ŞEHİRLEŞME
ŞEHİRLEŞME- Mehmet HANÇERLİ- Yeni Meram Gazetesi
Bir dizi problemi peşinden sürükleyen bir değişim. Dünyamızın kaydığı yeni platform. İnsanımızın tabiatın o yaşanılır GDO'suz ortamlarından gettolara kadar sürükleyen suni ortamlara geçişi. Köylerdeki nüfusun kademesiz ve hızlı bir şekilde şehirlere kayışı. Daha eski yıllara, Cumhuriyet'in kurulduğu yıllara döndüğümüzde nüfusun yüzde 70'i tarım ve hayvancılıkla uğraşan bir Türkiye var karşımızda. İşin erbapları tarımla uğraşan nüfusu yüzde 17'nin altına çekmediğiniz müddetçe kalkınamazsınız, diyorlardı.
Galiba yüzde 17 oranına çok hızlı ve acımasız bir şekilde yaklaşıyoruz. Olan insanımıza, olan boşaltılan canım, yaşanası köylere oluyor. Köylerde oturulmayıp çürümeye yüz tutan evler yıkılmayı beklerken şehirlerde bu sorun kendini daha bir hissettiriyor. Altyapı problemi, barınma problemi, iş bulma veya iş beğenme problemi, evlenme ya da evlenmeme problemi vb. uzayarak gidiyor.
Avrupa'nın ilmini, fennini ve fiziki yaşantısını bir görmekte fayda var. Alman, köyün o sağlıklı ortamında oturuyor ve sağlıklı besleniyor. Şehirde olan bütün nimet saydıklarımız köyde de var. Sabah evinin veya köyünün önünden tramvaya binip işine gidiyor, akşam evine dönüyor. Bu doğal yaşantıdan dolayı şehirlerde nüfus artmıyor ve eksiliyor. Tabii ki şunu kabul etmek lazım ki nüfus artış hızı da bizimkinden az. Münih'in nüfusunu sorduğunda da son nüfus sayımının yapıldığı beş yıl önceki 860 bin rakamını söylüyor. Zira şehrin nüfusu az da olsa düşüyor.
Bize gelindiğinde köyler, kasabalar hatta büyük ve küçük ilçeler sürekli göç veriyor, nüfus düşüyor. Güzide ilçemiz Akşehir'in nüfusunu bir 100 binin üzerine çıkaramadı sayın başkan. Hatta bir ara Akşehir'de doğan çocuklara altın takmayı bile düşündüler. Beldelerin durumu da aynı. Büyükşehir Yasası ile mahalleye dönüştürüldüler ancak nüfusu 2 binin üzerinde kaç kasaba(belde) çıkabilir ki.
Karatay'dan örnek verelim, 29 belde veya köyün muhtarlarından 25 tanesi şehir evinde oturur. Dört muhtarımız onlar da eski belde olduklarından mahallelerinde ikamet ederler.
Şehre geldi memleket insanı. Çok daha öncesine gitmeye gerek yok. 130 bin insanı olan Karatay'ın nüfusu 370 bin 927 olmuş. Konya'mızın nüfusu da merkez için söyleyelim 710 binden 1 milyon 409 bine yükselmiş. Karatay'daki artış hemen hemen üç katına çıkmış ve şehirde nüfusa göre Selçuklu'dan sonra ikinci sıraya yerleşmiş. Bilgi için verelim, Selçuklu 690 bin 667, Meram ise 348 bin 325 nüfusa sahip. Tabii ki bu veriler 2022 verileri. 2023 yakında açıklanır.
Bu şehirleşme neyi mi getiriyor? Eskinin Ardıçlı Köyü, Selçuklu'nun en uzak ve gelişen mahallesi oluyor. Meram'ın “Hatıp ile Gödene, uğurlar olsun gidene”si bir mahalle olmuş. Ta Gödene'den şehrin kuzey istikametindeki sanayi bölgelerine insan taşıyorsunuz. Şehir trafiği felç oluyor maalesef.
Karatay'ın mütevazı Hacıveyiszade'nin Şatır Köyü merkezle bütünleşmiş. İmar uygulamaları ile birlikte şehrin silueti değişmiş.
Konya'daki bu şehirleşmenin getirdiği menfi gelişmeler neticesinde bir dizi problem oluşmuş. Hep söyledik ya, eskiden yoğun nüfus olduğundan iki adet okulu olan Hadim'in Dolhanlar Köyü'ndeki okullar kapanmış. Ömürlerinin son günlerini yaşayan eli öpülesi insanlarımız okulların içerisinde elma kakı, üzüm ve sebze meyve kurutuyorlar.
Şehre gelen, Konya'mıza gelen insanlarımızın okul ihtiyaçları da bitmiyor. Yap, bir daha yap, devamlı yap. Avrupa kentlerinde çok fazla bir fiziki yapı görülmezken biz seviyoruz. İnşaat bizim işimiz diyoruz, şakül ve çekiç hiç elimizden düşmüyor. Yazık oluyor. Betona gömdüğümüz birikimlerimizi başka şekilde değerlendirmemiz gerekmiyor mu?
Şehirdeki 1 milyon 409 bin insanımız iş bekliyor, altyapı, su, kanalizasyon, AVM, ulaşım, barınma... bekliyor. Bu liste uzar da uzar. Bir de çağımızın ya da ülkemizin eksen kayması var sosyalite. Köyümüzde kendi işimizin patronu veya ebeveynlerimizin eli ayağı olacağımıza AVM'lerde tezgahtarlığı tercih ediyoruz.
Eski bakkalların dahi onurlu bir işi saygınlığı vardı. Mahallenin problem çözme noktası idi. Genelde de bakkallar muhtar olurdu.
Şehirleşmenin getirdiği sonuçlar acı reçeteyi de birlikte getiriyor. Muhtar Ali abinin, Ahmet abinin, Talat amcanın evlatları marketlerde tezgahtarlık yapıyor.
Hala da şehirleşiyoruz. Bakalım işin sonu nereye varacak?
-
suat şahin2024-01-25 11:09:39bir profesyonelin kaleme aldığı harika yazı. neredeyse kendi düşüncelerimi okudum.