HAFTANIN DEĞERLENDİRMESİ

Ülke büyük, coğrafya mükemmel, gündem yoğun, aktivite bol. 2023 yaklaşıyor. Seçim öncesi her kesim iktidarı ve muhalefeti ile üzerine düşeni yapıyor, yapmaya çalışıyor. Geçen haftanın gündemi aşağı yukarı şu maddeleri içeriyordu: Meclis’teki kavga, EYT (emeklilikte yaşa takılanların durumu) ve asgari ücretin belirlenmesi.

Epeydir TBMM’de kavga görüntülerine rastlamıyorduk. Bütçe görüşmeleri esnasında AK Parti ile İYİ Parti milletvekilleri arasında sözlü tahrik ve yumruklu kavga çıktı. AK Parti Bursa Milletvekili Zafer Işık, İYİ Parti Trabzon Milletvekili Sayın Hüseyin Örs’ün başına yumruk attı. Yoğun bakıma kaldırılan Sayın Örs, hayati tehlikeyi atlatıp taburcu oldu. Hamdolsun.

Sayın Zafer Işık’a iki birleşime katılmama ayrıca kavgaya sebebiyet veren bazı değerli milletvekillerimize de para ve kınama cezaları verildi.

Örnek olarak aldığımız en yüce makamlara gönderdiğimiz o kutsal ve demokrasi çatısı altındaki makamda böyle hareketlerin yaşanması hoş olmasa gerek. Vekillerin bu hareketlerinden sonra vatandaşın hali nice olur? İnşallah orası örnek alınmaz. Yine toplumun çok büyük bir bölümünü ilgilendiren EYT ve emeklilik meselesi. Az değil, milyonların emekli olabileceği bir konu. Farklı zamanlarda ve zeminlerde yoğun katılımlarla EYT’li mitinglere şahit olduk. Bu ülkede her zaman gariplikler yaşanır. Avrupa ülkelerinde emeklilik yaşı 70’ler civarında olurken geçmişte 35 yaşında emekli olan insanlarımız vardı. Geçmişte SGK Genel Müdürlüğü yapan Sayın Kılıçdaroğlu, o zaman “SGK iflas noktasında, yükü çekemiyor. Emeklilik yaşının yeniden gözden geçirilmesi lazım.” Diyordu. Şimdilerde “EYT’lilerin yanındayım. Bu meseleyi ben çözeceğim.” diyor. 8 Aralık Perşembe günü, “Akşamı bekleyin.” Açıklamasından sonra Sayın Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin’in açıklamasını bekledik. Meclis’te yaptığı konuşmada “EYT düzenlemesinde bütün veriler ortaya çıktıktan sonra karar vereceklerini, açıklamasının daha sonra yapılacağını iletti.

Durumdan anladığımız kadarıyla milyonları ilgilendiren ve mali bir boyutu olan EYT’de, bir yaş haddi getirilecek muhtemelen. Anladığımız kadarıyla bu iş yılbaşından önce çözüme kavuşturulacak.

Gelelim daha büyük milyonları ilgilendiren asgari ücretin belirlenmesine. Toplumun yüzde 37’sinin asgari ücretli olarak çalıştığı vurgulanırsa konunun önemi daha iyi anlaşılır. İşçi ve işveren kesiminden farklı açıklamalar geldi. Türkiye’nin en büyük işçi sendikası olan Türk- İş’ten bir açıklama geldi. Genel Başkan Ergün Atalay, “7 bin 785 liranın kendilerinin kırmızı çizgisi olduğu ve görüşmelerin bu rakam ve üzerinden devam etmesi gerektiğini” vurguladı.

İşverenlerle ilgili yine ülkenin en büyük kuruluşu olan Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK) Başkanı Sayın Özgür Burak Akkol da işçi, işveren ve tarafların birlikteliğini önemsediklerini söyledi. “İşveren ve işçilerin razı olduğu, işletmelerimizi koruyan, dengeli, istikrarlı bir rakam için bizler de elimizi taşın altına koyacağız.” Buyurdular.

Geçen yıl asgari ücret tutarı 14 Aralık’ta açıklanmıştı. Ocak 2022’de yüzde 50, akabinde yüzde 30 da temmuz ayında zam yapılarak 2022’de asgari ücrete toplam zam yüzde 80’ler civarında olmuştu.

Yapılan anket çalışmaları ve toplumun nabzını tuttuğumuzda muhtemelen asgari ücrete yüzde 40-50 arasında bir zammın yapılabileceği tahmin ediliyor. Asıl asgari ücretlinin isteği şu: “Keşke asgari ücret de artmasın, fiyatlar da artmasın.”

Her yerde olduğu gibi burada da asıl problem enflasyon rakamları. Çok yüksek belirlenebilecek bir rakamın işçi kardeşlerimizin işlerini kaybetmesine sebep olacağı gibi daha cüzi bir artışın da alım gücünü daha bir düşüreceği kesin.

Önümüzdeki 2023 seçimleri de dikkate alındığında toplumun yüzde 37’sini ilgilendiren bu konuda daha duyarlı ve akılcı çözümlerin bulunmasına ihtiyaç var. 2023’ün anahtarı ekonomide, enflasyonda, alım gücünde ve refah seviyesinin artırılmasında olmalı.

Hayırlısı olur inşallah.

Saygılarımı sunuyorum.