Konya
°C
Yeni Meram

ESKİ KONYA’DA KOMŞULUK İLİŞKİLERİ

ESKİ KONYA’DA KOMŞULUK İLİŞKİLERİ- Yaşar BARIŞIK- Yeni Meram Gazetesi

A+
A-
07.12.2021 09:49
07.12.2021 09:53
0
2201
ABONE OL

Komşuluk, insanların bir arada yaşamalarından kaynaklanan bir kurumdur. “Bir yere beraberce konmalı“ ilkesinden üretilmiş olan KONŞU kelimesi zamanla değişerek KOMŞU halini alması ile kelime tam anlamını bulmuştur. Komşuluk ilişkileri her yerleşim biriminde olduğu gibi Konya’da da önemli derecede yer alır. Hz. Peygamberimiz (S.A.V) az daha Allah’ın komşuyu da mirasçı kabul edeceğini zannetmiştim demesi komşunun önemini bir kez daha vurgulamaktadır.


Hele komşuluk ilişkileri eski Konya’da daha da önemli idi. Eskiden konutlar bugün olduğu gibi çok katlı ve bahçesiz, dışarı ile ilişkisi az olan binalar değildi. Evler; bağımsız bahçeli, hayatlı çarşıdan ve büyük caddelerden uzak sessiz ve sakin idiler. Bu yüzden sokağın yada mahallenin tüm çocukları rahatça kapı önünde oynar, karınları acıktığı zaman hangi evin kapısının önünde iseler; işte Ayşe teyze bizim karnımız açıktı, bize bir ekmeğe yoğurt sürüver dediklerinde evin hanımı da, tamam bekleyin guzularım der ve onların karınlarını hiç çekinmeden doyururdu. Şimdi isterseniz denemek için bir evin kapısını çalın; ne ile nasıl bir durum ile karşılaşırsınız! Bu evlerde günlük hayatın büyük bir kısmı avluda yani hayatlarda hayat vardı düsturu ile hayatlarda ve bahçede geçerdi. Bahçelerde sebze meyve üretimi yapılır ve bunlar konu komşu ile paylaşılırdı. Ekmek pişirmek, yemek yapmak, bahçenin veya avlunun bir kısmında donalatılmış ocak ve tandırlarda yapılırdı.. Hele o tandırdan sıcacık tandır ekmeğinin içini yarıp bolca hakiki tereyağı ile doldurup yemenin keyfini sizlerde şuan hissettiniz! Türüm türüm kokan bu ekmekleri komşulara da ikram etmek komşuluğun en önemli durumu idi.
Güz aylarındaki etkinlikler; özellikle ETLİK yapma ve pekmez kaynatma işleri de burada yapılırdı. Komşular imece usulü birbirlerine yardım ederlerdi. Yardımlaşma ile erişte kesilir, şehriye dökülür, bulgur kaynatılırdı. Kışlık yiyecekler hazırlanırdı. Komşuda pişen ekmek, kaynatılan bulgur ve pekmez koktuğu için; zengin olsun fakir olsun komşulara mutlaka dağıtılırdı. Kendi evinin bahçesinde meyve ağacı bulunan kimseler, bu ağaçların semeresinden GÖZ HAKKI olarak meyve ağacı olmayan komşulara dağıtırlardı.


