GÜZEL KARDEŞ ŞEHİR: HAMA
GÜZEL KARDEŞ ŞEHİR: HAMA-Adem ESEN-Yeni Meram Gazetesi
Galiba 2001 yılıydı, Suriye'nin Türkiye Büyükelçisi Muhammed Bey Konya iş adamlarının davetlisi olarak şehre gelmişti. Kendisine Konya şehir ekonomisi hakkında bilgi verildi. Biz de Suriye ile kardeş şehir olmak istediğimizi, kendisinin bize uygun bir şehir tavsiye etmesini istedik. Selçuklu Belediyesini de ziyaret eden büyükelçi Hama Şehri ile kardeş şehir olmayı teklif etti.
Hama Halep'ten sonra Humus yolu üzerinde Asi Nehri'nin içinden geçtiği kadim bir şehir. 1982 yılında Hafız Esed döneminde kardeşi Rifat Esed burada katliam yapmış, şehri topa tutarak evleri yıkmış, on binleri katletmişti. Hama birçok yönüyle Konya'ya benziyordu. Halep daha büyük ve ticaret merkezidir. Humus Halid bin Velid'in mezarının olduğu şehir nüfus yapısı olarak Kayseri gibi olduğu söylenir.
Belediye mevzuatındaki kardeş şehir prosedürü gereği Belediye Meclisi kararı ve İçişleri Bakanlığı onayından sonra Selçuklu ile Hama kardeş şehir protokolü 2002 yılında imzalandı. O dönemin Hama Belediye Başkanı yanında birkaç kişilik ekiple Konya'ya ziyarete geldi. Kendisi de zeytinyağı işleten bir müteşebbis olan belediye başkanı bizim fabrikalarımızın pek teknolojik niteliği olmadığını sanıyordu. Bunun üzerine kendisiyle Zade yağ fabrikasına ziyarete gittiğimizde teknoloji karşısında şaşkınlığını gizleyemedi. Anlaşılan Konya hakkında pek bilgileri yoktu. Yine Konya’daki deri giyim sektöründen de birkaç hediyelik eşya aldı.
2004 seçimlerinden sonra yeni meclis üyelerimizden bir grup arkadaşla Hama’yı ziyarete gittik. Ekibimizde Selçuklu Kaymakamımız ile bazı iş adamları da piyasa araştırmasına gidiyordu. Hama’nın yeni Belediye Başkanı Muhammet Kundakçı Bey bizi ta Türkiye sınırında karşıladı, pasaport işlemlerini bile yaptırmadı. Doğrudan Hama’ya götürdü. Ben ısrarla pasaportlarımızı gümrükten geçirin deyince pasaportlarımız gümrüğe gitti, imzalandı, geldi. Ekibimizi Hama valisi, Ticaret ve Sanayi Odası güzel bir şekilde karşıladı. Belediye Meclisi ile toplantılar yaptık, Ticaret ve Sanayi Odası ve iş adamları ile görüştük. Hatta bazı iş adamları bizi fabrikalarına davet ettiler. Oralardaki bazı makinelerin bizden çok önce Konya'dan gelen aletler olduğunu gördük. Demek ki ticaret ve sanayi siyasetin çok önünde gidiyordu. Şehrin merkezindeki bir medresede (sanırım ismi Ferhat Bey idi), Mevlevi ayini yapıldı. Vali Bey ve Hama’nın üst düzey yetkililerin olduğu toplantılar fevkalade güzel geçti.
Kaldığımız otel Asi Nehri’ne bakıyordu. Birkaç yatsı ve sabah namazını münferiden Nurettin Zengi Camiine giderek eda ettim. Muhtemelen bizi takip edenler vardı. Prensibimiz, resmi programın dışına çıkmamaktı. Her ne kadar Türkiye ile ilişkiler normale dönme aşamasında ise de insanlara zarar vermemek gerekiyordu.
Belediye Başkanı benim de samimiyetimden cesaret alarak, soy ismini de hatırlatarak kendisinin Türk asıllı olduğunu söyledi. Her yönüyle Türkiye'ye çok yakınlar.
