Suçlusun Kadir Şeker

Sevgili okurlar; Kadir Şeker olayı ile ilgili ne zamandır içimde tuttuğum birkaç cümleyi sizinle paylaşmak istiyorum. Olay aslında sadece Kadir Şeker de değil artık. Şuan çok farklı boyutlar kazanmış toplumsal belleğimizde ciddi değişikliklere sebep olacak bir durum olma yolunda hızla ilerliyor. Evet! Yazımın başlığında da dediğim gibi SUÇLUSUN KADİR ŞEKER! Sana ne be kardeşim! Ne ilgilendiriyordu da seni, gecenin bir vakti parkta bilmem kaç sabıkası olan sevgilisinden dayak yiyen bilmem kaç sabıkalı kadına yardım ettin. Ne üzerine vazifeydi! İnsanlık sana mı kaldı arkadaşım? Erdi mi başın göğe iyilik yapınca. Çok mu takdir edildin ha kardeşim? Kime yaranabildin? Hayatını kurtardığın kadın bile bir dirhem bir şey söylemedi senin yararına be cahil dostum. Ne güzel Fen Lisesi mezunu gelecek parlak bir adammışsın, değdi mi hayatını kararttığına ha. Kahraman olacağını mı zannediyordun? Bilmez misin sen canım ülkemizde kel ölür sırma saçlı, kör ölür badem gözlü olur. Yakında ölen adam anısına anıt dikerlerse şaşıracak mısın gerçekten? Şimdi senin yüzünde kimse kimseye yardım etmeyecek! Bana dokunmayan yılan bin yaşasın diyecek! Ne gerek vardı insani duygularımızı alabora etmeye? Toplum olarak senin yüzünden çelişkilerdeyiz şuan. Acaba aynı olay kendi başımıza gelse ‘ben ne yapardım’ diyor herkes. Ya da o olay tanıdığımız bir kadının başına gelseydi yardım edilmesini ister miydik, istemeze miydik? Bir de madalyonun bu tarafı var değil mi? O yüzden, esefle kınıyorum seni Kadir Şeker. Değer miydi bunlara? Ölmeye yüz tutmuş insani duygularımıza göz kırpmaya çalışarak onları tekrardan canlandırmaya teşebbüs ettiğin için. Gencecik ruhunda taşıdığın insani meziyetler bu dünya için fazla insani…