ŞİDDET TOPLUMU OLDUK
ŞİDDET TOPLUMU OLDUK- Mehmet HANÇERLİ- Yeni Meram Gazetesi
Asayiş haberlerini izlemek dahi istemiyoruz. inanın olanları izlerken bunu bir insan yapmış olamaz, diyorsunuz ancak yapıyor, yapılıyor ne yazık ki. Ademoğlu arabasının içinde Down sendromlu çocuğunun gözleri önünde eşini defalarca bıçaklıyor. Cinayeti tam olarak gerçekleştirdikten sonra da aynı araba ile emniyete gidiyor, ceset ile birlikte teslim oluyor. Şunu da ifade edelim. Yargı sürecinde bu arkadaşa iyi hal indirimi verilirse şaşırmayalım.
Bu tür cinayetlere, baskılara, gasplara, mal ve can tahsilatlarına onlarcasını ekleyebiliriz. Ne oluyoruz yahu? Ondan sonra da yurt dışından gelip iznini ülkesinde geçirmek isteyen gurbetçi, “Yolda yürürken korkuyorum.” diyor. Haklılık ve haksızlığını varın siz düşünün.
Bu hallere nasıl düştük, nerelerden geldik. Evimizdeki ve cebimizdeki ekranların bunda payı var mı? Millet olarak da milli duygularımızı şaha kaldıracak bir iki cümle duyalım milliyetçilik duygularımız tavan yapar. Sonra ne mi yaparız? Elimize Zülfikar kılıcını alarak dizi film seyrederiz. Zülfikar bulamayanlar pala veya evde bulduklarıyla seyreder.
İnsanlar tarihlerine sahip çıkacaklar. Zira geçmişini bilmeyen milletler, geleceklerini şekillendirmezler. Tamam, Selçuklu ve Osmanlı dönemlerini içeren bir iki dizi olsun. O dizilerde de senaryolar tarihimize uygun olsun. Zira memleket insanı okumayı sevmediğinden tarihini de okumuyor. Yalan yanlış seyredilenler, belleklerine tarih olarak kazınıyor. Tarihte ölmeyip yaşayan ancak dizideki oyuncunun başka bir kârlı diziye kaymasının gereği o karakteri doğum üzerinde öldürürseniz olmuyor, olmuyor.
Diziler bıkkınlık vermeden çekilmeli ve izlettirilmeli. Sonra da işi tadında bırakıp bitirilmeli. On yıllardır izlediğimiz tarihçilerin de onaylamadıkları diziler var. Bir bakıyorsunuz ekranda kılıç kalkan ekibi kurulmuş. Aynı anda fazlaca dizi yapılıyor, bir de üstelik yavrularımızın gözleri önünde göstere göstere kelle koparıyorlar. Yapmayın arkadaşlar, insanlar şiddeti ve seyretmeyi seviyorlar diye, dizinin daha çok izlenmesi için ecdadımızı kötülemeyin. Ölümün her çeşidini ecdat dizilerinde sayenizde gördük, yavrularımız gördü. İnsan köklerine saygıda kusur etmemeli.
Yine eskiden çok meşhur racon kesen, her türlü ateşli silahların kullandığı şiddet dizilerimiz vardı. Hamdolsun, biraz azaldı. Ne gariptir ki İstanbul'un göbeğinde iki mafya grubu çatışmaya giriyor, mermiler neredeyse -teşbihte hata olmasın- Çanakkale Harbi kadar sıkılıyor. Devletin emniyeti, polisi yok. Yahu bu mermiler, Madagaskar'da mı sıkılıyor, İstanbul'da mı?
Sizler bilirsiniz, bir ara Çakır'lı Çukur'lu, Vadi'li ve benzeri dizilerimiz vardı. Bir mimar arkadaşım dedi ki, bir bölümünü izle, tiryakisi olur, bir daha da bırakamazsın. Dişimi sıktım, sabırla üç, dört bölümünü izledim. Bende bir tiryakilik, bir hayranlık yapmadı. Bilakis, insanlar bunu dizileri niçin seyrederler diye yeise düştüm.
Ben dizi ya da sinema izlerken mantık ararım. Çoğu eleştirir. Alt tarafı film değil mi, ne mantığı arıyorsun diye. Seyredelim kardeşim de bana da, bize de bir şeyler katmasın mı? Aklımla niçin alay ettireyim yahu? Mafya çatışmalarını seyrederken memleketin güvenlik güçleri nerede diye soru sormam mantıksız mı? Burada bir de memleketin güvenlik güçlerine güvensizlik doğmuyor mu?
Çok şükür memleketimizde, silahlı kuvvetlerimiz, istihbaratımız, polisimiz, kısacası devletimiz var. Sanki bunlar yan gelip yatıyor da Müge Hanım cinayetleri çözüyor. Devlet de buna göz yumuyor. Mantığım bunu kabul etmiyor.
Şu anda orta yaşa yaklaşmış nesle her türlü gasp, kelle koparma, şiddet, domuz bağı ve sadece filmlerde olan nadide cinayetleri evlatlarımıza izlettik. Onlar da bu konuda mahirler. Öldürmek istedikleri insanların ayağına taş bağlayıp gölete atabiliyorlar. Aynı anda iki iş yeri baskını, çuvalda taşınan tüfekle cinayet.
Kadınlar Günü'nde kadın cinayetleri. Cinayetlerin kılıfı da hazır. Namus için. Hatırlarsanız Konya'mızda hamile eşinin çocuğunun kendisine ait olmadığı şüphesiyle öldüren cani, bebeğin babası çıkmıştı.
Toplum geriliyor. Seri ve teklİ emanetler çoğaldı. En büyük tehlike de aç insanın yapamayacağı bir şey yoktur. Ekonomik veriler daha üst düzey boyutlarda insanımızı etkilerse durum daha vahim bir hal alır.
Neredesiniz yapımcılar ve TRT? Eskilerden eğitici, gülmecesi bol diziler. İnsanımız işten eve geliyor bir de gerilim, şiddet dizisi, gerilmiş yaya dönüyor.
İnsanımızı güldüren, eğiten, öğreten ve izlenen mantıklı diziler yapın lütfen. İnsanlar şu şartlarda kılıç kalkan ve mafya dizileri izlemek istemiyor.
Sağlıcakla kalınız.
-
Henüz yorum yapılmamış.İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.