Asi Nehri üzerinde bizim dönme dolap dediğimiz pek çok su dolabı yani nevâir var; bunlar nehrin suyunu yukarı bahçelere taşıyor. Onların yanında otururken gerçekten dolaplar farklı sesler çıkarıyorlar. O dönemde Suriye, sanırım özelleştirmeye gidiyordu, Hama’daki lastik fabrikası, porselen fabrikası ve enerji tesisleri büyük yatırımlar. Buralarda programlar yaptılar, bu fabrikaları bize tanıttılar.
Ekibimiz bir minibüs ile geziyordu. Türkiye-Konya plakalı olunca Türkiye'de olduğumuz ortaya çıktı çıkıyordu. Halkın iltifatı da yüzlerinden okunuyordu, ama prensiplerimiz gereği biz resmi programı icra ediyorduk.
Daha sonra Selçuklu Belediyesi Hama’daki tarihi eserlerin fotoğrafını çektirdi ve bunu fotoğraf albümü olarak yayınladı. 2006 yılında İstanbul Yıldız'da IRCICA’da Hama fotoğraf sergisi olarak açıldı. Sergiye davetli olan Suriye Başkonsolosu, ilginç bir şekilde bu eserlerin bir kısmını kendisinin de yeni öğrendiğini ifade etmişti. Yani biz tereciye tere satmıştık!
Bu irtibatların gerçekten kardeş şehir ilişkilerinde önemli bir yer edindiğini söyleyebiliriz. Çünkü kardeş şehir ilişkileri pek çok sorunu çözmenin yoludur. Bizim Hama sokaklarında teftişimiz kaldırımları yolu düzenleme şekli planlama hatta Organize Sanayi Bölgesi kurmaları için onlara örnek planlar vermemiz çok makbule geçmişti.
Halep ziyaretimiz de oldu. Özellikle Kale müthişti. Etrafı da mamurdü. Geçenlerde buranın havadan fotoğrafı gösterildi. Hayalet şehir olmuş, Ruslar Rejim güçleriyle beraber bombalamışlar. Değerli Halep Belediyesi eski başkanı Maan Şibli ne kadar acı çekiyor… Halep Çarşısında o zaman merkeplerle yük taşımacılığı yapılıyordu. Şam'da Emevi Camii Kapalı Çarşı Hazreti Bilali Habeşi ziyaretlerimiz oldu.
2001 yılında da Suriye'ye Fazilet Partisi Konya İl Teşkilatı olarak bir otobüs ile gitmiştik. Ekipte belediyeciler, iş adamları ve tüccarlar vardı. Bu arkadaşlar çarşı ve pazarda işlerini takip ediyorlardı. Bu tür ilişkiler gerçekten önemlidir. Belediye bütçesine yük olmadan yapılması mümkündür. Bu biraz organizatörlerin niyetlerine bağlıdır.
Suriye’de Osmanlı ve Selçuklu eserleri çokça mevcut. Dilleri, inançları, örfleri, yaşantılarındaki ortaklıklar hala fazla… Maalesef bu ülkeyi ve insanları birbirlerinden ayırmak için yapılmadık olumsuzluklar kalmamış, bunların hepsi bizlerin Suriyelilerin (hatta diğer ülkelerin) aleyhine olmuş. Halbuki düşmanlıklar yerine dostluklar hatırlanmalı, işlenmelidir.
Suriye’deki son gelişmeler bize Hama ile Selçuklu Belediyesinin kardeş şehir irtibatını hatırlattı. Suriye'de siyasi istikrarın sağlanması ile inanıyorum ki Konya ve Selçuklu sanayisi, ticareti, belediyesi ile kardeş şehir Hama’nın yeniden imarı başta olmak üzere Suriye'nin kardeş ülke olarak kalkınmasında önemli rol oynayacaktır.
Hama ile Selçuklu kardeş şehir protokolü ve bazı fotoğraflar:
-
Nevzat Özkan2024-12-13 10:21:34Meclis Üyesi arkadaşlarımızla Suriye'ye ailecek gezmek için gitmiştik. Çok güzel anılarımız olmıştu. Adem Bey vesile olmuştu. Çok teşekkür ediyorum. Gezdiğimiz yerler inşallah duruyor dur. Bellimi olur. Bir daha gidebiliriz. Yüreğinize, emeğinize ssğlık. Selam ve dualarımla.