Konya
°C
Yeni Meram

YÜZYILIN EN ÖNEMLİ SEÇİMİNE DOĞRU-2

YÜZYILIN EN ÖNEMLİ SEÇİMİNE DOĞRU-2- Behçet BÜYÜKGÖKMEN- Yeni Meram Gazetesi

A+
A-
10.05.2023 01:04
09.05.2023 14:06
0
1642
ABONE OL

Yazının bu bölümünde içimizdeki Amerika'yı kısaca ele almam gerekiyor ki bugün kimin neyi temsil ettiği hususu daha iyi anlaşılabilsin. Yine bir miktar tarih yolculuğu yapacağız. İkinci dünya savaşı sonrası yıllar. Dünya iki bloklu yeni bir düzene geçmiş ve Türkiye Atlantik ittifakının yani Amerika'nın başını çektiği batı sisteminin parçası haline gelmiştir. Yaklaşık olarak 1946’dan başlayıp 1952’de tamamlanan batı sistemine entegrasyon süreci ülkemiz için bağımsızlığın sadece söylem düzeyinde kaldığı dehşetli ve acımasız bir vesayet rejimi olarak karşımıza çıkar. Acımasız vesayet rejiminin içerdeki partneri CHP ve Milli Şef İnönü'dür. Ekonomi IMF ve Dünya Bankası'na, eğitim Fulbrıgt komisyonuna, ordu ve istihbarat NATO’ya sıkı sıkıya bağlıdır. Darbeler ve suikastlar tarihimiz göstermektedir ki zaman zaman çizgiyi aşmaya kalkışanlar en acımasız şekilde cezalandırılmışlardır. Menderes'in, Özal'ın, Erbakan'ın, ömrünün son demlerinde Ecevit’in, Deniz Baykal'ın ve son olarak Erdoğan'ın başına getirilenler bunun en açık kanıtlarıdır.
Yeri gelmişken izninizle bir anımı paylaşmak istiyorum. Yerel bir TV kanalında program yaptığım yıllardı. Merhum Ecevit'ten bir program için randevu almış ve kayıt cihazları ve ekiple birlikte Ecevit ailesinin yaşadığı Ankara Oran sitelerindeki mütevazi eve gitmiştik. Aklımda yanlış kalmadıysa bu program Ecevit'in vefatına çok yakın bir zamanda gerçekleşmişti ve biz kasetten bu söyleşiyi yayınlamıştık. Bence çok ibret verici ve öğretici olan bu programda konu Türk/ABD ilişkilerine geldi. 70’li yıllarda CHP/MSP koalisyon hükümeti işbaşında idi. Ahlaksız emperyalist ABD o günlerde haşhaş ekiminin kısıtlanması konusunda Türkiye'yi fena halde sıkıştırıyordu. Ecevit/Erbakan ikilisi ABD’ye rağmen haşhaş ekimini kısıtlamaya yanaşmadılar. Bu tavır karşısında ABD’nin tepkisi ve tehditi ne oldu, Ecevit'in ağzından aktarayım; "Sözünü dinlemediğimiz için Amerika bize çok kızdı ve Sultan Ahmet camisini bombalarız diye tehdit savurdu." yanlış duymadınız… Amerika Sultan Ahmet camisini bombalamakla tehdit ediyor. Bir haydut gibi. Merhum Ecevit'in ömrünün son günlerinde başına getirilenleri bilenler zalim batı sisteminin azıcık bile olsa sistem dışına çıkanlara neler yaptığını da bilirler. Merhum Rahşan Hanım o söyleşi sırasında hastalık bahanesiyle kapatıldıkları odada kendilerini öldüreceklerini ve kaçıp kurtulduklarını hala üzerinde olan korku görüntüsü içinde bize ifade etmiştir. Ki, Ecevit o zaman koalisyon hükümetinin BAŞBAKANI’dır.
Burada hoşgörünüze sığınarak bende fikri sabit haline gelmiş bir kanaati sizlerle paylaşmak isterim. "Bu ülkede kim veya kimler batı tarafından övülüyorsa ya da batı tarafından lince tabi tutulmuyorsa benim nezdimde makbul bir adam değildir." Kabul etmek gerekir ki, içimizdeki Amerika bu yetmişbeş yıllık sürede başarılı sonuçlar almış ve celladına aşık bir gavur hayranları güruhu oluşturabilmiştir. Kurtuluş savaşına giden yolda Sivas Kongresinde kaybeden "mandacılar" bugün ne yazık ki, Atatürk'ün partisini ele geçirmiş ve tarihin en kritik seçiminde azad kabul etmez batıcılar olarak sahne almışlardır. Sonuç bölümünde Erdoğan/Kılıçdaroğlu kıyaslaması yapacak olmama rağmen burada Atatürk'ün partisinin genel başkanı sıfatıyla altılı masanın cumhurbaşkanı adayı olan zatın vaadlerine ve propaganda diline dikkat çekmek istiyorum. BBC’ye İzmir mitingi öncesinde verdiği mülakatta; "Türkiye'ye yeniden yön vereceğini ve Kremlin'le değil Batı ile ilişkilere öncelik vereceğini' söylüyor. Bunun ne anlama geldiğini ve yorumunu feraset sahibi okurlara bırakıyorum.
OLTADAKİ BALIK TÜRKİYE
Bu onur kırıcı başlığı gerçekten içim acıyarak koydum. Bu bir kitap adı aynı zamanda. M. Emin Değer'in eserinin adı. Oltadaki Balık Türkiye / Emperyalizmin Tuzaklarındaki Ülke. Bu bölümde çok söz söylemeyeceğim. Zira onurum zedeleniyor. Eminim kendini bu vatana ve millete ait hisseden herkesin de onuru zedelenir. Bu nedenle sadece iki küçük alıntı yapacağım. Eserin tanıtım yazılarından iki küçük alıntı. İlhan Selçuk ve Uğur Mumcu yazmış. "Türkiye nasıl 'oltadaki' oluyor? Bu ne biçim benzetmedir?.. Benzetme, kitabın yazarı Emin Değer'in değil, bütün dünyanın adını bildiği bir Amerikalı'nın, Nelson A. Rockefeller'ın... ABD Başkanı Eisenhower'a yazdığı bir mektupta Rockefeller, bu benzetmeye başvuruyor... Bilinçsizliğin kör güdüsünde benliğini dış güdüme teslim etmiş bir toplum düzeyindeyiz. İnanmayan, Oltadaki Balık Türkiye'yi okusun." İlhan Selçuk
"Devletimizin temelindeki ilk harç, bağımsızlık bilincidir. Bu bilinç nasıl yok edilmiş? İşte bunun yanıtlarını veriyor Emin Değer. Bu gerçekler sadece geçmiş olayları değil, ileride yaşayacağımız CIA damgalı oyunları da sergilemektedir." Uğur Mumcu
İşte 14 Mayıs 2023 seçimleri bunun için de tarihin en önemli seçimidir. Zira yaklaşık on yıldır oltadan kurtulmak için yoğun bir çaba içinde olan bir Türkiye var. Büyük bir gayret bir avuç "adanmış" insan tarafından ortaya konuyor. Terörle mücadelede gelinen yer ile savunma sanayi başta olmak üzere her alanda gözlenen millilik hamlelerine bir de bu gözle bakın.

HABER YORUMLARI
  1. Henüz yorum yapılmamış.
    İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.