verebileceğine dair ferman verildiğini ifade etmektedir. Bunun içinde Erzurum’da bulunan 15 Kolordu Komutanı Kazım Karabekir’in kolordusu ile birlikte M.Kemal’in emrine girdiğini, M.Kemal’in sivil bir örgütlenme olan Erzurum Kongresinde bu ferman gereğince kongre başkanı seçildiğini hatta askeri elbise ile geldiğinde kendisine sivil elbise ayarlanarak sivil halde kongreye katıldığı anlatılmaktadır. Milli mücadele sırasında, mücadele ve M.Kemal aleyhine gelişen İstanbul hükümeti kaynaklı eylemlerin çoğunluğunun padişah ile M.Kemal’in danışıklı olarak gerçekleştiği belirtilmektedir. Kanıt olarak da 1922 yılı 30 Ağustos’ ta başlayan Büyük Taarruz sonrasına kadar M.Kemal’in padişaha çektiği telgraflarda çok saygılı davrandığı, Sultan Vahidettin’in ölüm haberini aldığında da Dünya’nın en namuslu devlet adamı vefat etmiş, eğer sırf Topkapı sarayındaki Kaşıkçı elmasını alıp bunun parası ile bir ordu hazırlayıp üstüme gelebilirdi, demiştir. Sağlığında el altından öldükten sonra aleni olarak Atatürk’e rağmen geliştirilen yukarıdaki zihniyet Kemalizm maskesi altında ve Atatürk’ün zihniyeti budur diye Türk Milletine dayatılıyor. Bu zihniyetin kurgulayıcıları Masonlar ve dönmelerdir. Yani kriptolardır. Kemalizm’in fikir babası da Tekin Alp ismini alan Yahudi Moiz Kohen’dir. Atatürk öldükten sonra da bu zihniyete CHP sarılmıştır. Kemalizm’in Atatürk’ün fikri yapısı ile hiç ilgisi yoktur. Artık yeter! Cumhuriyette bizim, Osmanlı’da bizim, padişahlarda bizim, Atatürk’te bizim… Milletimizi bölmek isteyen bu oyunlara gelmeyelim. Ülkemizin ABD, AB, İsrail kuşatması altında olduğunu bilelim. Birlik ve beraberlik içinde olalım. Ortak paydamız İslam olsun. Bu payda bize yeter.