EKONOMİ SOSLU SİYASET

Gündemde şu ara bir hızlanma mı oldu ya da bize öyle mi geliyor, bilemiyoruz. İktidarı, muhalefeti ve diğer siyasi partileriyle bir depreşme, devinim, aksiyon, adına ne derseniz deyin bir hareket söz konusu. Bazen bu hareketlenme bir belirsizliğin habercisi de oluyor. Mesela CHP, erken seçim istiyor mu, istemiyor mu? Belirsizliğini koruyor. CHP Genel Başkanı Sayın Özgür Özel, “kazandıran ceket”i de sırtına geçirdi. Bu saatten sonra kim tutar Sayın Özel'i? Tuhaflık şu, o ceket kazanmak için giyilirdi, siz zaten 31 Mart Ekonomik Yerel Seçimleri'ni kazandınız. Sizin erken ya da zamanında yapılacak olan bir genel seçimde şayet varsa bir “iktidar ceketi” giymeniz olabilirdi.
Bazı konularda çok gerilerde kalmışız. Kazanmak için mavi ekoseli ceket giymek gerekiyormuş. Hakikaten kahverengi ekose ceket giyen de yok zira yaşlılığı simgeliyor kahverengi.
İkinci belirsizlik de olası bir bakan değişikliği öncesi Sayın Sağlık Bakanı Fahrettin Koca'nın tutumu. Rivayet doğru mudur bilinmez ancak 7 civarında bir bakan değişikliği söz konusu diyorlar. Sayın Bakanımızın çok önceleri de gündeme 2-3 sefer gelen istifa söylentileri yine gündemde. Son gelen belki de asparagas haberlere göre Sayın Bakan, eşyalarını toplamış bile. Tekrar etmekte fayda var. Siyasette istifa olmaz, görevden alma olur der büyüklerimiz. Ha bu siyasettir hiç belli olmaz. Konya'dan gidebilecek bakanların yerine Konyalı bakan gelir mi? Göreceğiz.
Geçen hafta içerisinde Konya ile birlikte 3-4 şehirden AK Parti teşkilatları, partinin grup toplantılarına katıldılar. Alışık olmadığımız bir durum ise AK Parti teşkilat protokolünden Sayın Cumhurbaşkanı ile birlikte görüntü çıkmadı.
Ülke olarak da bir taraftan Sayın Cumhurbaşkanı diğer taraftan da Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad'ın iki ülke arasındaki yakınlaşmaları sağlayacak sıcak beyanatlar”. “Ülke siyasetinde duygusallığa yer olmaz, aslolan ülkelerin çıkarları ve uyguladığı politikalardır.” der büyüklerimiz. Muhtemelen Mısır ile olan yakınlaşmayı, yakın bir gelecekte Suriye ile de yaşayacağız.
Eğer ekonomik veriler ve gerçekler insanları sıkboğaz ediyorsa ilk olarak hedefte göçmenler olur. “Bunlara biz bakıyoruz, pastadan pay alıyorlar.” mantığı hemen çalışır. Şimdiye kadar sayısı Suriyelisiyle, Afgan'ıyla 8-10 milyona yaklaşan sığınmacılar var. Muhalefetin çoğunluğunun “acil gönderelim” söylemlerine iktidar da katılmışa benziyor.
Suriye'de savaş bitmiş, Türkiye'de konut açığı var. Türkiye'de vergi vermeden kazanılan paranın Suriye'deki yakınlarına aktarılması da neyin nesi? Kaldı ki Esad efendi bunların affedildiğini ve ülkelerine dönebileceklerini defalarca söyledi.
Gelelim Saadet Partisi'ne. Parti yine karıştı. İki değerli kardeşimiz genel başkanlık için aday olunca kongre ertelendi. Yanlış yanlış üstüne. Ülkeye hizmetleri yadsınamaz Recai Kutan abiyi bu yaşta niçin yorarsınız arkadaşlar? Diyeceksiniz ki parti genel başkanı da baston taşıyor. Haklısınız. Neymiş, Yüksek İstişare Kurulu konuyu görüşmüşmüş. Demokrasiye inanıyorsanız ve bir siyasi parti iseniz kuralları uygulayacaksınız. Bu partinin genel başkanını delegeler mi belirleyecek yoksa Yüksek İstişare Kurulu'nun ataması mı?
Yöneticilerin gençleşmesi lazım. Bilen bilir adında “gençlik” ifadesi bulunan bazı vakıf ve derneklerin başkanlarına baktığımızda yaşları 60 ve üzeri. Bari gençlere güvenin. Bu başkan atamalarını, gençlik yapılanmalarında yapmayın.
Ahir kelam, ekonomi.
Yerel seçimlerde ekonomi gücünü gösterdi. Ülke geleceğinde de gücünü gösteriyor, göstereceğe de benziyor. Demedi demeyin. Devletin vereceklerinde zam oranları enflasyonun (reel enflasyon) altında tutarsanız, devletin alacaklarında da şahin kesilirseniz insanlar bunu bir şekilde sandığa yansıtır.
Bir taraftan enflasyonla mücadele kapsamında asgari ücrete ek zam yapma, memur ve emeklisine minimal davran, diğer taraftan da elektriğe yüzde 38 zam yap. Enflasyonla nasıl mücadele edilecek ki? Ülkedeki tüm üretim aşağı yukarı elektrikle yapılmıyor mu? Diğer taraftan yerel yönetimler daha önce erteledikleri su, emlak ve harç zamlarını epeyce artırmış durumdalar.
Erken seçim olabilir mi? Şimdi değil!
Allah (c.c) sonumuzu hayr eylesin.