GÜNDEM EKONOMİ
GÜNDEM EKONOMİ- Mehmet HANÇERLİ- Yeni Meram Gazetesi
Dünya ve Türkiye pandemiden sonra şimdi de ekonomik savaş veriyor. Küresel ısınma, iklim değişiklikleri ve kuraklıktan dolayı dengeler alt üst olmuş. Ülkelerin merkez bankaları -Türkiye'de dahil- ha bire faiz artırımına gidiyor.
Türkiye'de gündem belli. Enflasyonla mücadele. Enflasyonu tek haneli rakamlara çekmek en büyük hedefimiz. Diğer yandan dar gelirli ya da sabit gelirlinin alım gücünü yükseltmek, toplumun refah seviyesini daha da artırmak hedeflerimiz arasında. Ancak bazen iki iyilik aynı anda yaşanmıyor. EYT'liyi, 3600 ek göstergeyi, en düşük devlet memuru aylığını, asgari ücreti ve diğer dengeleri korumaya çalıştığınızda ve yasal düzenlemelere girdiğinizde enflasyonu azdırıyorsunuz. Konya tabiri ile enflasyon canavarının “Ağzına kaşık sığmıyor.”
Geçmiş haftanın en önemli faaliyetlerinden, daha doğrusu ekonomik değerlendirmelerinden birini Merkez Bankası Başkanı Sayın Hafize Gaye Erkan yaptı. 2023 yılı için Merkez Bankası'nın enflasyon tahmini olan yüzde 23,3 rakamının revize edildiğini ve şu andaki enflasyon tahminlerinin yüzde 58 olduğunu açıklayıverdi. Bunun manası enflasyon tahminin yüzde 150 artırılmasına tekabül ediyor. Devletin kurumlarının yüzde 150 yanılma payı, pek bir anlaşılamadı.
Cumhurbaşkanımız, Kabine üyeleri ve iş insanları ekonominin sağlam zeminlere oturması konusunda uğraş veriyorlar. Arap ülkelerine yapılan ziyaretler de bunun göstergesi.
Merkez Bankası Başkanı'nın ifadeleri de yakın bir gelecekte ekonomik manada rahat bir nefes alamayacağımızın göstergesi. Enflasyondaki bu artışın devam edeceğini ve bir yıl sonra temmuz- ağustos aylarında enflasyonun inme trendine gireceğini vurguladı. Demek ki vermelerin memlekete faturası en az bir yıl sürecek. Hatırlarsınız, eski Hazine Bakanımız Sayın Nebati, enflasyonun düşeceği tarihlerle ilgili sürekli yanılmıştı. Devletler de, şirketler gibi, “kurumsal” olmalı. Almanya şansölyesi Merkel değişti. Almanya'da bir değişiklik oldu mu? Hayat devam ediyor.
Bizde ise kurtarıcılar vardır. Rahmetli Kemal Derviş, bunlardan biridir. Ne ümitlerle Amerika'dan getirilmiştir. Uluslararası sermayenin Türkiye'nin mali politikalarının kontrolü ve borçların ödenmesi için mi getirilmiştir bilinmez. Hiçbir faydası olmuş mudur? Takdiri sizlere bırakıyorum efendim. Bu tür kişisel kurtarıcılar fiyaskosu kulağımıza küpe olmalıdır.
Şu anda yapılan şu mu acaba? Dövizin kontrol altında tutulmasını biraz esnetip ihracatçının önünün açılması. Bundan önce uygulanan ekonomi politikalarının aksine faizin yükseltilmesi. Ayrıca dövizin kısmi müdahaleler olsa da belli bir seviyeye gelmesinin istenmesi. Bu arada ilk defa Hazine Bakanı Sayın Mehmet Şimşek tarafından açıklanan tasarruf tedbirleri. Belki ilk günden açıklanması icap eden ancak geciken tasarruf tedbirleri. Eğer tedbir almazsanız size Gabar'daki petrolün de Karadeniz gazının da faydası olmaz.
Bir de zaten kıt olan ekonomik imkanlarımızı adalet terazisinde tartarak vermek. Aynı marketlerden alışveriş yapan aynı ticari havayı soluyan vatandaşlara kamu imkanlarının mümkün mertebe aynı oranda dağıtımının sağlanması. Toplumun bir kesimine muslukları sonuna kadar açıp diğer kesimine ölmeyecek kadar, damla damla verirseniz adaletli bir iş yapmamış olursunuz. Ayrıca bu, Yaradan'ın da hoşuna gitmez.
Merkez Bankası Başkanı Sayın Hafize Gaye Erkan'ın ifadesiyle en az bir yıl ekonomik savaş verileceğe benziyor. Zaten şimdiden hissediyoruz. Akaryakıta haftalık gelen zamlar, ekmek, gübre ve suya şu iki ayda yüzde 50 zam geldi. İnşallah şu kalan 12 ayda enflasyonla mücadelede başarılı sonuçlar alınır. Devletin zirvesinden açıklanan yüzde 58 rakamı tutturulur.
Önümüzdeki mart 2024'te yapılacak bir yerel seçimler var. Kemal Bey ve diğer muhalefet partileri, parti içi sorunları çözebilirse yerel seçimlere hazırlanacaklar.
Rabbim bütün iktidar partilerine Türkiye'deki muhalefet partileri gibi muhalefet nasip etsin.
Amin.
-
İsmail Öz2023-07-31 13:52:21Doğru bir teşhis.İşimiz zor ,sabit gelirlilerin işi daha zor.Allah yardımcımız olsun.