35 - Adnan YILDIRIM- Yeni Meram Gazetesi
35 aile. 35 ana, 35 baba, belki eş, nişanlı, çocuk… Geride kalan 35 yuva.
35, demesi de yazması da ne kadar kolay değil mi sevgili okurlar? 35 işte.
Vatan sağ olsun diyorlar. Elbette vatan sağ olsun, illaki vatan sağ olsun, vatan ilelebet sağ olsun. Ancak bu 35 yiğidin evine ocağına, yuvasına barkına bakınca, bir yumru otur muyor mu boğazınıza, ruhunuz dar gelmiyor mu dünyaya. Tek katlı ya da kaç katlı olduğu bile belli değil, derme çatma denecek kadar bakımsız evleri ve boylarından büyük Türk Bayrakları asılı duvarlarında. Öyle ya 35.
Ben hiç görmedim, duymadım bir rezidanstan şehit haberi geldiğine. Hiç şahit olmadım bir villadan şehit tabutu çıktığına. Çıkmasın da, ama, parmakları ojeli, saçları boyalı bir şehit annesi, jilet gibi giyinmiş saçları briyantinli bir şehit babası hiç görmedim. Düşünsenize, villalarının havuzunun başlarında bir şehit kalabalığını hayal bile edemedim… Adettendir diye baştan aşağı siyahlara bürünmüş bir şehit eşi, şehit kardeşi hiç görmedim. Gönül ister ki hiç görmeyim de.
Ama…
Gördüklerim hep başları yazmalı şehit anneleri, ayakkabıları yırtık şehit babaları. Cenazeleri bile rengarenk, ne bulurlarsa onu geçirmişler üzerilerine. Belki de sadece olanı giymişler. Allı güllü, morlu sarılı basmalar, Ayaklarında kara lastikli babalar. Tıpkı Anadolu gibi.
Demem o ki sevgili okurlar; Vatan hep garibana mı sağ olsun? Vatan hep Anadolu’ya mı sağ olsun? Vatan hep üzerine giyecek elbisesi olmayana mı, vatan hep ayağına giyecek ayakkabısı bulunmayana mı, vatan hep iki koyunu üç dönüm tarlası ve her şeye rağmen vatan sağ olsun diyene mi sağ olsun?
Ha 5, ha 35 ne fark eder değil mi sevgili okurlar? Sonuç hep aynı olduktan sonra…
HABER KAYNAĞI : HABER MERKEZİ