İTTİFAKLAR

Geçen haftayı Cumhurbaşkanlığı adayları ve siyasal partilerin tavırları ile geçirdik. Önceleri Yeniden Refah Partisi Genel Başkanının tarih ve saat vererek Cumhurbaşkanlığındaki partisinin stratejisini açıklamasını bekledik. Yaptığı açıklama hem kendi partisi hem de Saadet Partisi tabanında hayal kırıklığı oluşturdu. Vicdanına soran ve Millet İttifakı'nda rahmetli liderlerini boncuk boncuk terleten zihniyetle aynı masada oturan aklı selim Saadet Partili kardeşlerimiz hayal kırıklığına uğradılar.
Rahmetli Necip Fazıl Kısakürek’in bir şiirinde dile getirdiği “Baba katili ile baban bir safta” kıtasına tam uyan bir yaklaşım. Yeni Saadet doktrininde Ayasofya’nın, din derslerinin ve camilerin bir önemi kalmadı. Gerçi sayın Karamollaoğlu Ayasofya’yı yeni bir anlayışla yeniden açacaklarını söylüyor. İnsanın aklına CHP’nin arzuladığı İmam Hatip Liseleri geliyor. Ülkeye çağdaş imam yetiştirmek. Muhtemelen Sayın Karamollaoğlu (1+6)’lı masa ve Cumhurbaşkanı adayları Sayın Kılıçdaroğlu’nun talimatları doğrultusunda Ayasofya’ya yeni bir açılış vizyonu getirecektir.
Fatih Erbakan Bey seçim stratejilerini açıklarken hiçbir adayı desteklemeyeceklerini, partisinin kendi adayı ve milletvekili listeleri ile seçime gideceğini kaydetti. Ancak ne oldu bilinmez tekrar Cumhur İttifakı'nı destekleyeceklerini açıkladı.Bu tür kararsızlıklarada alışmalıyız galiba.Demokrasimiz böyle böyle gelişecek.Meral hanımda eski altılı masayı önce terketti sonra katıldı,yemek müstesna. Maalesef herkes bilerek yada bilmeyerek bir değirmene su taşımakta. İBB seçimlerinde olduğu gibi 135 bin oy ile Ekrem Bey’e seçimi biz kazandırdık diyen bir Saadet Partisi. Hayırlı olsun katkı verdiniz.
Siyası pazarlıklar hoş olmuyor. Hele bir de kamuoyunun önünde yapılınca hiç uygun düşmüyor. Altılı masada CHP’nin diğer 4 partiye vereceği 54 milletvekili kamuoyundan tepki aldı. Yapılan anketlerde %1’in altında görülen partilerin 20 milletvekili alarak grup kurması, ne kadar doğru? Üzerine tatlı olarak da bir Cumhurbaşkanı Yardımcısı ve gelecek olan bakan yada bakanlıklar cabası. Sultan Abdülhamit Han dönemi geliyor insanın aklına. Abdülhamit gitsin, gerisinin önemi yok. Birilerinin uykularını kaçıran Türkiye’nin ilerlemesinin durdurulması için Tayyip Beyin gitmesi lazım. Bu yolda her şey mübah. Milletvekili dağılımı hangi partine olursa olsun önemi yok. Yeter ki kullanabilecekleri bir adayı cumhurbaşkanı yapsınlar. Süper yetkilerle donatılmış bir cumhurbaşkanına neler yaptırmazlar ki!
Memleket Partisi Genel Başkanı Sayın Muharrem İnce’yi adaylıktan çekmek için neler yapmıyorlar ki! Gayeleri bu işi 2. tura bırakmadan 1 turda Sayın Kılıçdaroğlu’na kazandırmak. Bir önemli gelişme de 22 Mart’ta İYİ Parti Milletvekili Yavuz Ağıralioğlu’nun kendi kişisel görüşlerini açıklaması. Sayın Milletvekili vicdanının sesine kulak vererek kendi düşüncelerini açıkladı. Satır başlarında;
“Devletin şerefli makamlarını bölücülerin pazarlığı haline getirdiler.”
“Biz terör gölgesinin düştüğü yerde olamayız. Biz bölücüleri dinlemeyiz, övenleri sövenleri dinlemeyiz.”
“Ben terör gölgesinin düştüğü yerde devletin makamlarının örselenmesine razı değilim.”
Uzunca bir süredir Sayın Akşener’in partiyi merkeze doğru çekmeye çalıştığı zaten belli. Sayın Koray Aydın ve Ağralıoğlu gibi ülkücü kökenden gelen isimleri de saf dışı ettiği ve edeceği aşikar. Bunun belirtileri İzmir ve Ankara İl Kongrelerinde yaşandı. Konya’yı merkeze çekemediler ancak siyaset uzun soluklu bir süreç.
Kişisel kanaatimiz;
-Daha önceleri Sayın Davutoğlu ile Babacan’ı aynı masaya oturtmayan
-6 farklı zihniyeti bir masada toplayıp cumhurbaşkanı adayını belirleyen
-Altılı masada kurulan komplo karşısında dayanamayıp masayı terk eden Sayın Akşener’i sonradan masaya oturtan.
-Muharrem İnce’nin aday olmaması için uğraşan
-Boncuk boncuk terletilen rahmetlinin varisini Cumhur İttifakı'na sokmamaya uğraşan
-HDP’yi kendi adayının çıkmaması konusunda ikna eden zihniyet aynı zihniyet, aynı güç, aynı egemen güç mü acaba?
Asıl dananın kuyruğu milletvekili aday listelerinin partiler tarafından seçim kurullarına verildiği anda kopacaktır. Masanın ortakları hallerinden ve listelerinden memnun olsa bile, CHP saflarında yıllarca çalışıp emeği olan partililer listelerden memnun kalacaklar mı?
Sanki CHP hiç insan, hiç vekil yetiştirmemiş midir? Şu anda biri AK Parti diğeri Saadet Partili iki zatı meclise taşımıştır. Partinin yıllardır yükünü alan eski İl Başkanı Sayın Barış Bektaş’ın emeği yok mudur?
Gelecekte de Saadet’in kalesi olarak bildikleri Konya’dan bir Saadetli aday bir de Sayın Davutoğlu gelirse şaşırmayalım.
Bir kez daha tekrar edelim. Bu seçimin en kafası ağrıyacak partileri CHP ve İYİ Parti'dir. Rabbim hem CHP’yi hem de İYİ Parti'yi HDP ile imtihan ediyor. Saygılarımı sunuyorum.