SU HAYATTIR, LÜTFEN İSRAFTAN KAÇINALIM!

Değerli Yeni MERAM okurlarım; bu hafta sizlere KONYA İÇME SULARI ve SU KÜLTÜRÜ ile ilgili paylaşımda bulunacağım. SU çünkü hayatımızda olmazsa olmazlarımızdan olan bir hayat iksiridir. Susuz hayat asla düşünülemez. Toprak bitkiler canlılar (insan ve hayvan) ona her zaman muhtaçtır.
Yüzyıllar boyunca Konya hiçbir şekilde susuz kalmamıştır. Ancak son yıllarda bilinçsizce kullanılan SU kaynakları maalesef tehlike çanlarını çalmaktadır. Ayrıca kar ve yağmur yağışlarının iklim değişikliği nedeni ile azalması ile yer altı kaynaklarımız tükenmekte, SOS vermektedir. Konya’mızın belli bölgelerinde yer altı sularının çekilmesi ile de maalesef büyük obruklar oluşmakta ve tarlalar yok olmaktadır. Bunun için yapmamız gereken önemli şey israftan kaçınarak su kullanmaktır. Aksi halde geleceğimizin büyükleri olan çocuklarımıza susuz bir vatan bırakmak zorunda kalınacaktır.

Meram ırmağı Konya’ya hayat vermiş bozkır ortasında yeşil bir şehir oluşmasında neden olmuştur. Konya Ovası Sulama Projesi tam kapasite faaliyete geçtiğinde inşallah içme ve tarım için önemli bir kaynak olacaktır. Ancak tedbiri kesinlikle elden bırakmamak gerekir.1960-1985 yıllarına İçme suyu olarak Konyalılar cam damacanalarda satılan sulardan içerlerdi. Burada bir anekdotu aktarayım.. Bundan 15-20 yıl önce Ankara’dan misafirlerimiz gelmişti. Onlarla yaya olarak şehri gezmeye çıkmıştık. Malum Konya’mızda neredeyse her sokak başında o tarihi çeşmelerimiz var idi.. Bunu gören misafir çocukları Yaşar amca burada da çeşme var içelim mi, parasız değil mi diye sormuşlar ve her çeşmeden su içmeden geçmemişlerdi. Konya Büyükşehir Belediyesi tarafından mahallelerin uygun yerlerine konulan TATLI su çeşmelerimiz hala var. Tam tatlı olmasa da PH değeri iyi olduğu için evlerde tatlı su niyetine içilmektedir. (Mecburen diğer kaynak su ile karışık verilmektedir)
Eski yıllarda DUTLU suyu hariç şehrin büyük bir kısmı HAVZAN SUYU ismiyle anılan sudan istifade ediyordu. 20. Yüzyılın başlarında bu sulara ÇAYIRBAĞI ve MUKBİL BEY PINARI suları da katılarak faydalanma alanı genişletildi.

