SOKAK HAYVANLARI

AK Parti iktidarı döneminde sokak hayvanları ile ilgili bir dizi kanun ve yönetmelik çıkarıldı. Hayvan ölümüne sebebiyet verenlere kanunda hapis cezaları getirildi. Teşbihte hata olmasın, insan haklarına benzer uygulama hayvan haklar olarak getirildi. Hayvanlara, başta kedi ve köpeklere barınak, yemek ve su dağıtımları, hayvan hastaneleri ve sağlanan onlarca imkan. Hatta daha ileriye gidersek, hastane ortamında hayvanların kısırlaştırılması, kulağına küpe takılarak cadde, sokak ve parklara salınması.
Kulağında küpe olan hayvan hürriyetini ilan ediyor. Her türlü canlıyı ısırma, parçalama ve saldırma hakkı var. Bazı şeyleri abartmakta üstümüze yok, inanın. Çok fazla ülke gezmiş insanlarımızın anlattıklarına göre, dünyada hiçbir ülkede başıboş, sahipsiz bir hayvan bulmak mümkün değil. Ama bizde öyle mi, milyonları harcayarak “Millet Bahçeleri” yapıyorsunuz ancak insanımız köpeklerin saldırısından korktuğundan yürüyemiyor.
Onlarca belki de yüzlerce insanımız memleketimizde hayvan saldırılarında canını veriyor, yaralanıyor, travma geçiriyor. Sakın ifadelerimizden hayvan düşmanı olarak tanınmayalım. Ancak bilenler bilir, isim vermeyelim. Konya'nın tanınmış ailelerinden birinin anneleri, bir köpek saldırısı sonucu parçalandı ve vefat etti.
Bu Avrupalılar talkımı başkasına verip salkımı kendileri yutarlar. Bir Avrupa ülkesinde sokaktaki kumrulara birkaç sefer yem verdi diye hanımefendiye bin 500 Euro ceza kesiyorlar. Biz de sokak hayvanları müsaade ederse, parklarda yürüyeceğiz. Avrupa'daki gibi abartmamak lazım ancak insan haklarını da düşünmek durumundayız.
Kanun ve yönetmelikler çıkarılırken ince eleyip sık dokumak gerekiyor. Kısırlaştırılıp sokağa salınan hayvan daha saldırgan ve agresif oluyor. Hele bir de yavrularımızın okul başlama saatlerinin mecburen erken olmasından dolayı en büyük problemi yaşıyoruz.
Sürüler halinde bir araya gelmiş hayvanlar körpe çocuklarımıza saldırıyor. Bir de hayvan haklarından dem vurup yerine göre ısırılan çocuğumuzdan daha üst düzeyde hayvan savunucularımız var. Mahalleliye saldıran azgın hayvanları toplamaya gelen ekiplere mani olup onlara bezginlik veren birileri var.
Kedi ve köpeklerin evde ve sokakta beslenmelerine göre değişen ortalama 10-16 yıl ömürleri var. Peki uzunca bir süredir bu hayvanlar kısırlaştırılıyor ise, niçin hala kökleri kesilmedi de artarak devam ediyor?
Sayın Cumhurbaşkanımız da defalarca ifade etti, sokakta sahipsiz hayvan olmamalı diye. Dünyada hiçbir ülkede olmayan ama bizde sürüler halinde, çete oluşturmuş hayvanlar var.
Birkaç parkta gördük, sabah erken ve akşam geç saatlerde insanlar parklarda yapılan tartan zeminli yürüyüş yollarında yürüyemiyor. Parçalanma korkusu, kuduz ve iğne korkusu.
Son günlerde yeraltı bilimcileri jeologlar, depremle mücadele ve kentsel dönüşüm uygulamasını dillendiren belediye başkan adaylarını gündeme getiriyor. Durum vahimse ki öyle, biz de sokak hayvanları ile mücadele etme yönünde projesi, söylemi ve ekibi olan başkan adaylarını daha bir ön plana çıkarmak lazım.
Yapılacak iş belki de çok basittir. Sokak hayvanları ile mücadele sözü veren başkan adayımız, belediye başkanımız başkan seçilip görevine başlar başlamaz ekibine okkalı bir talimat verecek. “Ben bilmem, size 6 ay müsaade. Altı ay sonra sokakta sahipsiz bir hayvan görmeyeceğim.”
Kalanını ve çaresini ekip düşünsün. Ayağı yere basan projeler. Köylere hayvan başı ücret verip hayvan göndermek çözüm olmadı.
Kulağı küpeli hayvanların sokağa salınmayıp barınaklarda toplanması. Hiç atlanmadan bütün sokak hayvanlarının kısırlaştırılması. Veterinerlik fakülteleri ve hayvan koruma dernekleri ile ortak çalışma.
Büyüklerimiz çok daha farklı ve yerinde projeler üreteceklerdir. Bizim vatandaş olarak tek bir isteğimiz var. Devletin ve belediyenin yaptığı güzide parklarda korkusuz bir şekilde yürümek.
Kolaylıklar diliyoruz efendim.