Bunlar iletişim mezunlarının ayak sesleri!

Fikir hırsızından, emek hırsızından, yüzsüzden, arsızdan, çıkarcıdan, sahtekardan, yalakadan, riyakardan, karakter yoksunundan, çöpçüden, bekçiden, doktordan, avukattan, öğretmenden, evde kalmıştan, boş gezenin boş kalfasından bile gazeteci olur da, iletişim mezunundan gazeteci olmazmış sayın okurlar. Böyle buyurmuş Zerdüşt. Buyurmaya da devam ediyorlar. Ünlü İtalyan edebiyat dehası Dante, şu memlekette yaşananları görse İlahi Komedyasını çöpe atar, bakar bakar bizi yazardı kesin. Romanlara değil, destanlara konu olacak türden olaylar yaşıyoruz. Sadece gazetecilik için demiyorum elbette, Bu memlekette işini iyi yaparsan ödüllendirilmez, takdir edilmezsin. Tarihi çoktan geçmiş, cehaletin kollarında nirvanaya ulaşmış, hatta orda birkaç tur atıp kendini ispat etmiş komodorların tek elindedir gazetecilikte iş hayatı ve ahlakı. Başarılıysan eğer bu komodorlar tarafından, dedinin kodunun, uçsuz bucaksız ummanı deryasında bir o yana bir bu yana çekiştiril durursun. Bizim gazetecilerin iş ahlakı çekememezlikten, hasetten ve kıskançlıktan ibaret. Eğer seni kendine namzet olarak görüyorsa bu komodor, vay ki ne vay haline. Almış olduğun dört yıllık akademik eğitimi at çöpe, üstüne soğur bir bardak su iç. Gazeteciliği sadece dışarda yalan yanlış, taraflı tarafsız, ordan buradan duyma bilgilerle haber yapmak olduğunu düşünen, daha ajansları dahi nasıl kullanacağını bilmeyen, onun bunun fikrini çalarak, emek hırsızlığı yaparak, üstelik bu mesleğe yıllarını adadığını düşünen ve meslekteki insanlar tarafından aslında zerre kadar itibar görmeyip bunun farkında olmayan,  insan ilişkilerinden bi-haber, yaşını başını eline almış, çoluklu çocuklu koskoca insanlar, kendilerine iletişim mezunlarını tabiki düşman bellerler. Birde dönüp demezler mi, “bu meslekte itibar kalmadı, gazeteciliğin onuru gururu ayaklar altında” diye. Güler misin ağlar mısın bilemedim sayın okurlar. Sen bu meslekte itibar mı bırakmışsın, yalakalıktan, riyakarlıktan, çorbacılıktan, beleşçilikten, bir de dönüp öğüt veriyorsun. Ne hakla, hangi yüzle? İşte biz böyle insanlardan bu mesleği devralıyoruz sayın okurlar. Tabiki bize düşman kesilecekler. Ömürlerinin yarısını eziklik içerisinde geçiren insanlardan bu saatten sonra, yola gelmesini bekleyecek değiliz. Miatları doldu. Zaman yok. Gazeteciliğe hak ettiği itibarı biz kazandıracağız. Korkun, bunlar iletişim mezunlarının ayak sesleri!