FİNANS KAPİTALİZMİNİN KISKACINDA
FİNANS KAPİTALİZMİNİN KISKACINDA- Behçet BÜYÜKGÖKMEN- Yeni Meram Gazetesi
MB, faize karşı olduğunu her fırsatta açıkça dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan'a (ki burada bir gerçeği dile getirmek benim için borçtur. Cumhurbaşkanı Erdoğan oldukça samimi bir şekilde ülkeleri ve halkları kıskaca alan, arsız sömürgeciler lehine çalışan ortodoks politikalardan kurtulmak için yoğun çabalar harcadı/harcıyor) rağmen beklenmedik şekilde agresif bir tutumla politika faizini yüzde 25 düzeyine çıkardı. Ortodoks mandacılar kararı sevinçli bir şaşkınlık içinde alkışladılar ve ardından "yetmez ama evet" dediler. Kendi ülkesinde faizler yükseldi diye göbek atan onursuz mandacılara, sözüm ona ekonomist taifesine herhalde sadece Türkiye'de rastlamak mümkün olabilir
Oysa azıcık ekonomi tahsili yapmış olanlar bilirler ki, bugün vahşet sözcüğünün bile yetersiz kaldığı şekilde, hiçbir gerçeklik ile alakası olmayan finansal operasyonlar kanalıyla bütün insanlık sömürülüyor. Bir fikir vermesi açısından şu rakamlara dikkatinizi çekerim. (Yaklaşık olarak) Dünyada günlük olarak cereyan eden reel ekonomik olayların toplan miktarı 5 trilyon dolar civarında iken hiçbir gerçekliğe dayanmayan sanal/finansal operasyonların miktarı bunun yüz katı kadardır.
Neyse geçelim.
Asıl sözü bir bakıma kendimi de ait hissettiğim dindar/İslamcı laf ebelerine, üst perdeden ahkam kesmekte pek bir mahir allamelere, dillerinden papağan gibi bıktırıcı lakırdılardan başka söz sadır olmayanlara söylemek istiyorum.
Yakın tarih acı bir şekilde göstermiş olmalıdır ki, küresel finans kapitalizmine direnmek öyle nutuk atmakla, slogan atmakla, fetva vermekle, ağdalı ve tumturaklı sözlerle vaaz etmekle olmuyor.
Afedersiniz, sadece konuşuyorsunuz. Hiçbir hazırlığınız, hiçbir modeliniz, hiçbir projeniz yok. Ağlamaklı ses tonuyla ayet hadis okuyarak ve halk kitlelerini uyutarak varacağınız bir sonuç yoktur. Olmadı, olamaz.
Kapitalizm, özellikle finans kapitalizmi hakkında esaslı bir fikriniz var mı?
"Para" dediğimiz şeyin ne menem bir şey olduğu hakkında bir fikriniz var mı?
Pazar veya piyasa aynı şeyler mi?
Modernite, Ulus devlet, Kapitalizm, modern birey, kaydi para sistemleri, finansal operasyonlar, rezerv paralar ve küresel ödeme sistemleri, finansman modelleri ve bankacılık, kredilendirme, modern ulus devletlerin merkez bankaları, para basma kriterleri ve hazineleri vs. vs hakkında hangi bilgilere, hangi analizlere sahipsiniz. Esaslı eleştirileriniz hangi noktalardadır ve alternatif çözüm önerileriniz var mıdır? Varsa nelerdir??? Dikkat ederseniz ben onların sistemini iyi öğrenin, onlardan iyi işletin filan demiyorum. Onlara tabi olun da demiyorum. Zinhar. Modeliniz nedir diyorum.
1950 yılından bu yana yaklaşık yetmiş yıldır bu ülkeyi sağcı/muhafazakar/dindar partiler yönetti, yönetiyor. Kendinize ait bir tane özgün modeliniz var mı?
Onca yıl sonra ülke yeniden döviz/faiz/enflasyon sarmalına girdi. Bal yiyen baldan usanır derler ama biz aynı tiyatroyu tekrar tekrar seyretmekten bıkmadık.
Yıllardır yaptığımız şey, kendimizi tek hakikatin tek sahibi olarak görüp narsist bir kibirle ahkam kesmek oldu. Bizler bu bitmez kibirle aziz İslam üzerinden ahkam keserken milyonlarca genç insanın gündemi 3B oldu. Borsa, Bitcoın, Bahis..
Son elli yıldır tek haneli enflasyonu istisna olarak kısa bir süre görmüş bir halk var burada işçi, işveren, emekli memur, amir her kimse…
1970’lerde ortaya çıkan yüksek enflasyonu 40 yıl yaşamış ancak tek haneli enflasyonu 2004 te görebilmiş bir ülkeyiz. Herkes oldukça şerbetli yani. Enflasyon bizim için bir büyüme modelidir. Herkes için enflasyon işsizlikten daha evladır. İşsizliğe, eldekinin para etmediği ekonomiye karşın enflasyon tercih sebebidir son tahlilde.
İkinci büyük harpten sonra elsiz ayaksız teslim olduğumuz ABD önderliğindeki Atlantik ittifakı bütünüyle bir modeldi aynı zamanda. Sosyal hayattan aileye, savunmadan eğitime, günlük yaşamdan ekonomiye kadar her şeyi etki altına alan bir model. Ekonomideki modelimiz küresel sisteme entegre bir finans kapitalizmi modeliydi. Severek, sevinerek, överek, övünerek aldık. Aşkın gözü kördür misali görmediğimiz şey bu kapitalist modelin kendi iç çelişkileri ve varoluşsal kriz üretme sorunuydu. Sisten aç gözlü kapitalistler ve onlara bağlı olarak sürekli kriz üretiyor ve fatura her defasında geniş halk kitlelerine kesiliyordu. Ne yazık ki yıllar sonra yine öyle oldu. Bir alternatif bulmazsa insanlık ne yazık ki, yıllar sonra yine öyle olacak.
-
Henüz yorum yapılmamış.İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.