Konya
°C
Yeni Meram

CUMHURİYETİN YÜZÜNCÜ YILINDA TÜRKİYE’DE DARBELER VE DEMOKRASİ; 15 TEMMUZ SEMPOZYUMU

CUMHURİYETİN YÜZÜNCÜ YILINDA TÜRKİYE’DE DARBELER VE DEMOKRASİ; 15 TEMMUZ SEMPOZYUMU- Adem ESEN- Yeni Meram Gazetesi

A+
A-
14.07.2023 01:43
13.07.2023 13:44
1
1439
ABONE OL

15 Temmuz hain darbe teşebbüsü 7’nci uluslararası programı 15 Temmuz Derneği ve Üsküdar Belediyesinin katkılarıyla İstanbul üniversitesinin ev sahipliğinde 06.07.2023 Perşembe günü Rektörlük binası doktora salonunda yapıldı. Bu yılın teması, ‘Cumhuriyetin yüzüncü Yılında Türkiye’de Darbeler ve Demokrasi’ oldu. Bilindiği gibi tarihimizde hem Osmanlı döneminde Harbiye Nezareti hem de 1960 darbesinde Üniversite binası olarak, bu mekan herhalde çok şeylere tanıklık etmektedir. 12 Eylül darbesinin hemen sonrasında, Siyasal’da kurucu dekanımız Tarık Zafer hoca, 1961 anayasasının üstün niteliklerini anlatırdı. Çünkü kendisinin de dahil olduğu bir akademisyen grubu İstanbul üniversitesinin bahçesinde oturup Menderes hükümetinin yıkılmasıyla ilgili plan yapmışlar. Arkasından da bilindik, algı olayları, kıyma makinelerinde öldürülen öğrenci masalları… Ama 1961 anayasası vesayet anayasası idi, kısa sürede bizzat yapanlar tarafından değiştirildi ve beğenilmedi… 12 Eylül darbecilerinin de itibarları alındı vs. Etki-tepki sarmalı devam etti.
Akademik camia ve basın yayın organlarından katılan konuşmacılar 15 Temmuz darbe girişimi de dahil olmak üzere genel olarak darbeler, ihtilaller hakkında teorik ve farklı ülkelerden bilgiler verdiler.
Bilindiği gibi 15 Temmuzda 2016 günü yapılan ordudan belirli bir sapkın grup darbe girişiminde bulunmuş, kendilerine karşı koyan silah arkadaşları asker ve polis ile silahsız halka, milletin kendilerine emanet olarak verdiği kurşunları sıkmışlardı. Aslında darbeciler orduyu temsil etmiyorlardı, nitekim ordu devletin ve milletin yanında olmuştur. Bu olaylarda 251 şehit verilmiş, 2196 kişi gazi olmuştur. Hatta yakın zamana kadar tedavi görenler olmuştur. Sayın Cumhurbaşkanımızın halkı milli iradeye sahip çıkma amacıyla meydanlara çıkma çağrısı büyük yankı bulmuş, ilk günden itibaren milyonlar meydanlarda geceli gündüzlü nöbet tutmuştur. Sonra Yenikapı mitinginde milyonlar milli iradeye sahip çıktığını göstermiştir. Sonraki seçimler milli iradeye sahip olunduğunu da ispat etmektedir.
Milli iradeye sahip çıkan halk, hiçbir aşırı taşkınlıkta bulunmamıştır. Mesela gece yarılarına kadar meydanlar dolup taşarken değil yağmalama, tecavüz gibi ağır eylemler basit hırsızlıklar bile neredeyse olmamıştır. Havaalanına gelen insanlar free shopların yanlarından geçerken yüzlerini dönüp bile bakmamıştır. Oysa pek çok Batı ülkesinde veya ülkemizdeki bazı eylemlerde bu gibi durumlarda yağmalama, kundaklama, özel ve kamu mallarına zarar verme, otobüs, araç yakma gibi eylemler sıkça görülmektedir.
Darbelerin tarihi seyir içindeki yeri yanında askerler tarafından yapılmasıyla bu yönü de bariz gözüküyor. Dini veya ideolojik yönleriyle de bir görüşe yaslanmaya çalışıyor, toplumsa açıdan da uzun yıllara sirayet eden derin izler bırakıyor. Bu açıdan bakıldığında 15 Temmuz darbe girişimini haklı çıkaracak hiçbir neden yok, zaten geçen süre içindeki genel ve yerel seçimler bunu gösterdi. 15 Temmuzu dillerine almakta bile zorlandılar, çalıyı dolanmaya çalıştılar destekçileri…