HAVZAN SUYU: Konya’nın batı tarafından, bugün tamamen binalarla dolan HAVZAN’da bir takım havuzlar bulunuyordu. Bu havuzlar Meram ırmağından gelen bir kolu ile doldurulurdu. Su burada dinlenerek BÖHRENKLERLE ‘le (künk borularla) şehir çeşmelerine verilmek üzere bu günkü istasyon üzerinden yönlendirilirdi. Bu su aslında içme için elverişli değildi. Havuzlara kadar üstü açık geldiğinden yabancı maddelerle dolu boz ve bulanık akardı. Bunun için halk bu suyu çeşmelerden doldurup küplerde dinlendirerek içerlerdi.
DUTLU SUYU: Bu su pınar suyu olarak Konya’nın en eski içme suyudur. Yavuz Sultan Selim’in Mısır seferi esnasında Konya’dan geçerken Hz. Mevlana’nın türbesine vakfettiği sudur. Dutlu suyu bugünde DUTLU ismiyle anılan bölgeden toprak künklerle şehre getirilmiş, şehir içinde debir kaç şadırvan ve çeşmeye verildikten sonra Hz. Mevlana Dergah-ı şerifine ulaşmıştır.
ÇAYIRBAĞI SUYU: Çayırbağı köyünde bulunan bu suyun kaynağı KIZILÖREN dağlarının güney eteklerinden çıkmaktadır. Bu su Avlonyalı Ferit Paşanın valiliği sırasında CAMBAZ DELİ OSMAN’nın tavsiyeleri üzerine yardım toplanarak demir borularla getirilmiştir. Alaaddin tepesindeki su depolarında toplanıp şehrin değişik 180 çeşmesine verilmiştir.
MUKBİL ve BEY PINARLARI: Çayırbağı suyu çok elverişli ise de şehir nüfusunun çoğalması ile ihtiyacı karşılayamadığı için zamanın valisi HÜSNÜ bey tarafından LORAS dağı eteklerinden çıkan MUKBİL ve BEY pınarlarından su getirilmesi kararlaştırılmıştır. Bu sular da kalite olarak çok iyi idi. Alaaddin tepesindeki depolar çatladığından camisinin kaymasına sebep oluyor diye bu depolar iptal edilerek devreden çıkartılmıştır.
SİLLE TAKKACI Suyu: Bu da sertlik açısından en iyi sular arasında sayılır. Takkeli dağında gelen bu su halen tüm Konyalılar tarafından tüketilmektedir.
Konya Ovası’na suyu getirme ile ilgili en kapsamlı çalışma Osmanlı devrinde II. Abdülhamid Han zamanında yapılmıştır. Ülkemizin ilk resmi sulama projesi olan Konya Çumra Sulaması 1907-1914 yılları arasında yapılmış olup, proje ile Beyşehir Gölü suları bir isale kanalıyla Konya Ovası’na nakledilerek 57 000 hektar tarım alanı sulamaya açılmıştır Bu büyük proje o dönemde dünyanın önde gelen projeleri arasında yer alıyordu. Yapılan projede ana su kaynağı Beyşehir Gölü’dür. Buradan alınan su, isale hattı ve buna bağlı sulama kanalları ve taksim merkezleri ile Konya Ovası’na ulaştırılmıştır. GAP'tan sonra en büyük sulama yatırımı olma özelliğini taşıyan Konya Çumra Projesi kapsamında, Konya'nın su rüyasını gerçekleştirmek için DSİ tarafından uygulanmaya başlanan projelere “Konya Ovaları Projeleri”, kısaca “KOP” denilmiştir. 
Not: Benden duyurulmasını istenilen bir konuda şehir merkezindeki bu başıboş köpekler.. Her ne kadar HAYVAN Hakları olsa da, bu köpekler maalesef zaman zaman kişilere saldırmakta, kötü sonuçlar meydana gelmektedir. Belediye yetkileri topladıkları bu hayvanları en fazla barınaklarda 3 gün tutabilmekte, sonra tekrar doğal ortama salmaktadırlar. Bu köpeklerde alıştıkları bu alanlara özellikle parkların olduğu yerlere tekrar gelmektedirler. Bundan yaklaşık 1.5- 2 ay önce Nene Hatun parkında bir bayana saldırmışlar ve bu bayan hastanelik olmuştur. Bir öneri olarak bunları büyük hayvan barınaklarında tutarak üç merkez belediye yetkililerince belirlenen kişiler tarafından her gün bağlı bulunulan ilçelerdeki lokanta artılarını toplayıp bu hayvanlara verilmesi, bu hayvanların yaşaması için güzel bir çözüm olur. Ayrıca bu yemek artıları da çöpe gitmeden israf olmaz.. Diğer bir konu ise özellikle ana caddelerde kaldırımlara park edilen araçlar hakkında bize gelen duyuru isteği. Bu park yüzünden özürlü ve ama kişiler yola inip Allah korusun bir kaza geçirmeleri durumumda sorumlu olmazlar mı! Daha doğrusu KUL HAKKI olmaz mı.. SAYGILARIMLA.