ZENGİN HASTALIĞI- Ümmü Gülsüm ETYEMEZ- Yeni Meram Gazetesi
Zamanında padişahların ölümüne sebep olmuş bir hastalıktan bahsedeceğim bugün sizlere. Halk arasında zengin hastalığı ya da kralların hastalığı olarak da bilinir; tıp dilinde ise “gut” olarak adlandırılır. Gutun bir protein metabolizması hastalığı olmasından yola çıkılarak bu hastalıktan aşırı et tüketimi sorumlu tutulur. O zaman kısa ve anlaşılır şekilde ele alalım gutu, zengin hastalığını, kral hastalığını ya da her ne derseniz artık.
GUT NEDİR?
Ürik asit, protein metabolizması sonucu oluşan; normal şartlarda kanda çözünen ve böbrekler ile atılan bir üründür. Vücutta meydana gelen birtakım bozukluklar sonucu ürik asit yeterince atılamaz ve vücutta birikir. Kanda ürik asit seviyesinin artmasıyla ürat kristalleri oluşur ve bu kristaller eklem dokularında ve çevresinde birikerek enflamasyona yol açar. Görülme yaygınlığı ortalama %1,4 olup erkeklerde kadınlara nazaran ortalama 6 kat daha fazla görülür. Eklemlerde şişme, sertleşme ve ağrıya sebebiyet vermesiyle yaşam kalitesini oldukça düşürür. Tıbbi tedavinin amacı atakları ve ağrıları önlemek ve inflamasyona sebep olacak kristal maddelerin oluşumunun önüne geçmektir. Hastalığın akut fazında gelişen semptomlar kolşisin, kortikosteroidler ve NSAİİ’ler ile tedavi edilmektedir.
GUT VE OBEZİTE
Hipokrat 5. yüzyılda aşırı şarap tüketmenin ve aşırı yemek yemenin guta sebep olabileceğini söylemiştir. Öyle ki bazı toplumlar ele alındığında obezite ile gut arasında doğrudan bir ilişki olduğu görülmektedir. Obezite arttıkça inflamasyona sebep olan maddeler vücutta artmakta ve böbreklerden dışarıya atılımı azalmaktadır. BKI değeri 21-23 arasında olan bir erkeğin gut olma riski 1,4 iken; yaklaşık 15 kg aldığında bu risk yaklaşık 2,5 kat artmaktadır. Olaya tersine bakacak olursak obez bireyler kaybettikleri her 5 kg’da gut olma riskini %30 düşürmektedir.
Ek olarak bu hastalarda hızlı ağırlık kaybı yaşanması vücuttaki ürik asidi artıracağı için kontrollü olunmalıdır!
TIBBİ BESLENME TEDAVİSİ
Yeşil çay, çay, kahve, kolalı içecekler ile kuşkonmaz, kızılcık suyu, patlıcan, kereviz, limon, salatalık, meyan kökü ve sarımsak gibi bazı besinlerin ürik asit düzeyini artırdıkları bildirilmektedir!
Fazla kırmızı et/balık, alkol, fruktoz tüketimi, aşırı süt tüketimi, obezite, aşırı kafein alımı kısa veya uzun vadede guta yol açabilmektedir. Diyet tedavisinde amaç kandaki ürik asit miktarını düşürmekle birlikte glukoz, insülin, trigliserid seviyesini de düşürerek insülin duyarlılığını artırmaktır.
Pürinin son metabolik ürünü ürik asit olduğundan gut hastalarının yüksek pürin içerikli besinleri tüketmemeleri gerekir. Düşük pürin içerenler serbest tüketilebilirken orta düzey pürin içeren besinlerin miktarında kısıtlama yapılmalıdır. Kırmızı et tüketimi azaltılırken deniz ürünleri tüketiminde de dikkatli olunmalıdır. Basit karbonhidratlar yerini kompleks karbonhidratlara bırakmalıdır.
Yüksek fruktozlu mısır şurubu içeren her türlü yiyecek ve içeceklerden uzak durulmalıdır. Protein miktarı hastanın ihtiyacına göre değişmekte olup pürin kaynaklı bazı besinler yasaklanıp kısıtlanacağından kalan ihtiyaç yumurta, az yağlı süt/süt ürünleri ve bitkisel protein kaynaklarından karşılanmalıdır. Yağdan zengin bir beslenme modeli ürik asidin böbreklerden atımını azaltmaktadır.
Alkol tüketiminden kaçınıp su tüketimi artırılmalıdır. Günlük yaşama egzersiz eklenmelidir.
Bu hastalığa sahip bireyler, kişiye özel beslenme ve diyet programı için diyetisyene başvurmalıdır.
Evet, sizleri karışık terimlere boğarak kafanızı karıştırmamak adına olabildiğince basite indirgeyerek anlatmaya çalıştım; umarım başarılı olabilmişimdir.. Gutun beslenme tedavisinde burada eksik kalıp yazılamayacak kadar uzun ince noktalar var. Bu sebeple ufak bir fikir bile edindiyseniz ne mutlu bana!
Cümlelerimi tabiri caizse kamyon arkası bir sözle noktalandırmak istemezdim lakin ben yine de diyorum ki “Sağlığın olmadıktan sonra; kral olsan ne fayda!”
Sağlıcakla...
@dyt.ummugulsumetyemez