ASRIN FELAKETİ
ASRIN FELAKETİ- Mehmet HANÇERLİ -Yeni Meram Gazetesi
Önceki gün asrın felaketinin 1. yılını birlikte yaşadık. Bölge insanı ve vicdan sahibi tüm vatandaşlarımız 6 Şubat 2023'te saat 04. 17'de büyük bir sarsıntı ile uyandı. Ortalık toz duman, arz olabildiğince sallanıyor. 7,7 ve 7,5 büyüklüğünde art arda gelen depremler ile birlikte yaşanan acıların tarifi yok.
Depremdeki zayiatın ve ölümlerin artmasındaki en önemli unsur depremin salınımı. Özellikle ikinci 7,5 büyüklüğündeki depremin Hatay ve civarındaki yıkımı ve can kayıpları tavan yaptı. Arzın salınımı, yer bilimcilerin anlatımları ile daha bir yıkıcı oldu. Bunun akabinde hayatını kaybeden 53 bin 537 insanımızdan 23 bin 65 kişi Hatay'da rahmetli oldu.
Devlet, depremzedelere müdahale etti. Askeriyle, yardım ve kurtarma ekipleriyle, tüm gönüllüler, yerel yönetimler ve devletin tüm kurumları bölgeye hızlı bir şekilde ulaşmaya gayret ettiler.
Felaketin büyüklüğünden dolayı kurtarma, enkaz kaldırma, barınma ve diğer çalışmalarda bazı aksaklıkların olması doğaldır. Felaketin büyüklüğünü bir irdeleyelim. Yurt dışından ve ülke içinden 650 bin personel kurtarma çalışmalarına katılmış. Farklı bölgelerde 350 çadır kent, 414 konteyner kent kurulmuş. Bu alanlara 645 bin çadır, 215 bin 224 konteyner gönderilmiş. Yani toplamda 850 bin ailenin barınma ihtiyaçları karşılanmış.
Belki de burada en önemlisi yıkılan ya da etkilenen mesken, ahır vb. 441 bin 567 hak sahipliği belirlendi. Hatay, Kahramanmaraş, Malatya, Adıyaman, Gaziantep, Diyarbakır, Osmaniye, Adana, Elazığ, Şanlıurfa ve Kilis'te toplamda 679 bin 999 adet konut veya köy evi inşa edilecek. Kendini süper güç olarak adlandıran bazı ülkelerin ve AB'nin başına böyle bir felaket gelse -ki hiç istenmeyen bir durum- 680 bin evi nasıl ve kaç senede yaparlar? Şunun idrakinde olmak lazım. Kaldırılan enkazların dahi dağ gibi yığıldığı bir durum. Kağıt gibi savrulan, eriyen yutulan, devrilen, binalar... En lüks siteler, Allah esirgesin yerle bir oldu. Türkiye 3/4'ü deprem bölgesinde olan bir ülke. Önlemlerimizi ve barınma yerlerimizi depreme göre dizayn etmemiz lazım.
Dikey mimariden yatay mimariye geçmemiz, olmazsa olmazımız. Uçsuz bucaksız Konya Ovası'nda, şehirde 17 katlı binalar yapılabiliyorsa, iyi değerlendirmek lazım. Hatay'da 23 bin 65 merhum, merhume kardeşimizin hayatlarını daha önceden dikkate alıp Amik Ovası'na bina yaptırmamak lazım. İşin ehli büyüklerimiz daha iyi bilirler, sağlam, fay hattı olmayan arazilere bina yapımına müsaade edilmeli. Yapım kolaylığı nedeniyle tercih edilen alüvyon zeminlere bina yaptırmayıp bu alanların tarıma açılmasını sağlamak gerekiyor.
Devlet mi yapar, yerel yönetimler mi yapar, bilemeyiz. Yapılması gereken ve bildiğimiz şu: Zemin etütleri yaptırılır, ona göre, zeminin kaldırma gücüne göre binalar ve buna göre imar planları oluşturmak. Bina yapacak banilerin imar planındaki kat yüksekliklerine uyup haklarına razı olmaları. Başımıza gelenlerin bir çoğu da, “Allah'ın göğünü mü kıskanırsınız” söyleminden kaynaklanıyor.
Metropollerde öncelikli olmak üzere eski statik hesaplara göre yapılmış binaların sağlamlaştırılması gerekiyor. 7 büyüklüğünün üzerinde gerçekleşmesi muhtemel depremin etki alanı içerisindeki binaların temelden başlamak üzere güçlendirilmesi gerekiyor. Bir insanın yetişmesi için harcanan maddi ve manevi emeği göz ardı etmemek lazım.
İnsanımız güvenli, emin, stabil olan şehirlerde yaşamak istiyor.
Buna da hakkı var.
-
Henüz yorum yapılmamış.İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.