Sayın okurlar, referandumlar Türkiye Cumhuriyeti siyasi tarihinde gerekli görüldüğünde her zaman başvurulan bir çözüm yöntemi olmuştur.
Hükümetler, yapacakları büyük çaplı değişiklikleri, kendi içinde çözüme kavuşturamadıkları zaman, ya da çözüme kavuştursalar bile bunu halka sunma gereği duymuşlardır. Halkta seçimlerde istediği yanıtı vermiştir. En basit açıklamasıyla böyledir.
Ancak;
Önümüzde ki bu referandum bana biraz değişik geldi.
Şimdi ‘Neden’ diye soracaksınız.
Sevgili okurlar, referandumlarda halkın önüne iki seçenek sunulur. Yapılması öngörülen değişikliği ‘evet’ kabul ediyorum, ya da ‘hayır’ kabul etmiyorum diye iki seçenek vardır.
Bir yerel seçim ya da genel seçimden tamamen farklıdır.
Referandumlarda muhalefet üyeleri ve hükümet anlaşmalı bir şekilde de seçime doğru gidebilir. Keza şimdiki MHP ve AK Parti arasında olduğu gibi.
Tam terside olabilir tabiki (CHP-AKP), daha önceki referandumlarda bunun örneğini defalarca gördük.
Ama;
Referandum çalışmalarında muhalefet ve hükümet arasında anlaşmazlık olduğu zaman bu bir siyasi parti seçimine dönüştürülmez.
Etik değildir.
Zira bu bir yerel ya da genel seçim değildir.
Halkın onayına sunulmuş bir fikirdir ve referandum çalışmaları bu fikir etrafında, vatandaşa getirileri ya da götürüleri çerçevesinde yürütülür.
Olması gereken budur.
Şimdi;
Şuan ki referandum çalışmalarına bakarsak, bu bahsettiğimle uzaktan yakından alakası olmadığını görürsünüz.
Referanduma değil sanki yerel ya da genel bir seçime doğru gidiyormuşuz gibi bir hava var meydanlarda.
Bunu sadece hükümet değil muhalefette yapıyor.
Bir yandan cumhurbaşkanı, diğer yandan başbakan, bakanlar, muhalefet partilerinin liderleri ve milletvekilleri, önümüze sunulan cumhurbaşkanlığı sisteminin, Türkiye’ye kazandıracakları ya da kaybettireceklerini anlatmak yerine, “Yok sen şunu yaptın, yok ben bunu yaptım, yok biz sizin geçmişinizi biliyoruz, yok biz sizin kutularınızı görüyoruz” cinsinden ithamlarla seçimi amacından saptırıyorlar.
Olan yine millete oluyor.
Ha derseniz;
“Arkadaş, bu sistemi biz bile anlamıyoruz, halka nasıl anlatacağız, işte böyle partisel sorunlarla ancak yol alıyoruz” gibi bir düşünce içerisindeyseler, amenna, anlarız.
Sonuçta, insan anlamadığı bir şeyin artı ya da eksilerinden bahsedemez.
Ama;
Hem anlamayıp,
hem bunun faydalarını ya da zararlarını anlatmayıp
üstüne üstlük halkın kafasını hallaç pamuğuna çevirip,
kutuplaşmaya sebep olmak, çirkin bir şeydir,
halkı aptal yerine koymaktır,
hiçbir partisel çıkar, ulusal çıkarlardan üstün değildir.
Ama bunu bizim siyasilere anlatmak, deveyi hendekten atlatmaktan daha zordur.
Hal böyle olunca, referandum çalışmaları anlamsızlaşıyor, referandumda halka sunulacak olan fikir anlamını yitiriyor. Referanduma değil de normal bir seçime gidiyormuş gibi bir hava oluşturuluyor ve yine vatandaş kaybediyor.
En azından bana göre böyle oluyor.
Ya size göre?
HABER KAYNAĞI : HABER MERKEZİ