O ÜNLÜ TEPEYE ADINI VEREN KİŞİ: I. ALÂADDİN KEYKUBAT
O ÜNLÜ TEPEYE ADINI VEREN KİŞİ: I. ALÂADDİN KEYKUBAT- Yaşar BARIŞIK- Yeni Meram Gazetesi
Her zaman yazdığımız ve belirttiğimiz gibi BELDE-İ MUHAYYERE şehri olan Konya’da veliler listesinde yer alan devlet adamlarından birisi de I.Alâaddin Keykubat’tır. Keykubat I. Anadolu Selçuklu Devletinin onuncu sultanıdır. Türkiye Selçuklu sultanlarının en büyüklerinden birisidir. Gıyaseddin Keyhüsrev’in ortanca oğlu ve ağabeyi I. İzzeddin Keykavus’un halefidir. Annesinin kim olduğu bilinmemektedir. Ağabeyi I. İzzeddin Keykavus’un vefatından sonra, hapisten kurtarılarak 1219 yılında devlet adamları tarafından tahta oturtulmuştur. Anadolu onun döneminde en ihtişamlı dönemini yaşamıştır. Alâaddin Keykubat, 1221-22 yıllarında Konya Dış Surları inşaatını bitirmiş, Alâaddin Darüş Şifasını kurmuş, Alâaddin Camisinin yapımını tamamlamış, Selçuklu köşkünü tamir ettirmiştir. Beyşehir gölüne nazır, Kubadabat Sarayı ile Kayseri yolu üzerindeki Keykubadiye Sarayları da onun tarafından yaptırılmıştır. Alanya’da onun döneminde fethedilmiş, ülkenin sınırları genişletilmiştir.
Alâaddin Keykubat, ilim, kültür ve sanat mensuplarını korumuş, ülke onun döneminde bütün İslam ülkelerinden gelen âlim, mutasavvıf ve sanat erbabıyla dolup taşmıştır. Sultanü’l Ulema ve ailesi Evhadüddin Kirmâni ve Ahi Evran da onun döneminde Konya’ya gelerek yerleşmiştir. Arapça, Farsça ve Rumca bilen Sultan, Farsça şiirlerde yazmıştır. Âlim ve şeyhlere büyük hürmet göstermiş, daima onların dualarını almaya çalışmıştır. Ülkede art arda yapılan medreseler, zaviyeler, darüşşifalar, hamamlar dârü’lhuffazlar, konaklar, bağlar ve bahçelerle şehirler mamur, alınan tedbirlerle yollar emniyetli hale getirilmiştir.
Konya’da tarihte en muhteşem ve zengin dönemini Alâaddin Keykubat döneminde yaşamıştır. İki asra yakın gerileme dönemi, buna inzimam eden karışıklıklar Moğol istilaları, Karamanoğlu-Osmanlı savaşlarının çoğu, Konya ve civarında meydana gelmiş, bu karışıklıklar ve savaşlar Konya’nın ihtişam ve zenginliğini alıp götürmüştür. Büyük devlet adamlarından Karatay, Alâaddin Keykubat hakkında şunları söyler: “On sekiz sene sultanın hizmetinde bulundum, onun gecenin üçte birinden fazlasını uyku yatağında geçirdiğini hatırlamıyorum. Bilakis onu geceleri Kur’an okumak, namaz kılmak ve dua etmek ve çalışmakla meşgul gördüm.”
Alâaddin Keykubat, pek çok Türk-İslam hükümdarları gibi, Hanefi mezhebinde olduğu halde, sabah namazlarını Şafi usulüne göre, erken kılardı. Devlet işlerine büyük zaman ayırırdı. Memlekette asayiş ve adalet tam idi. Yollarda eşkıya baskınları, mal ve insanlara asla tecavüz vuku bulmazdı. Bu tür olaylara karşı son derece sert davranırdı. Çok iyi ok atar, cirit ve satranç oynardı. Mimarlık, marangozluk, oymacılık ve ressamlıkta son derece mahirdi. Onun abdestsiz hüküm ver menşurları imzalamadığı rivayet edilir. Zamanında Sultan’ül –Âlem, Sultanü’l Âzam unvanları ile anılan Keykûbat, Anadolu halkının şuurunda efsaneleşmiş bir hükümdar olarak yaşamış, hayatı ve adaleti hakkında, halk arasında bir takım menkıbeler teşekkül etmiştir. Sultan Alâddin Keykubat dindarlığı, adaleti ve fazileti yanında diğer Büyük Selçuklu Sultanları gibi, son derece hür düşünce ve hoş görüye sahip, taassuptan uzak bir sultan olarak tanınmıştır. Bu ünlü sultan 18 yıl hükümdarlık yaptı, 1237 yılında zehirlenerek şehit edildi. Zehirlenme olayını oğlu Gıyaseddin Keyhüsrev’e atfedenlerde vardır. Bu büyük sultan vefat ettiğinde kırkbeş yaşları civarındadır. Onun vefatından sonra tahta güçlü bir sultan daha çıkmadı. Konya’da Alâaddin Tepesindeki türbede meftundur. Allah rahmet eylesin..
-
Henüz yorum yapılmamış.İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.