SİYASAL İTTİFAKLAR

Cumhurbaşkanlığı yönetim sisteminin olmazsa olmazı seçim öncesi ittifaklar. Demokrasilerde anlaşmadan yönetim oluşturamıyorsunuz. “Anlaşın” diyor demokrasi. Mümkünse toplumun her kesimiyle anlaşın. Parlamenter Sistemlerde hele bir seçim olsun, herkesin tıraşı göz önüne bir insin yok. Aylarca hükümet kurma çalışmaları yok.
Yerel yönetimler adını ne koyarsınız ama Yarı Başkanlık veya Başkanlık Sistemi'dir. Belediyelerin bütçesi var, meclisi var, bazı vergileri alıyor böyle bir sistem. Tabii ki genel yönetimin denetimi altında yapılıyor tüm bu hizmetler. Usulüne uygun hareket etmeyenler, Sayıştay Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı gibi devlet kurumları tarafından denetim ve yaptırımlara maruz kalıyor. Aksi yönde hareket eden belediyeler görevden almalar ve kayyum uygulamalarına kadar farklı uygulamalara uğruyorlar.
Nelere kadirsin 31 Mart 2024.Genel seçimlerdeki dışarıdan destekli altılı masa fiyaskosundan sonra farklı birliktelikler, altılı masanın saygın faktörlerinden dört parti sıfırlar mertebesinde bekliyorlar. Hatta bazıları kendi memleketlerinde dahi henüz belediye başkan adayını pardon aday adayını belirleyemediler. O değerli siyasi partilerimiz, hiç de iyi bir sonuca gitmiyorlar, kendileri de biliyorlar.
Dediği tutulmayan ve masadaki 5'li parti liderleri tarafından baskı altında tutulan İYİ Parti ve Genel Başkanı Sayın Meral Akşener, hürriyetinin ilanından sonra yeni yeni toplanıyor. Parti politikası berrak ve net. “Kendi adaylarımızla ve logomuzla seçime katılacağız.” Öyle de yapıyor zaman zaman adaylarını ana kentlerde açıklıyor. Durum öyle gösteriyor ki, AK Parti ilçe ve beldelerde adaylarını açıklar açıklamaz İYİ Parti ve diğer partiler bu bölgelerde acil aday belirleme çalışmasına girecekler.
CHP'de durum farklı. Çok başlı yönetimden bahsediliyor. Sayın Kılıçdaroğlu ve beraberindeki kesim bir tasfiyenin eşiğinde. Kılıçdaroğlu'na muhabbet duyan belediye başkanlarının üzeri çiziliyor, çizilmeye de devam edecek. İşte dün İzmir bugün Çankaya yarın bir başka yerleşim birimi.
Bu milletin en sevmediği kişi ya da kişiler emanetçiler. Rahmetli Turgut Özal'ın emanetçisi rahmetli başbakana da destek vermediler. CHP'de parti meclisinden karar çıkartamayan bir genel başkanın ne derecede ağırlığı olabilir ki? Siyasal çevreler Sayın Özel'i Sayın İmamoğlu'nun emanetçisi olarak görüyorlarsa bu tehlikelidir. Bir de demokrasinin Türkiye'deki beşiği olduğunu iddia eden bir partinin genel başkanının antidemokratik bir şekilde Sayın İmamoğlu'nun yörüngesinde olması kabullenemez.
CHP'nin mevcut yerel yönetimleri tekrar alabilmesi için DEM ile ittifak yapması olmazsa olmazdır. Altılıların olmadığı bir platformda DEM ile ittifak ve verilecekler, pazarlıklar çok önem arz ediyor. Kamuoyu ve CHP tabanı şunu iyi biliyor, parti pazarlık konusunda pek mahir değil. Örnek mi, 38 adet CHP'li görünümlü 4 farklı partili milletvekili.
Onun için midir pazarlık mıdır bilinmez ama Selahattin Demirtaş'ın eşinin İstanbul Belediye Başkanlığı adaylığı bir bilinmeze dönmüş durumda. Blöf müdür, onu da bilemiyoruz. Yani CHP'ye, “Anlaşamazsak en güçlü adayımızı gösteririz, bana da sana da yaramaz.” mı demek istemektedirler?
Kilit partilerden bir tanesi DEM ise diğeri de Yeniden Refah Partisi'dir. Gerçi önceki gün YRP Genel Başkan Yardımcısı Suat Kılıç, AK Parti ile ittifak görüşmelerinin tamamlandığını açıklayarak “bütün yerleşim birimlerinde kendi logomuzla, kendi adaylarımızla yarışa katılacağız.” vurgusu yaptı. Adaylarının da cuma günü İstanbul'da Genel Başkan Fatih Erbakan tarafından açıklanacağını vurguladı.
Saadet Partisi'nin gün gün eridiği bir siyasi ortamda YRP'nin bir yükselişte olduğu görülmekte.
Kamuoyunun bir beklentisi de açıklanmayan ilçe ve beldelerin adayları. Şunun şurasında zaten seçim kurullarına listelerin verilmesine 19 gün kaldı. İnsanın aklına muhalefete de zaman kazandırmama ve aday tespitinde zorlama olarak da görülebilir.
Bir diğer önemli konu da, bütün partiler birbiriyle ittifakı düşünebilir. Özelikle DEM, yaptığı ittifakta CHP ile aradığını bulamadı. İttifaklarda son demleri beklemek lazım. Altı kaynamadığı müddetçe, çayın biraz fazla demlenmesi iyi olur. Çay DEM'lendikçe, çayın suyu tavşan kanı gibi olur. Bayrak kırmızısına yaklaşır.
Devletin kurallarına, kanunlarına uyulduğu müddetçe kayyumun çay ikramı daha bir DEM'li olur.
Siyasette 24 saat çok uzun bir zaman derlerdi büyüklerimiz.
Hayırlı, bereketli, hizmet ehli ittifaklar.
Saygılar efendim.