ESKİLERDEN BİR DEMET
ESKİLERDEN BİR DEMET- Mehmet HANÇERLİ- Yeni Meram Gazetesi
Fiziki yaşı ortanın üzerinde olanlar daha iyi bilirler. Bugün o yaş grubunun bildiği ve hatırladığı unutulmaya yüz tutmuş, doğrusu unutulmuş geleneklerimizden bahsetmek istedim. Günümüz insanı şimdilerde hep günlerin peşinde. Kadınların altın, döviz ve TL günleri. Birçoğu para ve alışveriş tuzağı olup genelde Yahudilerin icat ettiği olmazsa olmaz günlerimiz.
Babalar, anneler, doğum, sevgililer ve daha onlarca gün. 8 Mart Dünya Kadınlar Günü var ancak bir erkek gününe ben rastlamadım. Bir de dün kutlanan “Sevgililer Günü” var. Restoran ve kafelerin dolduğu haftalar önce yer ayırtılan Sevgililer Günü etkinlikleri. Genelde yemek ve akabinde çiçek ve sonucunda çil çil altınlar, kolyeler, bilezikler ve kıymetli takılar. Yeni nesil, bir dümen suyuna gidiyor bakalım.
Biz de sizleri eskilere, gelenek ve göreneklerimize, bazı uygulamalarımıza götürelim istedik. Bilenler ah çeksin, bilmeyenler de hayretler içerisinde kalsın. Tamamen unutulan eskilerden başlayalım.
Tandır ekmeği ve muska şeklindeki tandır böreği. Evin kahraman, eli öpülesi hanımı gece 03.00'te kalkar. Ahşap teknede hamur yoğurulur, en az 1-1,5 saat. Sonra mayalanmaya bırakılır. Bahçeli evlerde kalınır zaten. “Hayat”ın içinde mutlaka tandır fırını olur, toprak yapımı. Hamur mayalanır ise hemen ocak yakılır. Tandır ekmeği en az 2 kişi ile yapılır. Önce ekmekler tandırın cidarlarına yapıştırılır ve ekmek yapılır. Akabinde şimdilerdeki gibi boru şeklinde değil muska şeklinde peynir böreği ocağa vurulur. Küpten kaldırma kavurmadan yapılan börek daha bir hora geçer.
Ekmek ya, kokar ya, evin sağında solundaki tüm komşulara ekmek dağıtılır. Şimdilerde olduğu gibi avuç içinde pizza, lahmacun yenmez. Tandır ateşi kermeden olur(tezek) ve zayi edilmez. Yerine çömlekte kurutulmuş kaburga etinden kuru fasulye konur. Tandırda boş kalan bölgelere de güğüm konulur ki, su kaynasın.
Nostaljiye devam. Pazar günleri ev ve bahçe işleri yapılır, evin ayak işlerini yapan delikanlılığa geçme aşamasındaki erkek çocuk, saat 10.00-11.00 gibi çarşı böreği yaptırmaya gider. Neli mi? Tabii ki etli ve peynirli. Böreğin hamuru şimdilerdeki gibi 180 gram değil ki, 250-300 gram. Hatta peynir böreğinin kulakları koparılarak onunla Ankara helvası yenir.
Yat geberlik... Duyan var mı? Özellikle kış gecelerinde hısım akrabalı ve komşulu oturulur. Gecenin bir yarısı saat 23.00 gibi “içimiz yavunsudu” yani üzüldü yani acıktık der evin büyüğü. Bu yat geberlik hazırlanması için bir talimattır. Gelelim yat geberliğin içeriğine. Tandır ekmeği, keçi boynuzu, üzüm, kayısı kurusu, ceviz, küflü tulum peyniri, sade yağ (tereyağı değil) varsa camız yoksa inek yoğurdu, ev yapımı salamura peynir, siyah zeytin, envai çeşit ev yapımı reçeller, sucuk, pastırma ve üçüncü tekrar, küpten kaldırma kavurmalar. Mübalağasız eksiğimiz vardır ancak fazlamız yok. Bu mübarek sofraya bir güzel emek çekilir sonra bir ağırlık ister istemez olur. Şimdiki nesil o saatte onları yese ne olur Allah bilir. Sonrası mı, dinlenme ve uyku. Zira yarına çok iş var.
Konya'nın yöresel yemeği değil ama sonradan icat oldu. Meşhur arabaşımız. Konya ve civarına Yozgat'tan geldiği büyük bir ihtimal. Kimileri 1/5 ölçekli hamuruna tereyağı atar, kimileri atmaz. Oradaki espri, hamur yağlanırsa boğazdan mideye olan yolculukta yağ gibi kaysın anlamındadır. Başka bir art niyet aranmaz.
Arabaşı boyun etinden yapılır der büyüklerimiz. Ya kuzu boynu ya hindi boynu. Şimdilerde tavuk etinden. Aslen eski Konyalılar tavuk etini de, balık etini de pek sevmez. Hele balık yerse karnı da doymaz. İçi çabuk yavunsur. Yat geberlik de mi kurtarmaz bilmem.
Şu arabaşı söylemi önemlidir. Tekrar etmekte fayda vardır.
Arabaşı olursa hindiden, geliriz ikindiden.
Arabaşı olursa kazdan, geliriz yazdan.
Arabaşı olursa tavşandan, geliriz akşamdan.
Arabaşı olursa tavuktan, gelemeyiz soğuktan.
Gerçi arabaşı yutulacak ne soğuk var ne de kar. Mevsimler nereye gidiyor? Eskiden Konya evlerinde kilit olmazdı. Komşu komşunun evine gece saat 10.00'da komşusunun lambası (çırası) yanıyor diye girerdi. Şimdilerde iki kilitli çelik kapılarımız var. Olmazsa nasıl emin oluruz ki?
Şimdiki nesil, genç kardeşlerim, bu anlatılanlar size bir nostalji gelecektir. Sizler kuryelerin getirdiği, yemek sitelerinden gelen pizza, hamburger, lahmacun, waffle ve diğer yiyeceklere devam edin. Tabii ki mecburiyetten. Dünya telaşesi, geçim sıkıntısı, çalışmayana ekmek yok ve onlarca sebep var.
Tüm bu yiyecek tüketimleriniz yat geberliğe teğet bile geçemez.
Gününüz hay'r olsun efendim.
Afiyetle...
-
Henüz yorum yapılmamış.İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.