Olaylar, unutulur. Bu nedenle önemli olayları hep hatırda tutmak, unutturmamak gerekir.
Darbelerle, devrimler farklıdır. Zira devrimler toplumsal kökenlidir. Darbelerle anayasa ve yasalar ihlal edilir, insan haklarına aykırı eylemler ortaya çıkar. Devleti bir grup elitist kendi çıkarlarına göre yönetme çabasına girer. Her şeyi, ekonomiyi hukuk ve adaleti ters yüz eder.
Darbelerin temel meselesi siyasi kültürde düğümlenir. Ordunun silahlanması meşru ve gereklidir. Mafyanın veya belirli kesimin silahlanması ise kabul edilemez. Ordu sahip olduğu silah gücünü siyaseti düzenleme, sivili küçük görme, kendisini tek kurtarıcı sayma gibi nedenlerle yasalara aykırı şekilde kullanma ihtimali her ülkede söz konusu olabilir. Ama bazı ülkelerde, Afrika ülkeleri vs. sıkça müdahaleler olmaktadır. (Kanaatimizce darbelerin önemli bir nedeni ülkelerin dış borçlarıdır. (Bunun için bakınız: Damien Millet , Eric Toussaint. Kim Kime Borçlu. Çeviri: Adem Esen. Ankara, 2008, Cedit neşriyat) Bu bakımdan darbeler uluslararası sermaye ve sömürü çevrelerince desteklenen modern sömürge araçlarıdır. Darbeye karşı normların geliştirilmesi, darbeye neden olan sebeplerin izalesi, darbe kaynaklarının kurutulması, toplumsal dengelerin sağlanması ile ilgilidir.
Bir konuşmacı toplumsal analizinde şunları belirtti: 15 Temmuz’da dindar ve muhafazakar kesim, daha önceki askeri darbelerin özellikle 27 Mayıs, 28 Şubatın esas mağdurları olarak milli iradeye sahip çıkmada en önemli görevi yerine getirdi. Sol-Kemalist kesim açmazda kaldı.. Bir yanda darbe, öte yanda kendilerince kurtulmak istedikleri iktidar !… Türk ve Kürt kesimlerin dindar-muhafazakar ve laikleri muhafazakar ve dindar kesim ile diğerleri arasında kaldılar.
Darbeler tüm kurumları zayıflatmıştır, siyaseti gerilere götürmüştür. Oysa müdahaleler olmasa, her şey kendisi mecrasını bulacaktır.
Darbeleri yapan askerler aslında kendilerine milletin verdiği silahları ve gücü yanlış kullanmaktadır. Üstelik darbelerin arkasındaki yabancı güçleri de son olaylarda açıkça yaşadık. Nitekim Türkiye’ye demokrasi konusunda ders veren ve askeri vesayetin azaltılması konusunu dile getiren Batı bloğu, 15 Temmuz’u kınamak ve karşı olmak yerine neden başarılı olunamadığı, darbeyi güçlü liderliği ile engelleyen sayın Cumhurbaşkanının sonraki tavırlarının nasıl olacağı gibi, önceki demokrasi söylemleriyle tamamen çelişen demeçleri oldu. Bu darbenin bir gerekçesi, Türkiye’nin Batı sömürgecilerinin kontrolünde kalıp kalmayacağıdır. Darbe dönemlerinde kendilerini meşru göstermek üzere algı operasyonları sıkça yapılmaktadır. Mesela uydurma şeyhler ve bunların simgeleriyle iç düşmanlar oluşturulabilmektedir.
Sempozyumun ikinci oturumunda darbelerin sivil toplum, darbelerin dini kurumlar ve toplumsal yapı üzerindeki etkileri ile Arap dünyasındaki bakış işlendi.
Milletimiz 15 Temmuzda milli iradeye sahip çıkmıştır. Bu mesajı o günkü mitinglerde verdiği gibi, seçimlerde de pekiştirmiş, darbelere ve hainliklere geçit vermemiştir. Millet, devletiyle; devletin organları olan asker, polis ve diğer kurumları ile birlik ve bütünlüğünü korumuş ve pekiştirmiştir.

HABER YORUMLARI
  1. Henüz yorum yapılmamış.
    İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.