NERDEN BAKSAN TUTARSIZLIK

Bugün yazıya başlık seçme konusunda kendimi çok rahat hissettim.. <<Çünkü çok sayıda alternatif vardı. MASA KASA TASA mesela uygun bir başlık olurdu. TOPTAN FİYATINA PERAKENDE SATIŞLAR. Mesela olurdu. SİYASİ DEPREM MUHALEFET ENKAZ ALTINDA olabilirdi. Yani çok şey olabilirdi. Ben müteveffa Ahmet Kaya'dan mülhem onun şarkı sözlerini tercihe ettim. (Yusuf Hayaloğlu'na ait bir şiir) Umarım beğenirsiniz.
Milletçe başımız belada. Nerden baksan tutarsızlık, nerden baksan ahmakça
Tiyatroyu hep birlikte seyrettik. Yaklaşık bir buçuk yıldır toplan dağıl, toplan dağıl bal yapmaz arı gibi vız vız.. Sonuç tam bir hayal kırıklığı hatta bence daha fazlası. Benim kişisel görüşüm iktidar gücünü kullananlara karşı her zaman seviyeli, makul, mantıklı ve vicdanlı bir muhalefetin hayati önemde olduğu yönündedir ve bu nedenle muhalefeti çok önemserim. Ama muhalefet etmekle düşmanlık etmek, eleştirmekle hakaret etmek, iftira atmak farklı şeylerdir. Yani muhalefete evet, kindarlığa, düşmanlığa hayır. Eleştiriye evet, hakarete iftiraya hayır. Bu cümleden olarak şunu belirteyim ki, kişisel olarak defalarca iktidardakilere (yüz yüze) "Allah kibirlenenleri sevmez, Allah haddi aşanları sevmez, Allah israf edenleri sevmez" diye uyarıda bulunmuş biriyim. Bunu buraya not ettikten sonra bugün yaşadığımız siyasi deprem ve enkaz altındaki muhalefete dair görüşlerimi de kısaca özetlemek istiyorum. Maddeler halinde kısa kısa..
* Neredeyse taban tabana zıt siyasi oluşumların yani benzemezlerin sadece Tayyip Erdoğan düşmanlığı üzerinden konsolide olmaları büyük bir açmaz ve siyasi etikten uzak bir durumdur.
*Kısa bir süre önce halkın çoğunluğu tarafından referandumda oylanarak benimsenmiş "cumhurbaşkanlığı hükümet sistemini" ucube ilan edip karşısına ne olduğu anlaşılamayan "güçlendirilmiş parlamenter sistem" adı altında bir şey çıkarmak büyük bir tutarsızlıktır.
*Millet için bir araya geldiğini ve millet için fedakarlık yaptığını söyleyip gizli ajandalara sahip olmak en hafifinden millete saygısızlıktır.
*Mevcut iktidarın uzun yıllar devam etmesi nedeniyle "görünür" hale gelmiş yıpranmışlığı ve özellikle gençler arasındaki duygusal muhalefeti hoyratça kullanmaya kalkmak ilkel bir çıkarcılıktan başka bir şey değildir.
*Bu hoyratlık ve aymazlık öyle bir hal almıştır ki, zafer çantada keklik, terliğe bile oy vereceksin, ceketi koysak seçilir havasıyla ortalığa saçılmış muhalif öbekler mebzul miktardadır. Halk TV de programcı Prof. 13. cumhurbaşkanı Kemal Kılıçdaroğlu hayırlı olsun deme densizliğini açıkça göstermiştir.
*Bu hoyratlık ve aymazlık öyle bir hal almıştır ki, yüzde bir düzeyinde bile oy oranına sahip olmayanlar, (oylarını artırmak için çalışmak yerine) bakanlık, genel müdürlük, mecliste grup kuracak kadar milletvekilliği pazarlıklarını alenen yapar hale gelmişlerdir.
*Bu hoyratlık ve aymazlık öyle bir hale gelmiştir ki, halkın yüzde ellisinden fazlasının oyuyla seçilmiş cumhurbaşkanını diktatörlükle suçlamak gayet kolay iken henüz seçime bile girmemiş, anketlerde yüzde bir bile çıkmayan zatı muhterem tam bir vesayet odağı gibi davranmaktan ve milleti açıkça tehdit etmekten (o zaman kriz çıkar sözlerini hatırlayın) kaçınmamıştır.
*Enkaz altındaki muhalefetin başı CHP özellikle onbir tane büyükşehir belediyesinde iktidar iken ve bu belediyeler devlet gibi bütçelere, pek çok belediye şirketi üzerinden büyük imkanlara sahipken millet
*Biz iktidardaki bazı zevatın şımarıklığından zaten muzdarip iken, özellikle İBB başkanı Ekrem İmamoğlu başta olmak üzere pek çok sözde muhalifin şımarıklığı diğerlerine rahmet okutacak düzeye gelmiştir.
*Şımarıklık o kadar ileri bir boyuta vardı ki, herhalde dünya tarihinde bir ilk olarak bir TV tartışma programında canlı yayında zıp zıp Prof. madem iş bu noktaya geldi ben cumhurbaşkanı adayıyım elimi taşın altına koyuyorum diyerek adeta fedayı can etti. İşin daha vahimi Meral Hanım hemen sahiplendi. (güler misin, ağlar mısın)
Nerden baksan tutarsızlık, nerden baksan ahmakça..
Başımız belada…