Aldığımız nefes, yediğimiz ekmek, içtiğimiz su: SİYASET-Adnan Yıldırım-Yeni Meram Gazetesi
Sevgili okurlar;
Medyayı takip eden çoğumuz biliyoruz.
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimleri YSK’nın isteği üzerine yenilecek.
Ben hukukçu falan değilim o yüzden haddimi bilip olumlu ya da olumsuz en ufak bir eleştiri yapmayı meslek ahlakıma uygun görmüyorum.
Sade bir vatandaş olarak sadece naçizane gözlemlerimi birkaç satırla sizlerle paylaşmak istedim.
Ötesi beni aşar.
Sayın okurlar, öyle ya da böyle gerekçelerle bu iptal kararı, işi sadece seçimler olan en yüksek mahkemece iptal edildi.
Ve bunun temyizi falan yok. Son nokta.
Ancak yine birçok hukuk çevresince bu kararın kanuna ve hukuka aykırı olduğu söylendi ve protesto edildi. Ediliyor.
Dedim ya;
Hiçbir tarafın borazanlığını yapacak değilim.
Dikkat çekmek istediğim nokta siyaset denilen illetin, avukatın, savcı ve yargıçların yaptıkları işlere kadar sirayet etmesi ve sonucu kanunlarla besbelli olan bir noktada her kafadan kendi görüşünce farklı seslerin çıkması ve dar boğazda olan ekonomimizin de bu siyasi ve hukuki gerilim ortamında daha da kötüye gitmesinin kimsenin farkına varmaması ya da umursamaması…
Beni ilgilendiren kısım budur.
Ben sıradan bir vatandaşım.
Geleceğime bakarım.
Çocuklarımın geleceğine bakarım.
Cebimdeki paranın değerine bakarım.
Eğer bunların sonunu hayırlı görmüyorsam batsın siyasetiniz, batsın seçiminiz.
Ülke ve millet adına safi zarardan başka adımlar atmayan siyasilerimizin çıkar savaşları altında çimenler misali ezilmek istemiyorum.
Ülkece geldiğimiz nokta çok açık.
Gittiğimiz yer ise çok karanlık.
İliklerimize kadar işlemiş bu siyaset canavarına dur demediğimiz müddetçe korkarım sonumuz hiç hayırlı olmayacak.
Bu ülkeyi 60’lara, 70’lere ve 80’lere döndürmeye kimsenin hakkı yok.
Siyaseti hayatımızın odak noktası halinden çıkarmadığımız müddetçe, hani deriz ya dış güçler, dış mihraklar falan diye… işte onların kuklası olmaktan, sonumuz Arap ülkelerinin sonu olmaktan öteye geçmez.
O yüzden her şeyden önce elimizde kalan son insanlık merhalesi vicdanımıza sahip çıkmalıyız.
Eğer onu de kaybedersek bu sefer her şeyi gerçekten kaybederiz.
HABER KAYNAĞI : HABER MERKEZİ