Konya
°C
Yeni Meram

FİLİSTİN VE BÖLGE POLİTİKALARINDA TÜRKİYE’NİN YERİ-2

FİLİSTİN VE BÖLGE POLİTİKALARINDA TÜRKİYE’NİN YERİ-2- Adem ESEN- Yeni Meram Gazetesi

A+
A-
04.11.2023 00:15
03.11.2023 14:22
0
2017
ABONE OL

II. Abdülhamid sonrasında İttihat ve Terakki Fırkası iktidarının ilk yıllarında Siyonistlerle iyi ilişkiler üzerinde durulmuş, Flistin’e göçe engel olan “Kırmızı Tezkere” kaldırılmıştır. Musevi-Müslüman ittifakı projesi oluşturulmuş, ama başarılı olamamıştır. Ancak bunların niyetlerini anlayan yani Osmanlıyı bölmek istediklerini gören Cemal Paşa ve Talat Bey başta olmak üzere dönemin hükümeti Abdühamid siyasetine geri dönmüştür. (s.508) Bu yıllarda Araplar arasına sokulan ayrılıkçı fikirler de etkili olmuş, Hicaz’da Şerif Hüseyin’in faaliyetleri İngilizlerin ve Fransızların işine yaramış, Osmanlı askeri Filistin’den çekilince bu bölgede İngiliz manda idaresi kurulmuştur. Böylece Yahudilerin bölgeye yerleşimleri daha kolay olmuştur. Birinci dünya savaşında birbirine düşman olan ülkeler, Siyonizmin arkasında birlikte olmuşlardır. İngiltere, Fransa, Almanya, Rusya sonra da ABD… Vatikan da müttefiklerden yanadır. Her birisinin Siyonizmi destekleme gerekçesi farklıdır, ama aynı sonuçta birleşiyorlardı. Bir yandan Yahudileri ülkelerinden göçe zorlayarak kendi sosyal sorunlarını çözüyorlar, diğer yandan da kendi dış politikaları doğrultusunda mevzi kazanıyorlardı. Hatta Osmanlı ile aynı cephede olan Almanya, Siyonizmin şampiyonluğuna soyunmuştu. Filistin’e göç eden Yahudilerin büyük bir kısmı Orta Avrupa kökenliydi. Bu bölge için kurulan Yıldırım Orduları komutanı Alman Falkenhayn’dı. Bu general, Osmanlı adına bölgedeydi ama Alman menfaatlerini takip ediyordu! Osmanlısız bir Ortadoğu istenilmişti. Daha sonra Yıldırım Ordularına komuta eden Mustafa Kemal Paşa bu orduyu dağılmadan Misak-ı Milli sınırları içine çekmiştir. (s.399)
Çanakkale’de Türklere karşı savaşta Siyon Katır alayları ile savaşa katılan Siyonistler Seddülhabir’de kurşun sıkmıştı. (s.319) Filistin’de Osmanlı-İngiliz savaşlarında Siyonist casusluk faaliyetleri, NİLİ ajanları ile uluslararası düzeydeki propaganda faaliyetleri ile İngilizlere ciddi olarak destek olmuşlardı. Bu kapsamda M. Kemal Öke, dönemin gazetelerini inceleyerek yapılan komploları, çarpıtmaları delilleriyle yazmıştır. Mesela İngilizler İttihat ve Terakki’yi bir yandan Mason-Dönme-Siyonist diye karalarken, diğer yandan Avrupa ve ABD’de de onları azınlıkları Türkleştirmeye çalışan, Ermenilere soy kırım yapan bir teşkilat diye tanıtıyordu. (S.394)
ABD’de Wilson’un başkanlığı gelmesiyle Siyonistler büyük bir kazanç elde ettiler. Zira Musevileri korumayı onlar dini bir görev olarak görmüşlerdir. Osmanlı’ya gönderdikleri büyükelçileri de Siyonistlerden seçmişlerdir.
Osmanlıyı bu dönemde en çok zorlayan konular birçok cephede sürdürülen savaşlar ve borçları olmuştur. Birinci Dünya Savaşı Türkler, hatta Avrupalılar için büyük bir felaket iken Suriye ve Araplar için karlı bir dönem olmuştu. Araplar İngiltere ve Fransa’nın tahrikiyle bölünme yanlısı olurken, özellikle Filistin, Suriye ve Irak’ta yaşananlar onları tekrar Osmanlı’ya yöneltmişti. Zira uzun süreden beri devlet geleneği olmayan Araplar Irak, Suriye ve Filistin’de istediklerine kavuşamamıştır. Emir Faysal’ın Arap-Türk uzlaşma girişimi sonuç vermemiştir. Bunun yanında Anadolu’da Milli mücadele hareketi Filistin’de de akis uyandırmış tekrar Türkler lehine bir hava oluşturmuştur. Hatta Filistin’deki gazeteler Kuvayı Milliye’yi destekleyerek Mustafa Kemal’i İslam kahramanı olarak tanıtarak Mescidi Aksa’da para bile toplamışlardır. (s. 459)
İngiltere 1948 yılında İsrail’in bağımsız devlet olarak ilanına kadar bölgeyi sömürge olarak idare etmiş ve Araplar da Filistin’in Siyonistleşmesi için İngiliz mandasını finanse etmişlerdir.
1917 yılında İngiliz Dışişleri Bakanı Balfour’un hazırladığı deklarasyon ile Filistin Osmanlıdan koparılır. Aynı devletler 1920 yılında Osmanlı hükümetine Anadolu’yu parçalama anlamına gelen Sevr’i imzalatırlar. Araplar Balfour deklarasyonuna karşı çıkamamıştır, çünkü tecrübeleri yetersizdi, hayallerde yaşıyorlardı. Türkiye ise Kurtuluş Savaşı ile Sevr’i kabul etmeyerek ulusal birliğini sağlamıştır.
Misak-ı Mili sınırları dışında kalması sebebiyle Kurtuluş Savaşı sonrasında bu bölge ile ilgisi sınırlı kalmıştır. Ancak Osmanlının çöküşünü yaşayan askeri ve mülki erkan yaşananların sebeplerini gayet iyi biliyorlardı.
Türkiye’de Cumhuriyetle beraber azınlıkların hakları konusunda ayrı bir düzenlemeye ihtiyaç kalmadığı gerekçesiyle Lozan anlaşmasıyla Yahudiler Ferağat Talinamatnamesiyle eşit yurttaş olmuştur. Ancak 1949 yılında Yahudiler kendi iç işlerinde yeniden muhtariyet ve okullarda dini öğrenim hakkı kazanmışlardır. Cumhuriyet yönetimi Siyonizme mesafesini korumuştur. (Devam edecek)

HABER YORUMLARI
  1. Henüz yorum yapılmamış.
    İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.