Cenazelerinde ve düğünlerinde evleri elverişli olanlar evlerini komşularına açarak, gelen misafirleri kendi komşuları gibi ağırlarlardı. Özellikle Sille adetlerinde bu cenaze için verilen yemek TAM TAKIM olmak zorunda idi. Yani çorbasından tatlısına tuzlusuna kadar tüm davetlerde olan yemekler ölü evine kaşıkları tabakları sofra bezleri dahil götürülür, cenaze sahibine bırakılmadan bu yemek sonu bulaşık orada yıkanmayıp gelen eve geri giderdi. Şimdi işin kolayı; yaptır 10-15 etliekmek birde 15-20 ayran tamam…. Her komşu düğünlerde ise; düğün sahibinin MİSAFİRİNİ KALDIRIRDI. Yani şehir dışından gelen misafirler düğün sahibinin komşuları tarafından evlerinde misafir edilirdi. Gündelik hayatta komşular kendi işlerini bitirdikten sonra; özellikle yaz aylarında belirli bir komşusunun bahçesinde Sille taşından döşenmiş avluyu ve bahçeyi sulayarak mis gibi toprak kokan bu ortamda bir yere sergi sererek otururlardı. Çarşıdan pazardan işte bir mevzu bulunup konuşulur, kadınlar vakit bulursa kendi aralarında konuşarak el işlerini de yaparlardı. Tabi bu zamanlarda televizyon ve bugün ki imkanlar yoktu ama güzel unutulmayan anıların yaşandığı anlar vardı.
Mart ayının gelmesi ile bağlara göçenler, zaman fakiri oldukları için bağ işlerinden başlarını kaldıramadıklarından özellikle yaz aylarında şehir içinde oturanların bu imkanlarından yararlanamazlardı. Aslında bağ evleri birbirlerinden uzak olduğu için komşuluk ilişkileri az yaşanırdı.
Uzun kış gecelerinde ise komşuluk ilişkileri daha fazlalaşır, komşular birbirlerine daha yakınlaşırdı. Yatsı namazından sonra kararlaştırılan evde toplanırlar, gece geç saatlere kadar sohbet edilirdi. Eğer kaç – göz söz konusu ise hanımlar ve erkekler ayrı ayrı odalarda oturur ve her iki taraf kendi aralarında kendilerine özgü konular çerçevesinde sohbet ederler, yüzük oyunu gibi oyunlar oynarlardı.
Bu sohbetlerde bazen pişmaniye çekilir, bazen arabaşı yapılır (Aslı ARA AŞIDIR) ve çetnevir düzülürdü. Bugün ki gibi tabi değildi bu çetnevrler. Kışın evde bulunan kuru kayısı, badem ceviz, tavanda asılı kavun (Konya ağzı ile DİVLEK) kesilir, gece yat geberlik denilen bazen de küplerdeki eski kıyma kazınır, pekmez yoğurt karışımı, afiyetle yenirdi. Erkeklerden marifetli olanlar ud yada saz çalarak veya varsa gramofon plakları dinletilerek musiki ziyafeti çekilirdi. Bu toplantılar diğer evlerde de yapılacak olursa buna SIRA gezme denirdi.
Görülüyor ki komşular birbirlerine ne kadar lazımdır. Atalar boşuna dememişler. “Komşu komşunun külüne muhtaçtır“ diye. Başı dara düşenin ilk varacağı yer komşusudur. Komşu hakkı ALLAH hakkıdır derler. Bunun için komşular birbirleri ile iyi geçinmeli, birbirlerine yardım etmelidir. Eğer böyle yapılırsa Allah’a karşı görevlerini yapmış olurlar. Bunun dışında kötü komşu ise insanı huzursuz yapar, ağzının tadını bozar derler. Atalarımız bunun için güzel bir söz söylemişler. “Yaman komşu, yaman avrat, yaman at; birinden göç, birini boşa, birini sat“ Günümüz Konya’sında komşuluk ilişkileri önemini yitirmiş, apartman hayatında herkes birbirinden uzak kalmış 20-30 daireli apartmanlarda kimse kimseyi tanımaz hale gelmiştir. Kişiler ne sıra oturması biliyor ne de birbirlerine yardım ediyorlar artık. Herkes kendi tenceresinde pişiriyor, kendi tabağında yiyor.. !
Eski Konyalılar ev ve arsa alacaklarında beraber oturacakları komşularını ve o evin veya arsanın vakıf olup olmadığını mutlaka araştırır, kendi kültür düzeyi ve dünya görüşüne uyacak komşularının bulunduğu yerleri seçerlerdi. Yabancı kimseler uyuşamayacakları kişiler ile bir arada oturmazlardı. Hata ile böyle bir yerde oturmaya kalkarlarsa kısa zamanda göç etmek zorunda kalırlardı. Konumuzu güzel bir özdeyişle noktalayalım “EV ALMA, KOMŞU AL“ Şimdi çoğunuzun ah o eski komşuluk ve komşularımız dediğinizi duyar gibiyim.. SAYGILARIMLA..
Kaynak: Geçmişten Günümüze Konya Kültürü

HABER YORUMLARI
  1. Henüz yorum yapılmamış.
    İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.