İNÖNÜ'DEN KILIÇDAROĞLU'NA NASİHAT

Her ne kadar yuvarlak masadan henüz bir aday açıklaması gelmese de CHP genel başkanı adaylık için iyice ısınmış görünüyor. Adeta "Çav Bella" coşkusuna kapılmış gibi esip gürlüyor. Kendini iyice kaptırmış, sanırsınız seçmen noter marifeti ile bu zata oy vermek için taahhütte bulunmuş. Hele kendilerine Z kuşağı denilen gençlerin oyunu çantada keklik olarak görüyor. Bir o değii altı arkadaşın hepsi aynı. Aynı pembe hayaller hepsinin fani hayatını süslüyor. Bakanlıkları, bürokratik kadroları, milletvekilliklerini müthiş bir iştahla paylaşıyorlar. Rivayete göre dokuz bin civarında kadro için isim listesini hazırlamışlar cumhurbaşkanı olduklarında ilk kararname ile mevcutların işine son verip ikinci kararname ile yenilerini atayacaklarmış…
Biri umutluyum diyor, çok şey yapmaya gerek yok, Demirtaş'ı Kavala'yı serbest bırakacaksın, S400’leri bir depoya kaldırıp kilitleyeceksin, MB başkanına istediği kadar faiz artırma yetkisini geri vereceksin Türkiye düzelir diye buyuruyor. Şaka yapmıyorum. Valla şaka değil. Halk TV’ye bakabilirsiniz. Yuvarlak masanın tek bayanı Meral hanım daha bir coşmuş maşallah şehrin bilbordlarını karizmatik fotoğrafı ile birlikte "MİLLETE BAŞBAKAN YAKIŞIR, az kaldı" diye donatmış. Ah ne kadar sevindik bilemezsiniz. Ah asenamız bizim gibi biçareleri ne kadar onurlandırdınız.. Yüce varlığınızı millete BAŞBAKAN olmak için nasıl da adadınız. Sonsuz derecede medyun-u şükranız efenim.
Konu uzayıp gitmesin ben başlıkta anons ettiğim konuya döneyim. Önce birkaç bilgi kırıntısı vermem gerekiyor. Cumhurbaşkanı İnönü ABD ile imzalanan yardım anlaşması nedeniyle 12 Temmuz 1947 günü yaptığı radyo konuşmasında şunları söylüyor. “Büyük Amerika Cumhuriyeti'nin ülkemiz ve ulusumuz hakkında beslemekte olduğu yakın dostluk duygularının yeni bir örneğini teşkil eden bu sevinçli olayı her Türk candan alkışlamaktadır. (1947) IMF’li ilk yılımızdır ve kronik dış ticaret açığı ile bu yılda tanış olmuşuzdur. Yazının sonunda aynı İnönü'nün yıllar sonra günah çıkarırcasına yapacağı konuşmayı koyacağım ki, Kılıçdaroğluna ibret olsun. Rifkin den danışman, küresel kara aklama merkezi Londra'dan sözde temiz para bulmaya kalkarsan maazallah ülkeye ne belalar getireceğini Milli Şef, karizmatik genel başkanın İnönü sana söylesin. 1960 darbesinin cuntacıları Menderes'i devirmiş ve dramatik bir şekilde idama mahkum edip infazını gerçekleştirmiş Milli şef İnönü'ye yeniden Başbakanlık yolu açılmıştı. Ülke darbeciler tarafından "güçlendirilmiş "PARLEMENTER" sistem ile yönetiliyordu. Başbakan sıfatı ile İnönü meclis kürsüsünden şunları söyledi. Yıl 1963.. Bade harabül Basra: “Daha bağımsız ve kişilik sahibi dış politika izlemesini istiyoruz. Herkes aynı şeyden söz ediyor. Nasıl yapacağım ben bunu? Karar vereceğim ve işi teknisyenlere havale edeceğim. Onlar ayrıntılı çalışmalar yapacaklar ve öneriler hazırlayacaklar. Yapabilirler mi bunu? Hepsinin çevresinde uzman denen yabancılar dolu. İğfal etmeye çalışıyorlar. Başaramazlarsa işi sürüncemede bırakmaya çalışıyorlar. O da olmazsa karşı tedbir alıyorlar. Bir görev veriyorum sonucu bana gelmeden, Washington’un haberi oluyor. Sonucu memurlardan önce sefirden öğreniyorum. Böyledir bu işler, peygamber edasıyla size dünyaları vaat ederler. İmzayı attınız mı, ertesi günü gelmişlerdir. Personeli gelmiştir, teçhizatı gelmiştir, üsleri gelmiştir. Ondan sonra sökebilirsen sök. Gitmezler. Ancak bu sorunun üzerine vakit geçirmeden gitmek gerek. Yoksa ne bağımsız dış politika ne bağımsız iç politika güdemezsiniz. Havanda su döversiniz. Fakat, sanmayın ki bu kolay bir iştir. Denediğinizde başınıza neler geleceği bilinmez…”