SİYASİ ANALİZ

Cumhurbaşkanlığı ve Büyük Millet Meclisi seçimlerini 14 Mayıs’ta gerçekleştirdik. Seçmenlerin, yorumların ve anket firmalarının tepetaklak olduğu bir seçimi birlikte yaşadık. Çoğu siyasilerimizin umduğunu bulamadığı sonunda mevcudu kabullendiği belli bir çoğunluğun ise umduğunun ötesini gördüğü bir seçimi yaşadık. 28 Mayıs Pazar gününde tamamına erdireceğiz inşallah.
Hep duamız şuydu. Rabbim İslam’ın son limanı bu güzide ülkeye hayırlı idareler nasip et. Rabbimin hikmetlerine şükrediyoruz.
Millet İttifakı ya da muhalefet açısından bütün imkanların önlerine serildiği bir seçim. Mevsimsel de olsa sebze ve gıda fiyatlarının zirve yaptığı bir seçim. Ev kiralarının ortalamasının asgari ücret düzeyine çıktığı bir seçim. Bütün bu benzeri ekonomik verilerin lehlerine çalıştığı bir seçim. Bütün bu olumsuzluklara rağmen AK Parti ve Cumhur İttifakı bu seçimden galip olarak çıktı.
Cumhurbaşkanımız Sayın Erdoğan ve ekibi lider kadrosu deneyimlerini konuşturdular. İnsanı batıran “ene" ya da egodur. Tayyip Bey bir vaat ya da hizmetin sunumunu yaparken “Biz şunları yapacağız inşallah” der. Bu tavır mütevazi tavırdır. İnşallah ihmal edilmez. Rabbimin izni ve muvaffakı umulur. Bunun faklı bir söylemini Sayın Kılıçdaroğlu’nda görmekteyiz. “Hesap soracağım, emeklilere bayramda 15000 TL ikramiye vereceğim, yapacağım, edeceğim…”
İnsanlar belli görevlerde emanetçi olarak dururlar, görev süreleri dolunca bayrağı devrederler. Dolayısıyla veren veya vereceğim diyen kendi kasa ya da kasasından değil devletin verilime vesile olur. Bunda da dağıtım vebali ve hesabı vardır. Anlayana. Ya adaletli bir dağıtıma vesile olmaz ise verenin vay haline. Nefse uymamak lazım. Ne demişler büyükler “İnsanlar küçüldükçe büyür, büyüdükçe küçülür.”
Bu saygıdeğer emekli kardeşlerin imkanları yetersiz olduğunda promosyon için bankalarını değiştirirler ancak ülkenin “beka”sı için 15000 TL değil 1+6+2’li masanın bileşenlerinden birincisinin bir ferdi olan Duran Kalkan “AK Parti ve MHP’ye verilen her oy PKK’ya atılan bir mermidir.” Rabbim nelere kadir. Söyleyene değil söyletene bakacaksın. Bu taş karşısında Z Kuşağının dahi tepe tüyleri ayağa kalkar.
Ayrıca Türkiye’nin mezhep taassubu da yoktur. Hangi siyasi partinin lideri kendi mezhebini ortaya koydu ki? Bu bir inanç meselesidir. Aynı Allah’a ve peygambere inanmıyor muyuz? O zaman bir adayın “Ben Aleviyim” demesinin esprisi nedir ki?
CHP’yi analiz ettiğimizde yapılanlar hatalar zinciri. Sayın Akşener’in kazanabilecek aday çıkışı haklıymış meğer! Kılıçdaroğlu’nun kaybedilen 10 seçim sonrasında kendisini aklama çabası için aday olması doğrudur. TV ekranlarında bangır bangır bağıran profesörlerde dikkate alınmadı. “Kılıçdaroğlu ile kazanılmaz” demediler mi? O zaman yaşanılıp görülecek.
Kendi adaylığının tescili için diğer ufak ölçekli partiler ne istediler ise kabul etti. Şu anda 38 milletvekili 1-6+2’li masanın küçük otaklarına gitmiş durumda. CHP’li yetkili kardeşler partilerine dönecek olan bu milletvekilleri bir sınır dışı operasyonunda LGBT oylarının da sizden yana oy mu kullanacak! Bu 38 vekil dahil olmak üzere parlamentoda referanduma götürecek salt çoğunluğa da ulaşamıyorsunuz. Nasıl olacak sizin vaatler?
