Z kuşağı bayramı..

Sevgili okurlar; Müslüman alemi olarak garip bir Ramazan Bayramı geçirdik. Sessizdi. Evlerimiz hiç olmadığı kadar hareketsiz, ruhlarımız buruktu. Huzurlu bir huzursuzluk vardı içimizde. Bayrama kavuşmuş olmanın huzuru, sevdiklerimizden ayrı olmanın huzursuzluğu… Salgın, koronavirüs, kovid-19… Adına her ne derseniz deyin, alışkanlıklarımızı, rutinimizi, adetlerimizi, kendimiz kısacası ruhumuzu değiştirdi. Bayramlarımızı da değiştirdi, daha da değiştireceğe benziyor. Artık bayramlarımız bile sanal oldu. Olmak zorundaydı, doğrusu da buydu. Zira tüm dünyayı tehdit eden bu virüs illetine karşı önlem almak, kendimizi ve sevdiklerimizi korumak, ve bunlar doğrultusunda bazı değerlerimizden vazgeçmek, değiştirmek ve teknolojiye uydurmak bir mecburiyetti. Ve her mecburiyet, birtakım zorunluluklar silsilesini getirir arkasından. İstesek de istemesek de buna ayak uydurmak hayati bir önem taşır. Bu Ramazan Bayramı da böyle oldu işte. Virüsün getirdiği yeni dünya düzeni çerçevesinde teknolojinin izin verdiği ölçüde bayramlaşabildik sevdiklerimizle. İmkanlar doğrultusunda şartların el verdiğince. Evinde ve cebinde interneti olanlar görüntülü bayramlaştı, olmayanlar sadece seslerini duymakla yetindi. Bir telefonu dahi olmayanlar ise, ki sayıları milyonları bulur, sessizce bekledi evlerinde. Ne gelenleri oldu ne gidenleri… Dünya garip bir yöne doğru evriliyor kıymetli okurlar. Neyse… Bu bayram teknolojiyi sevdirdi bize. Onunla barışmayı öğretti. Artık hayatımızda kol, bacak, göz, kulak kadar hayatı bir organ olduğunu sert bir şekilde vurdu yüzümüze. Bu etkinin bundan sonra daha da çoğalacağı aşikar. Bu bayram Z Kuşağının önemini fısıldadı kulaklarımıza. Onlar koştu teknolojiyle olan anlaşamamazlığımızın yardımına. Bu bayram bir nevi Z Kuşağı bayramı oldu birazda. Sevgili okurlar; 17. 18. 19 yüzyıllarda henüz daha uçaklar helikopterler ve bilimum teknolojik aletler keşfedilmemişken, bunların konu edindiği kitaplar, romanlar çizgi diziler vardı. Bir hayaldi hepsi, geleceğin dünyasına karşı ütopik biraz da fantastik bakış açılarıydı. Şimdi hepsi sıradan gerçekler. İnsanoğlu Ay’a ayak bastı. Mars’a koloni kuracak vs… Demem o ki, hiç abartısız ve kinayesiz yazıyorum, bilim kurgu filmlerinde izlediğiniz dünyanın ayak seslerini sizlerde duyuyor musunuz? Ben duyuyorum… Hayırlı bayramlar!