CHP’de lider görünümlü ancak başkan olmayan Mehmet Sevigen çok önemli bir şey söyledi “Kılıçdaroğlu derhal istifa etmeli. Süreci yöneten odur. Etmezse Ankara ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlıklarını kaybedebiliriz” diye. CHP seçim gecesi canlı yayında açıklama yapıyor. Seçimde zaten geriden geliyorsunuz. Önde olunca hadi diyeceksiniz ki bu arkadaşlarımız Cumhurbaşkanı yardımcısı olacaklar normaldir.
Siyasi partilerde başkan ya da lider beyanat vermez ise siyasi hukuk işlerinde sorumlu başkan yardımcısı ya da parti genel sekreteri açıklama yapar. Kimse kusura bakmasın CHP’de Yavaş ve İmamoğlu’ndan başka kimse yok mu? Onlarda öndeyiz nakaratları ile yalan yanlış beyanatlarda bulunarak kendilerini bitirdiler. Neyse ki İmamoğlu asli görevine dönmüş. Belediyede şimdiye kadar ihmal ettiği görevine dönmüş ve toplantıya koyulmuş. Değerli başkanlar kabine bize takoz oluyor nidasını da yapamazsınız artık, vatandaş size hak etmediğiniz bir yetki vermiş. Oturun işinizi yapın. Böyle giderse sayın Sevigen’in dedikleri bir bir çıkar ve çıkacak gibi duruyor.
Hatay CHP’li bir belediye iken bütün CHP’li belediyeleri toplasanız Hatay’da bir Konya Büyükşehir, KOSKİ ve ilçe belediyesinin yaptığını yapamamışlardır. Ama haklılar CHP hala muhalefet konumundadır. İktidar moduna geçemezler. Ağa babalarından kalma bir alışkanlıktır.
İYİ Parti’ye geldiğimizde Sayın Akşener’in 1+6+2’li masaya oturması yanlıştı. Masadan kalkması doğru ancak tekrar oturması ya da oturtulması yanlıştı. Oturmamış olsaydı vekil sayısı daha yukarılarda olmaz mıydı? Partiden ayrılanların haklılığı ortaya çıktı.
Deva, Gelecek, Saadet ve Demokrat Partiler alacaklarını fazlasıyla aldırlar. Bu saatten sonra güçlerini birleştirip grup kurma derdine girecekler.
Masanın liderlerinden hiç birisi Meclis’te olmayacak. Keşke aday olsaydınız gündemde olurdunuz. Masanın gizli bir numaralı destekçisi ise sarı torbaları bekleyedursun.
MHP’yi takdir edelim, tebrik edelim. Sözde anketçileri ikinci kez sukutuhayale uğrattılar. Sayın Devlet Bahçeli başkanlığının yanında liderdir. Devletin bekası noktasında her zaman duracağı yeri bilmiştir. Ondan kopanlar, ayrılanlar HDP ile iş tutanlar düşünsün.
Bu seçimin en karlı partisi Yeniden Refah Partisi'dir. Yüzde 2,87’lik oy oranı ile ilerisi için umut vaat etmektedir. Sahi, Saadet Partisi bu arada anılmamaktadır.
Bir diğer önemli konu da masanın ortaklarından CHP ve sayın Kılıçdaroğlu’na bir katkı sunulmamıştır. Zira CHP’nin oy oranı yüzde 25,33’tür. Zaten eskiden CHP’nin oy oranı yüzde 24-25 civarındadır. O zaman CHP aldatılmıştır. Pardon, CHP cumhurbaşkanlığını alabilmek için aldanmıştır.
AK Parti’nin doğal lideri Sayın Cumhurbaşkanını anlatmama gerek var mı?
Nükleer Santraller, İHA, SİHA, HÜRKUŞ, doğal gaz, YHT, Marmaray, rüzgar gülleri, savaş gemileri, Gabar’da petrol, terörün belinin kırılması, liste çok uzar efendim…
Biden’e rağmen, Ali'ye Ahmad’a rağmen, hulasa yedi düvele rağmen…
Yazmakla, zikretmekle olmuyor. Bir de gönülden inanmak lazım.
“Rabbimin de bir hesabı var”
Amenna…